"Evet... Evet Na-rae sevgiliyiz." Dedim. Niye bunu dedim gerçekten bilmiyorum. Ani karar.
Kai şaşırmış gibiydi.
Na-rae orada bir çığlık patlatmıştı.
"Gerçekten mi...!?"
Daha önce dediğim yüzünden bunada 'evet' demeliydim.
"Evet..."
Kai gülümsüyordu.
"Size mükemmel bir teklifim var çocuklar."
Na-rae'ye baktım.
"Nedir o teklif?"
Sırıttı.
"Tam şuan burada küçükte olsa öpüşün ve bende size %50 indirim yapayım."
Daha önce ne diyeceğimi bilemediğim olmuştu ama bu kadar değil, kabul etmezsem ne bahane uydurabilirimki?
Kai'ye baktım, kulağıma yaklaştı.
"%50 indirim diyor, bu harika bir fırsat, hadi yapalım."
Biraz güldüm.
"%60 indirim?"
Na-rae güldü ve başını aşağı yukarı salladı.
Kai'ye baktım, bana doğru geldi ve ellerini omzuma attı. Tutup çektim ve öptüm.
Bu kadar uzun sürmesine gerek yoktu ama uzun sürmesini sevmiştim. Dudaklarının dokusu şey gibiydi... Şey... Şeftali gibi.
Son kez sertçe dudaklarımı dudaklarına bastırıp geri çekildim ama o doymamış gibi kafasını öne attı.
Na-rae alkışladı.
"Mükemmeldiniz, bu görsel şölen için %60 indirim."
Gözlerimi devirdim ve güldüm. Kai bittiğini kabullenip geri çekildi ve Na-rae onun saçlarını yapmaya devam etti.
°
Kai'nin de saçları bitince parayı ödeyip kuaförden çıktık.
"Gerçekten öpüştük..."
Kai'nin yüzüne baktım, kızarmıştı. Normal.
Gülümsedim.
"Sevdin sanırım."
Gözlerini kırpıştırdı.
"Soobin deme öyle."
Gülümsedim ve sarı saçlarını okşadım.
"Doymamış gibiydin."
Kolumu itti.
"Utandırma Soobin."
...ᘛ⁐̤ᕐᐷ