Bölüm 8

334 10 2
                                    

Bölüm 8|Koyuca Kırmızı

Dudaklarımın arasına aldığım çiçekle kameraya diktim bakışlarımı.

"Harikasın İnci!" Fotoğrafçı karşımda enerjik bir şekilde benim anlarımı yakalıyordu. Eminim ki hayatının en iyi çekimini yaşıyordu. "Şimdi bakışlarını farklı bir yere yönelt. Çok güzel!" Bir kaç poz daha çektikten sonra makineyi yüzünden uzaklaştırıp ekrana baktı. "Muazzam!"

Dudaklarımın arasındaki çiçeği parmaklarımın arasına alıp şuh bir bakış attım.

"Bitti mi çekim?"

"Evet. Şahaneydin İnci. Bana muazzam kareler verdin."

"Seninle çalışmak da zevkti." Gülümseyip oturduğum yerden kalktığımda Mike çoktan yanıma gelmiş, üstüme bornozumu geçirmişti.

Bornozun cebindeki sigara paketini çıkarıp dudaklarıma bir dal yerleştirdim ve Cihangir'in çakmağıyla ateşledim.

"Siz seçim işini Mike'la halledersiniz o halde?"

"Sen de bakmak istemez misin?"

Başımı olumsuz anlamda sallayıp dumanı üfledim. O kadar çok fotoğrafım çekilip basılmıştı ki artık kadrajda nasıl çıktığımı merak dahi etmiyordum.

"Mike halleder." Mike bana başını salladığında ona döndüm. Elimdeki sigaraya boka bakar gibi bakıyordu ama umursamıyordum. "Akşama ben yokum haberin olsun."

"Gene ne haltlar karıştıracaksın?"

"Seni ilgilendirmez bebeğim. Sen seni ilgilendiren kısımla uğraş."

"Çok kötüsün İnci! Bazen kendimi sadece menajerinmişim gibi hissediyorum."

"E öylesin zaten." Alıngan bakışına kıkırdadım. "Şaka şaka! Sen benim hayatımın anlamısın!"

"Eh! Kanalım bakalım." Gözlerini devirdi. Ama yüzündeki sırıtışı çoktan kandığını gösteriyordu. "Geceyi her nerede geçireceksen yarın geç kalma. Biliyorsun Elle Türkiye'nin daveti var."

"Merak etme. Vaktinde evde olurum."

Vedalaşıp yanından ayrıldıktan sonra karavanların olduğu kısma doğru ilerledim.

Sabahın köründe Elle dergisinden arayıp yarın akşamki organizasyona davet etmişlerdi. Aynı zamanda organizasyonda fotoğraflarımı kullanmak isteyip beni bu acil çekime çağırmışlardı.

Söylediklerine göre Türkiye'nin yedi güzel kadınını yedi farklı renkte fotoğraflayıp organizasyonda sergileyeceklerdi. Bu gökkuşağı temalı organizasyonda benim payıma düşen renk ise tabii ki kırmızıydı.

Ani gelen bu teklifi muhtemelen yine Praise planlamıştı. Beni reklam yüzü yapmadan önce adımı temizlemeye çalışıyorlardı.

Karavanıma ulaştığım sırada uzun adımlarla yanıma yaklaşan kadına baktım. Onu tanıyorum. Miss Turkey'de benden sonraki dönemin birincisiydi ve tacı ona tören eşliğinde ben teslim etmiştim. Ancak adı kesinlikle aklımın ucunda bile değildi.

"Fazla sigaran var mı?"

Gülümseyip cebimden paketi çıkarttım. Güzel yerden girdi. Kendim gibi keş insanları severim.

Paketi ona uzatırken sonuna geldiğim sigaramı yere attım ve onun ardından kendime de bir dal aldım. Cihangir'in çakmağını da çıkarıp önce onun sonra kendi sigaramı yaktım.

Bu çakmağı da artık tamamen sahiplendim.

"Of! Saatlerdir içmiyordum başım çatlamış!" Siyah uzun saçlarını geriye savurup şakaklarını ovdu.

VENÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin