21

78 9 20
                                    

Finalden herkese merabalar.

Böyle diyince bir tuhaf oldum, neyse nasılsınız?

Keyifli okumalar.

************************************************

Finney giydiği takım elbisenin yakalarını düzeltip gergin bir nefes verdi. Gwen ona yaklaşıp özenle yapılmış bir kaç tutamı parmakları arasında okşarken göz makyajı akmasın diye çaba sarf ediyordu. "Çok-çok yakışıklı olmuşsun Finney..." Finney gülümseyip kardeşinin ince beline sarıldı. "Ağlama Gwen." Gwen burnunu çekip göz yaşlarını geri gönderdi.

"Ağlamıyorum." Finney ondan ayrılıp 'İnandım' bakışları attı. "Her şey çok ani gelişti Finney." Finney ona hak veriyordu, daha bir hafta önce evlenme teklifi almıştı, şimdide evleniyorlardı.  Finney kafasını salladı, iyice gerilmeye başlamıştı, saat yaklaşıyordu. "Suzie nerede?" Finney'in sorusuyla Gwen "O düğün alanında, sürprizi bozmak istemedi" Finney gülümseyip kafasını salladı, gerildikçe gülesi geliyordu. Finney sarımsı saçlarını karıştırmamak için kendine hakim oldu, derin nefesler almaya başlamıştı sadece.

Robin giydiği siyah takım elbisenin kol düğmelerini bağlayıp aynada kendine baktı. Altına giydiği beyaz gömlekle oldukça iyi görünüyordu, teni takım elbiseye tam uymuştu.  "Oğlum?" Robin annesinin sesiyle arkasını döndü, annesi ona yaşlı gözleriyle bakıyordu. "Anne?" Maria oğluna yaklaşıp elini yanağına koyarak okşamaya başladı "Çok yakışıklı olmuşsun oğlum..." Robin elini annesinin elinin üstüne koydu "Neden ağlıyorsun anne?" Maria makyajına dikkat ederek göz yaşlarını sildi "Mutluluk göz yaşları oğlum, merak etme." 

Robin gülümsedi, annesinin gözünde hala bir çocuk olduğunu biliyordu. "Hey evlat, ne kadarda yakışıklı olmuşsun böyle?" Robin Mike  amcaya döndü, yılların verdiği görünüme uyarak birkaç saç teli beyazlamıştı, ama hala yakışıklı görünüyordu. "Teşekkür ederim amca." Mike ona iç açıcı bir şekilde gülümsedikten sonra saatini kontrol ederek ona döndü "Zaman geldi evlat." Robin titrek bir nefes verdi, neden heyecanlanıyordu ki?

Robin gergin bir şekilde bekliyordu, rahip baş ucunda durup dua kitabını açık tutarken ve o kitabın onlar için olduğu gerçeği hiçte yardımcı olmuyordu açıkçası. Uzun siyah saçları omzundan aşağıya dökülüp dikkatini dağıtırken beyaz iki el ona uzanmıştı, Robin anında kafasını kaldırmıştı. Finney gülerek ona bakıyordu, ellerini kavuşturup başlamak için Rahipi beklediler. Rahip, incili açarak iki gence baktı yumuşak bakışlarıyla, Robin Finney'in ellerini biraz daha sıkı tuttu. 

Robin ezbere bildiği yemini söylemeye başladı, yanılmamak veya hata yapmamak için iki katı gayret gösteriyordu. Robin bitirir bitirmez Finney başlamıştı, aynı Robin gibi onun gözlerine bakıyordu. Finney bitirir bitirmez rahip başlamıştı, o da bitirince artık resmi olarak evlilerdi. Robin tek eliyle Finney'in belini kavrayıp kendine çekti, birkaç saniye sürmesine rağmen Robin'in kalbi hızlanmıştı. 

Finney kafasını çevirip ailelerine baktı, Gwen göz yaşlarını tutamazken babasının gözleri yaşarmıştı. Onlara gülümserken Robin ona bakıyordu, tam güzel yüzüne.

Finney Blake, Robin Alleranoya ne yapmıştı? Ve işin tuhaf yanı, Robin neden bundan memnundu?

Robin Finney'e dönüp "Ne olursa olsun seni hep seveceğim Finney..." dedi. Finney gülümseyip "Bende seni kim ve ne olursa olsun seveceğim..." dedi. İkisi de aynı anda konuştu:

"Sonsuza kadar... "

*****************************************************

Vay be...

Koskoca kitabın sonuna geldik, duygulandım şimdi.

Neyse, sizinle çok güzel maceralar yaşadık, kimi zaman üzüldük, kimi zaman sevinç çığlığı attık, ama buraya kadarmış. 

Bir sonraki Rinney ficinde görüşmek üzere hoşçakalın. 

A real man never leaves his ''Friend'' behind/RinneyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin