17

103 13 16
                                    

Herkese merabalar.

Nasılsınız bakalım?

Keyifli okumalar.

*************************************

Finney tanıdık kokuyu ve tanıdık teni hissediyordu, dün gece neler olmuştu? Birisinin eli saçlarında dolanıyordu, çekmeden yumuşakça okşuyordu sadece. Gözlerini açarak saçlarını okşayan kişiye baktı, Robin yüzündeki hayranı olduğu gülümsemesiyle ona bakıyordu. Robin kollarında uyanan çocuğun saçlarına bir öpücük kondurup tekrar gözlerine baktı "Günaydın, mi amor." Finney gülümsedi, rüya görmemişti, o öpücük oldukça gerçekti.

Kafasını kaldırdığı yere geri koyup "Günaydın." diye fısıldadı yeni uyandığı için çatallı çıkan sesiyle. "Çok güzelsin Finn..." Finney Robin'in kulağına fısıldadığı şeyle kızardığını hissediyordu, Robin ise kıkırdıyordu "Hey! Çok kötüsün Robin!" Robin kıkırdamalarını durdurup Finney'in elini tuttu, boşta kalması canını sıkmıştı.  

"Lütfen bana bunun bir rüya olmadığını söyle Finn... Eğer bir rüyaysa uyanmamayı tercih ederim." Finney bacaklarını aşağıya sarkıtmışken kafasını arkasına döndürüp hala uzanan sevgilisine bakıp gülümsedi "Hmm, göstermemi ister misin?" Robin kafasını yavaşça evet anlamında salladı, Finney uzanıp dudaklarını birleştirdi "Wow, oldukça gerçekçi duruyor, ama emin olamadım." Finney gülümseyip yataktan kalktı, zaten yeterince utanmıştı.

"Robin! Finney! kalk-" Gwen kapıyı bile çalmadan içeriye dalınca Finney ve Robin oraya dönmüşlerdi, Gwen ikisini de baştan aşağıya süzüp "Güzel, uyanmışsınız. Hadi kahvaltıya." Arkasını dönüp kapıyı  kapattığı zaman Robin Finney'e baktı, Finney kısaca omuz silkip dolabına yöneldi. " Hadi Robin, acele et." Robin yatığı yerden çevik bir hareketle inip dümdüz bir şekilde durdu. Finney kıyafet seçerken arkasından yaklaşıp kolları arasına aldı, Finney kıkırdayarak "Daha az önce seni öptüm Robin." dedi. Robin ise kafasını boynundan kaldırmayarak boğuk bir sesle "Seni şimdiden bile özlüyorum Finn..." Finney kızarmış yanaklarını saklama gereği durmadan boğazını temizledi, onun bu hallerine alışması uzun sürecekti.

"O zaman eve gittiğin zaman ne yapacaksın?" Finney'in kısık sesine karşılık Robin "Bilmiyorum..." dedi yine kısık sesiyle, gerçekten bilmiyordu. "Robin aşağıya inmemiz gerek." Robin zar zor ondan ayrılıp geri çekildi "Üstünü giy ve gel. Aşağıda olacağım." Finney kafasını salladı, Robin gittikten sonra derin bir nefes aldı, Robin'in kendisine olan bu düşkünlüğüne nasıl alışacaktı bilmiyordu. 

Finney aşağıya indiği zaman Robin'in masada oturmuş babasıyla sohbet ettiğini fark etti, İkisi de memnun gibiydi. "Hey Finney evlat, tam zamanında geldin, bizde tam yarın ki maç hakkında konuşuyorduk." Finey gülümseyerek bu sefer Robin'in yanına oturdu, Robin gülümseyerek masanın altından ellerini kenetlemişti. "Heyecanlı mısın evlat?" Finney kafasını evet anlamında salladı, uzun zamandır üst üste gelen şeyler biri de buydu işte, maç stresi. 

" Efendim, Finn ile dolaşmaya çıkabilir miyiz? Bilirsiniz, kafası dağılsın diye." Terence bir süre düşündü, aslında mantıklıydı. "Tabi, eğer o da isterse." Finney hemen kafasını evet anlamında sallamıştı. "O zaman kahvaltımızı yaptıktan sonra çıkabilir miyiz?" Terence yine kafasını salladı, zaten Gwen ve o da evde olmayacaktı. Son olarak babasının önüne kahve koyduktan sonra oturmuştu Gwen, kahvaltı başlamıştı. 

Finney  otururken nasıl burada kimsenin olmadığına hayret ediyordu, burası tam anlamıyla mükemmeldi. "Sevdin mi mi amor?" Finney kafasını evet anlamında salladı, bulundukları yer bir tepeydi ve çok güzel görünüyordu.  " Çok güzel..." Finney'in ağzından hayranlıkla çıkmıştı bu söz, Robin ise ona bakarken "Evet, öyle." diye yanıtlamıştı. 

"Finn, yarınki maça hazır olduğuna emin misin?" Finney  kafasını salladı, Robin orada olacaksa endişeye gerek yoktu sonuçta. Robin yüzüne düşen tutamları yüzünden çekip meleksi yüzüne baktı Finney'in, o pislik onu aşağıya atarken bile onun için dayanmış, hayata tutunmuştu. 

Finney'in güzel gözleri onu bulunca Robin yine dudaklarını birleştirdi, ne kadar öperse o kadar tatlı geliyordu. "Sakın unutma Finn, seni hep çok seveceğim." Finney gülümseyip dudağının kenarına koydu dudaklarını "Bende seni kim ve ne olursa olsun seveceğim Robin." İki gençte aynı anda "Sonsuza kadar..." diye fısıldadılar. 

Sonsuza kadar...

********************************************

Bölüm sonu 

ne düşünüyorsunuz bakalım?

Bu bölümü neden yazdım hiç bir fikrim yok.

Adios.

A real man never leaves his ''Friend'' behind/RinneyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin