7

108 12 26
                                    

Ybden herkese merabalarr.

Nasılsınız bakalım?

Keyifli okumalar.

*******************************

Finney birinin saçlarını okşadığını hissediyordu, ve biraz boğuk sesler duyuyordu. Kaşlarını çatıp sesin sahibini tanımaya çalıştı. "Hey Finn, kalk geldik." Robin'in sesini hemen tanımıştı Finney. Kafasını kaldırıp uyku mahrumu gözlerini Robin'e çevirdi, beş dakika daha diye yalvarackmış gibi bakıyordu. "Hadi Finn, kalk. Akşam uyuyamayacaksın yoksa." Finney gözlerini ovmaya başlarken "Ne zamandır uyuyorum?" diye sormuştu. Robin "Yarım saat." diye cevapladı onu.

"Hadi çocuklar." Finney ve Robin bayan Allerano'nun sesiyle hareketlenip arabadan indiler. Finney ilk defa Robin'in evini görüyordu. İki katlı, küçük ama güzel bahçeli beyaz müstakil bir evdi. Finney Robin'e tekrar yardım etti, belini kavrayarak kolunu omzuna atmasını sağladı. Robin vücudunu iyice ona yaslayıp içeriye götürmesine izin verdi, bayan Alleranı kapıyı açarak iki çocuğun önce geçmesine izin verdi.

"Hey Finney canım, Robin'i odasına çıkarır mısın lütfen? Yemek yapmam gerekiyor." Bayan Allerano nazik sesiyle sormuştu Finney'e, iki gencin Robin'in odasında daha da rahat edeceğini düşünmüştü. "Tabi ki, efendim." Finney gülümseyerek cevap vermişti bayan Allerano'ya. "Anne ne yapacaksın yemeğe?" Robin kafasını mutfağa doğru giden annesine çevirip sordu. "En sevdiğin yemekten oğlum, Paella." Robin zafer kazanmışcasına gülümsedi, annesi onu nasıl mutlu edeceğini biliyordu.

"Robin, odan nerede?" Finney masum tonuyla sormuştu, belli ki, hala uykusu dağılmamıştı. "Üst katta, sondan ilk sağdaki oda." Finney kafasını sallayıp merdivenlere yöneldi, esnememek için kendini zor tutuyordu. Merdivenlerin ortasındayken Finney ufak bir esneme kaçırmıştı ağzından. Robin kendisi fark etmeden oraya dalmıştı, çok tatlı gelmişti gözüne. 

Robin'in odasına geldikleri zaman Robin elini kapı koluna atarak açtı, odasını nasıl bıraktıysa öyleydi. Finney Robin'i yatağına bırakıp geri çekildi. Doktor bir günlüğüne ayaklarını kullanamayacağını söylemişti, alışması bir gün sürecekmiş yani yarın kullanabilecekmiş. Robin otururken o odayı süzmeye başladı. 

Açık çikolata  renk duvarları vardı, ahşap bir dolabı ve yine ahşap komodinleri ve masası . Odaya girince kapının sağında dolap duruyordu, dolabın bir adım önünde beyaz çarşaflı yatak. Yatağın iki tarafında  komodinler duruyordu, sağdaki komodinin üstünde bir çalar saat ve bir sürahi vardı. Soldaki komodinin üstünde bir eskiz defteri vardı, bir adım ötede ise bir kaç bitki ve perde olan bir pencere. Pencerenin birkaç metre ilerisinde çalışma masası, üstü tamamen defter,kitap  ve sayfayla doluydu. Küçük ama güzel bir odası vardı.

Finney odayı süzmeyi bırakıp Robin'e döndü. "Ne yapmak istersin Robin?" Robin birkaç dakika düşündü "Birazdan akşam yemeği hazır olur, ona kadar kitap okumaya ne dersin?" Finney hevesle kafasını salladı, ders kitabı hariç bir kitap okumayalı uzun zaman olmuştu. "Nerede?" Robin eliyle çalışma masasını gösterdi " İkinci ve üçüncü çekmecesinde var, hangisi dikkatini çekerse almaktan çekinme." "Sen almayacak mısın?" Robin kafasını hayır anlamında salladı.

"Ben resim çizeceğim, özledim." Finney gülümseyip kendisi için bir kitap seçti, bu kitapları muhtemelen bayan Allerano almıştı, birkaçı hariç  hiç birisi Robin'in zevkine uymuyordu. "Hey Finn, eskiz defterimi bana uzatır mısın?" Finn kafasını salladı, komodine gidip eskiz defterini Robin'e uzattı. Robin defteri alıp içindeki kalemi çıkardı. Kendine model arıyor gibiydi.

Finney çalışma masasının sandalyesini Robin'e çevirip oturdu ve kitabını okumaya başladı, yüzünde çok güzel bir ifade vardı. Robin modelini bulmuştu. Kalemini sıkıca kavrayıp sayfa üzerinde bazen nazikçe, bazense sert bir şekilde hareket ettirmeye başladı. Bir gözü sürekli Finney'in üzerindeydi, Finney kitap okurken hiç pozisyon değiştirmiyordu. 

A real man never leaves his ''Friend'' behind/RinneyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin