Altay kıkırdamaya başladı. Ama ben hala öküzün trene baktığı gibi bakıyordum.
"Güzelim, sadece şaka yaptım. Sarhoştun, evine bırakacaktım ama bana yolu hatırlamadığını söyledin. Ben de seni buraya getirdim. Senin yanından gidecektim ama gitme dedin bende kıyamadım. Merak etme üstündeki de elbisene içki döküldüğü için elbisenin üstüne giydirdim."
Allah'm ben ne sevap işledim de bu çocuğu benim karşıma çıkarttın? Ama bit saniye ,ne dedi o? GÜZELİM Mİ DEDİ?
"Güzelin miyim gerçekten?" Diye aptalca bir soru sordum, güldü. İnşallah hep gülsündü. AMA BANAA!
"Evet, güzelimsin ama unutma ki aramızda MERT HAKAN YANDAŞ gibi bir engel var ama merak etme. Aşk engel dinlemez" Şuan o kadar utanmıştım ki patlıcana döndüğüme emindim. "Altay" dedim bana baktı. Ama çok güzel baktı. "Hadi kahvaltı yapalım . Beni yicek gibi bakıyorsun." Aslında başka birşey söyleyecektim ama yemedi. "O da olur." Dedi ama mırıldanmıştı, o yüzden ben de duymamazlıktan geldim. Aşağı iniyordum ki belimde bir el hissettim. Direnç bandı gibi yapışmıştı resmen bana.
Kahvaltımızı ettik ve gidecektik de benim kıyafetim yoktu. Bunu sesli düşünmüş olmalıyım ki "Ben sana veririm benimkilerden birşeyler" dedi. Bana kadın forması verdi . E bunda ne işi vardı ki bunun? "Bu kimin ona göre giyip giymeyeceğime karar verecem de." Dememe kıkırdadı. "Ablamın ama kıskanman hoşuma gitmedi değil he" ÇOK UTANMIŞTIM. Ama ondan çıkmasını istedim. Üstümü değiştireceğim çünkü. E izlemesin o da. Yola çıktık. Telefonundan bir şarkı açtım
DEM- CAN BONOMO
Dem aydınlandı sahneler
Kapandı meyhaneler diye şarkıyı söylemeye başladım. Gülerek beni dinliyordu.
O gözler bana bir baktı
Bir yandı bir söndü şehirler derken gözlerine bakmayı tabi ki unutmamıştım. Sırıttı. Geldi elimi tuttu ve
O eller beni bir tuttu
Durdu ırmaklar nehirler. Birlikte söylemeye başladık.
Bir tutam sevdanı ver dem
Yaşamak sendin madem
Al beni çek götür uzaklara
Aşk neymiş görsün alem . Bir şarkı nasıl gönderme yapılarak söylenirse biz öyle söylemiştik. Sonunda vardık. Ben muaythai ile ilgileniyorum ve depremden dolayı bizim tesisimiz zarar gördüğü için erkek futbol takımı ile aynı yerde antrenman yapıyorduk.
İçeri ilk ben girdim 1 2 dakika sonra Altay girdi. Ben takımın kaptanı olduğum için erken gelmiştim. Koçun gelmesiyle önce bayrağa sonra koça selam verdik. Ardından koşmaya başlamıştık. Abim beni gösteriyordu. Sıçışş...
Kim bilir nasıl anlatıyordu beni arkadaşlarına koç gitmişti ve düdüğümle takımı yönlendirmeye başladım. 2 üfleyiş şınav demekti hadi biraz acı çekin , ardından elimle ilk 2 sonra 10 yaptığımda 20 olduğunu anlamışlardı.
Herkes şınavını çektikten sonra bağırarak "pozisyonu bozma 5 dakika plank pozisyonuna geç." Şimdi ananızı laciverte boyadım. Herkes oflayıp püflemeye başladı.
"Yerse gidin beni koça ispiyonlayın koçun kendi isteğiydi. Bizim Sivas' ta olacaktık var ya." Dememle susmuşlardı. Esneme gerdirme de yaptıktan sonra en sevdiğim bölüme geçtik. Herkesi eşleştirdim. Kendim de Altay ' a kaçamak bakışlar atsana kızın karşısına geçip eldivenleri taktım. "E haydi ama bu kadar mı korkuyorsun benden?" Dedim ve onu hırslandırdım. İşime gelirdi sert dövüşmeyi severim. Dişliklerimi taktım ve selam verdim . Başladığımızda mideme düz tekme attı ama tuttum. Midesine ve suratına birkaç yumruk geçirdim. Ayağını yere koyduktan sonra o hamle yapmaya bile zaman bulamadan dönerek yüzüne tekme atmıştım. Aramızdaki hakem "NAKAVT" Diye bağırıp kolumu havaya kaldırdı. Karşımdaki abime bakıyordum . Gururla bakıyordu bana ,arkadaşlarına tanıtıyordu beni. Gözüm istemsizce yanında oturan Altay a kalmıştı. Göz kırptı.