Bölüm 9| Bedenden çıkan ruh.

32 2 4
                                    


İyi okumalar.

| | | \ |

Ahsen geldi aklına Saye'nin. Ne demişti adam? "Ahsen hayatına mâl olacak bir seçim yaptı. Ve şu an da yaptığı seçimin sonucuna katlanıyor."

"Ahsen." dedi titreyen sesi ile. "Mühürlendiği kişiye yardım etmeyi seçti ve orada öldü değil mi?" Kadın kafa salladı. "O, şu an Araf'ta. Ruhu acı çekiyor. Çok acı çekiyor, Saye."

| | | \ |

Saye öğrendiklerinden sonra dakikalarca sessiz kaldı. Hayatında susması gerektiği bir an olmuş olsaydı o an bu an olurdu. Çünkü zihnini çok fazla şey meşgul ediyordu. Düşündü, düşündü, düşündü... Bir daha düşünmeye fırsatı yokmuşçasına.

"Şaşırmak için erken, üzülmek için geç değil mi?" Onlara değil de kendine soruyor gibiydi bu soruları. "Kim bilir daha neler göreceğim nelere şaşıracağım."

Adam ve kadının bir şey demesine fırsat vermeden oturduğu yerden usulca ayaklandı. Duvarda asılı olan şekillere baktı. Parmaklarını üzerlerinde gezdirirken aynı zaman da söyleniyordu. "Natan alfabesi demek..." Troes'lerin alfabesinde fazlaca oyalanmıştı.

Sonra arkada bıraktıklarına döndürdü vücudunu. "Her şeyi bilmek istiyorum. Bir şey saklamayın benden. Bu yola beraber çıkıyorsak eğer..."

Adam Saye'nin yanına gelerek omuzuna dokundu güven verircesine. "Eşimi ve çocuğumu kaybettim ben Saye.  Ne oyun oynayacak haldeyim ne de buna vaktim var."

Omuzundaki ele ardından adamın gözlerinin içine baktı. Daha önce bu kadar güvende hissettiği olmuş muydu?

"Aynalar..." dedi adam yan taraflarında kalan büyük aynayı gösterirken. "Aynalar sizin iletişiminiz için en büyük nesne."

Adam, Saye'nin aynanın karşısına geçmesi için ellerini uzattı. "Lütfen..."

Saye gözlerini sıkı sıkı yumdu adımlarken. Karşısında onu görecekti çünkü. Buna hazır mıydı?

"Gözlerini aç ve mühürlendiğin kişiye bak."

Verilen komutları yerine getirircesine kapattığı gözlerini açtı. Evet, o vardı karşısında. Saye ne yapıyorsa onu yapan bir adam. Omuzlarına kadar uzun dalgalı sarı saçları ve yemyeşil gözleri ile ona bakıyordu. Saye'nin aksine o kadar uzun ve yapılıydı ki yan yana olsalar onun yanında küçücük kalacağını düşündü. 

"Aynaya baktığın zaman onu görmen çok normal. Siz iki ayrı kişi değilsiniz artık. Teksiniz, birsiniz." Adam, Saye'yi rahatlatmaya çalışıyordu ve bunu çok da güzel başarıyordu.

"Birçok kişi tanıdım bu durumda olan Saye. Fakat senin kadar yeni birine denk gelmemiştim. Çoğu şeyi biliyoruz. Başına bundan sonra ne gelecek biliyoruz, onu uyarabiliriz. Onu bu zindandan seni de bu mühürden kurtarabiliriz, Saye."

Saye gülümsedi. O gülümseyince karşısındaki yansımada gülümsedi. Ve Saye düşündü; bu adama gülümsemek çok yakışıyordu.

"Elini kalbine, mühre,  götür." diye mırıldandı adam. Saye biraz duraksadıktan sonra elini gömleğinin altından içeri itiverdi.

"Şimdi de aynaya dokun."

Denileni yaptı. Aynaya dokunduğu anda yansıma yok oldu. İlk önce karanlık çöktü aynaya ardından Troes...

Troes kırıp döktüğü yüzlerce aynanın karşısında öylece uzanıveriyordu. Derin bir uykudaydı.

"Onun uyanması için senin uyuman gerekiyor Saye. Yani biz bir zaman kadar bunu böyle biliyorduk. Sonra öğrendik ki bir istisna var. Aynalar..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIZIL TAŞ: MÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin