Merhabalar
nasılsınız bakalım?
Keyifli okumalar.
********************************************
Robin uzun siyah saçlarını sütlü çikolata rengi bandanasıyla tutturup ellerini pantolonunun cebine soktu. Bu gün cumartesiydi ve Finney gelecekti, evdekiler biliyordu. Heyecanlı hissediyordu. Belki Finney'in ilk gelişi değildi, ama bu Robin'in aşkını kabul edişinden sonraki ilk gelişiydi, yanlış bir şey yapmaktan korkuyordu. Aşağıya inmeye karar verdi Robin, sonuçta odasını toparlamış, Finney'in giydiği kıyafetlerini sanki yıkanmış gibi geri dolaba koymuştu.
Odasından çıkıp aşağıya indi, annesi kurabiye yapıyordu, Mike amcanın işi çıkmış ve gitmek zorunda kalmıştı. Oturma odasına giderek kanepeye oturdu, Finney dün geleceği saati belirtmişti, gelmesine az kalmıştı. Annesinin yumuşak sesi mutfaktan kulağına ulaşırken gözlerini kapattı Robin, annesinin sesini seviyordu. Aslında, Finney'in sesi de aynı annesinin ki gibi yumuşaktı, belki onunki de güzeldi? Robin kafasını iki yana salladı, her şeyden Finney'e varan bir anlam buluyordu.
Kapının zil sesiyle gözlerini açtı, Finney gelmişti. "Robin, kapıya bakar mısın oğlum?" Robin kanepeden kalktı "Tamam anne!" Kapıya yaklaşık elini kapı kulpuna koydu, derin bir nefes alarak açtı. Finney'in tatlı yüzü görünmüştü ardından, her zamanki gibi gülümsüyordu. "Merhaba Robin." Robin hafif bir tebessüm ile "Merhaba Finn..." diye karşılık verdi, aklı başından gitmiş gibi hissediyordu.
"Gelsene." Robin kapıdan çekilip Finney'i içeriye davet etti. Finney içeriye girip ayakkabılarını çıkardı. "Oh, Finney evlat hoş geldin." Finney Maria'nın sesiyle mutfağın girişine döndü "Hoş buldum efendim." Maria Finney'in yumuşak sesine gülümseyerek "Çikolatalı kurabiye sever misin canım?" Diye sordu. Finney kafasını salladı "Güzel, hazır olunca size haber veririm." Robin gülümseyip Finney'in bileğini tuttu "Teşekkür ederiz anne, biz ders çalışmaya gidiyoruz. Hadi Finn!" Robin Finney'in bir şey demesine izin vermeden onu üst kata sürükledi, Finney son anda teşekkür ederek onu takip etti.
Robin'in odasına girince Robin kapıyı arkalarından kapatıp yatağına oturdu. "Çalışmaya nereden başlayacağız?" Finney ona yaklaşarak tam önünde durdu "Nereden istersen oradan." Robin bir süre durdu, aslında pek bir şey anladığı söylenemezdi. "Aslında bakarsan pek bir şey anlamadım." Finney ellerini beline koydu "O zaman şimdiden başlasak iyi olur." Robin kafasını salladı "Haklısın."
Robin ve Finney ders çalışıyorlardı, daha doğrusu Finney anlatıyor Robin dinlemeye çalışıyordu. Karşısında Finney varken nasıl ondan dersi dinlemesini bekleyebilirdiler ki? Aklı derste değil Finney'in güzel yüzündeydi. Kapının açılmasıyla kafalarını o yöne çevirdiler, Maria bir tepside onlar için kurabiye ve sıcak çikolata getirmişti. "Size atıştırmalık getirdim." Finney vücudunu ona çevirdi "Teşekkür ederiz efendim." gülümseyerek konuştuğu zaman Maria tepsiyi komodinin üzerine bıraktı "Rica ederim tatlım, ben bir arkadaşıma gideceğim. Siz istediğinizi yapabilirsiniz." Robin annesine bakıp kafasını salladı, yine Emily teyzeye gidiyor olmalıydı.
"Görüşürüz anne." "Görüşürüz evlat." Robin annesinin kapıyı kapatışını izledi, annesi muhtemelen gece geç saatlerde gelecekti yine. "Hadi soğutmadan yiyelim." Robin sandalyesinden kalkıp kurabiyelere doğru giderken Finney "Bence ikisini aynı anda yapabiliriz." Robin tepsiyi almak için eğildiği yerden kalktı "Nasıl?" Finney masada ufak tepsinin sığacağı kadar bir boşluk açtı "Buraya bırak, buradan yeriz."
Robin tepsiyi alıp Finney'in dediği yere bıraktı, nefis görünüyordu. Eski yerine dönüp eline bir kurabiye aldı ve bir ısırık alarak Finney'e döndü. Finney eline aldığı kurabiyeden ufak bir ısırık alıp anlatmaya geri döndü. Robin derse biraz olsun odaklanabiliyordu. Kurabiyeden arada bir ısırık alarak dinliyordu, dersi Finney anlatığı için hemen kavramaya başlamıştı. Finney kurabiyenin yanına içmek için kupada olan çikolatayı eline alıp bir yudum içti, tadı mükemmeldi.
Robin'in gözleri Finney'in dudaklarında kalan çikolataya takılmıştı. Finney ise fark etmeden anlatmaya devam ediyordu. Robin elini uzatıp Finnay'in dudaklarına dokundu. Finney ona baktı şaşkınlıkla, gözleri büyümüştü. Robin dudaklarının kenarındaki çikolatayı silip parmağına baktı, kendi içeceğini içmemişti, tadını merak ediyordu. Parmağını ağzına götürüp tadına baktı, oldukça tatlıydı. Finney'e baktığı zaman pembe yanaklarıyla ona baktığını fark etti "Finn, iyi misin?" Finney kendine gelip kafasını evet anlamında salladı.
"Evet, sadece dalmışım. Hadi devam edelim." Robin kafasını sallayıp kitaba bakmak için biraz öne eğildi, Finney ile yakınlaşmışlardı.
Finney sürekli Robin'e bakıyordu, Robin fark etmese bile.
******************************************
Bölüm sonu
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Adios
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A real man never leaves his ''Friend'' behind/Rinney
Fanfic''Yaşıyor!'' Diye bağırdı adam binanın kapısında. ''Robin Allerano hala hayatta!'' -Rinney Wattpad'da sadece bir tane Rinney fici vardı, bende neden kendim yazmıyorum dedim. Finney x Robin sevmeyenler okumasın.