Bölüm 6| Aynalar ve yansımalar.

101 19 9
                                    

Keyifli okumalar. 🌼


"Aynalar ve yansımalar."

Saye, titreyen ellerini aynadaki yansımasına dokunmak için kaldırmıştı. "Ay-aynalar..."dedi kekelerken. "Aynalar gördükleri her şeyi eksiksiz ya-yansıtır değil mi?"

"Yalvarırım, bana bir şey yapma. İzin ver gideyim." Kadın duvarın köşesine iyice sinmişken korku dolu gözler ile bir Saye'ye bir de onun aynadaki yansımasına bakıyordu.

"Neden bu ayna beni böyle gösteriyor o zaman?" Kadına soruyor gibi görünse de kendi kendine konuşuyordu."Neden böyle görünüyorum ben?!" O kadar yüksek sesle bağırmıştı ki kadın daha fazla ayakta duramayarak yere düştü.

"Gelme!" dedi. "Yaklaşma bana!"

"Ben de senin gibiyim, yemin ederim senden hiçbir farkım yok. Bana yaratıkmışım gözü ile bakma artık!" Kadının titreyen ellerini tuttu. Ondan kurtarmak istercesine ellerini çekmeye çalıştı fakat Saye buna izin vermemişti. "Bana inanıyorsun değil mi? Neden böyle göründüğümü bilmiyorum ama sen bana inanıyorsun değil mi?"

Kadın ağlamaktan kızarmış gözleri ile dibine kadar gelen Saye'nin gözlerine bakarken kafasını hızlıca salladı. Saye de çok korkmuştu. Rüyasında yeni yeni görmeye başladığı kişiyi kendi yansıması olarak görmek onu da çok korkutmuştu.

"Ahsen." diye bağırdı çömeldiği yerden doğrulurken. Kadın iki büklüm, yarı baygın gözlerle bakıyordu Saye'ye. Fakat o, bir bulmacanın içinde sağa sola çarpıyor, bulmacayı çözmeye çalışıyordu. Ayağa kalktığında lavabodan çıkarak koridorda koşmaya başladı. "Ahsen uyanmak zorunda!" dedi. "Ahsen uyanmak zorunda!"

Koridorda koştururken birçok görevlinin ona seslenmesini de es geçmişti. Saye hiçbirini duymuyordu. Adeta sağır kesilmişti.

Nefes nefese kaldığında duraksadı. Biraz önce kalktığı sandalyeye baktı. Evden çıkarken üzerine geçirdiği paltosu orada dağınık şekilde duruyordu. Az ilerisinde de Ahsen'in ailesi vardı. Doktor, hararetli şekilde bir şeyler anlatıyordu onlara. Fakat pek iyi şeyler söylediği söylenemezdi. Ayakta zor duran annesi ve her ana bayılacak gibi duran teyzesini diğer insanlar güçlükle tutuyorlardı.

Kulak kabartarak onlara doğru adımlarken doktoru da dinliyordu, Saye.

"Çok üzgünüm." dedi doktor kafasını iki yana sallayarak. "Beyin ölümü gerçekleşti diyemem. Ama Ahsen, artık bitkisel hayatta. Bitkisel hayatta kalan bir hasta bakımı yapıldığı müddetçe uzun yıllar bu durumda kalabilir, çok düşük bir ihtimalle de olsa hayati fonksiyonlarına geri kavuşabilir. Umarız Ahsen, hayata tutunan insanlardan olur."

Tam o sırada bir nida koptu koridorda. Tüm çığlıklar birbirine karıştı. Şimşekler çaktı, yeryüzü aydınlandı. Ve bir yıldız... Bir yıldız arafa doğru kaydı.
                                | | | \ |

"Buyurun, bunlar Ahsen Hanım'ın eşyaları."

Titreyen elleri ile eşyalara uzanırken bir anda ellerini geri çekti Saye. En son Ahsen ile bu hastanede görüşmüştü. Ve ona söz vermişti, kendisini kurtaracağına dair... Fakat şimdi buraya onun eşyalarını almak için gelmişti.  "Ne oldu sana Ahsen? Ne oldu da şimdi bu durumdasın?"

Kendi kendine girdiği çıkmazda düşünceleri ile boğuşurken adamın söylediği hiçbir şeyi duymuyordu.

"Saye Hanım, iyi misiniz?" Saye, irkildi. Kendini toparlamaya çalışırken karşısındaki kadın ona: "Bir şey mırıldanıyordunuz ama duyamadık. Bize mi dediniz?"diye sormuştu. Hızlıca kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı Saye de. Onlar da ona onaylayıcı bakış atmışlardı.

KIZIL TAŞ: MÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin