Bölüm 9|Sadece Seks!
Davetin verildiği salondan içeri girerken her zaman olduğu gibi çok havalı ve güzeldi İnci. İçeri adım attığı anda tüm bakışlar ona dönmüştü.
Nasıl dönmesindi ki?
Üstünde daveti veren derginin onun için belirlediği renk vardı, kırmızı...
Bu renk kesinlikle onun rengiydi. Uzun kırmızı triko elbisesi derin bir yırtmaca sahipti ve ip askıları bembeyaz gerdanını ortaya seriyordu. Makyajını da kırmızı rujuyla tamamladığında tamamen bir bütün olmuştu. Beyaz teninin üstünde elbisesi, dudakları ve saçları alev kırmızısıydı.
Topukluları da giyince iyice kendinden kısa kalan Mike'a göz ucuyla baktı. O da tarzından ödün vermemiş, fuşya takım elbisesinin içine turuncu fileden bir üst giymişti. Boynuna taktığı turuncu saten fuları kombinini tamamlarken, Türkiye kesinlikle bu görünüme hazır değildi.
"Hangi masaya geçeceğiz?"
Mike turuncu camlı gözlüklerini işaret parmağıyla aşağıya indirip etrafı süzdü. İşi bittiğinde gözlüğü geri yaslayarak İnci'ye kendini takip etmesi gerektiğine dair bir baş işareti yapıp sağ tarafındaki bistroya ilerledi.
İkili bistroya yerleştiklerinde Mike bu lokasyonun avantajlarından bahsediyordu. Özellikle İnci'yi hem görünür, hem ben burdayım diye bağırmayan bir yere konumlandırmak istemişti.
İnci'nin uyuşturucu haberleri yavaştan unutulmaya başlamıştı ve yeni iş görüşmeleri için bu günden kolları sıvayacaktı.
"Cihangir de bizim bistroda durur değil mi? Sonuçta aynı markayı temsil ediyoruz." Yenemediği bir merakla sordu sorusunu. Adamın yanında olmak için yanıp tutuşuyordu.
"Sanmıyorum, bu markayla ilgili bir organizasyon değil sonuçta. Futbolcular arkadaki locada takılıyorlar." Mike'ın bakışlarıyla işaret ettiği noktada pahalı takım elbiseli fiziklerinden sporcu olduğu belli olan adamları gördü.
Hepsi kazandıkları parayı nereye harcayacaklarını şaşırmış olacaklar ki pırlanta küpeler ve kolyelerle donatmışlardı kendilerini. Oldukça sonradan görme bir görünümdü.
Canı sıkıldı bir anda. Bu geceyi Cihangir'le geçirmek için ölüp bitiyordu. Bu çift olarak bulundukları ilk davetti. Evet, ilişkilerine bir isim koymayacaklardı ama yine de İnci başkalarına Cihangir'le aralarında bişeyler olduğunu belli etmek istiyordu.
Bunu istemesinin tek sebebi başka kadınların Cihangir'e yaklaşmasını önlemekti tabiki.
Canını sıkmasına gerek olmadığına kendini ikna edip genişçe gülümsedi. Cihangir sözünü geçirmeyi bilen bir adamdı. Elbette başkalarını dinlemez, İnci'nin yanına gelirdi.
Tam bu sırada salona giren adamla göz göze geldi. Üstündeki smokinle muazzam görünüyordu. Deli gibi çarpan kalbiyle davetkar bir gülüş sundu adama. Ancak Cihangir hiçbir mimiğini oynatmazken İnci'yi hiç görmemiş gibi göz temaslarını kesti ve locaların olduğu yöne doğru adımladı.
İnci çatırdayan kalbiyle neye uğradığını şaşırdı. Adam resmen onu görmezden gelmişti.
Yanından geçen garsonun tepsisinden bir kadeh şampanya alıp tek dikişte hepsini içti.
"Yavaş İnci! Daha gecenin başındayız."
Söylenen Mike'a göz devirdi ve sözlerini değerlendirdi.
Evet, henüz gecenin başındalardı ve Cihangir elbette hatasını telafi ederdi.
Hem ona ne oluyordu böyle? Liseli ergenler gibi göt göte gezecek halleri yoktu ya! Onlar profesyonel iş hayatındaki insanlardı ve girdikleri ortamlarda önce işi gözetmeliydiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VENÜS
RomanceBildiğiniz tüm saf ve masum başrol kızları unutun. İnci Soydan onlara tezat olmak için yeryüzüne inmiş bir melek. Daha doğrusu düşmüş bir melek! Lucifer'ın dişi hali! 2016 Miss Turkey birincisi olmasıyla başlayan kariyeri ilk ve tek Türk Victoria's...