4

99 16 16
                                    

Herkese merbalar.

Nasılsınız bakalım?

Keyifli okumalar.

*****************************************

Finney yavaş ve gergin adımlarla kapıyı arkasından kapatarak içeriye girdi. Robin normal odaya alınmıştı, dolayısıyla istediği zaman gelip ziyaret edebilirdi. Odanın köşesinde duran tekli koltuklardan birisi yatağa yaklaştırıp yerleşti, sadece kendisi için değil bayan Allerano ve diğer ziyaretçiler içinde yapmıştı. Koltukta oturup ileriye doğru eğildi.

''Hey Robin...'' Sesi boş odada yankılanarak daha yüksek bir şekilde kulağına geri dolmuştu, Robin'den ise ses yoktu. ''Biliyorum bana cevap veremezsin, ama yinede seninle konuşmak için geldim.'' Bakışlarını Robin'in yüzüne dikti, sanki yarı ölü değil de, uyuyormuş gibiydi siyah saçlı genç. ''Biliyor musun Robin... Bir haftadır tekrar okula gitmeye başladım. Hatta beysbol takımına bile geri girmeyi başardım.'' Finney kafasını eğip parmaklarıyla oynamaya başladı. ''Ama... Hiç bir şey sensiz eskisi gibi değil Robin...'' Finney titreyen sesini durdurmak için boğazını temizleyerek devam etti.

''Artık zorbalığa uğramıyorum mesela. Kimsenin beni ezecek cesareti yok. Olana da hakkettiğini vermekten çekinmeyeceğim, Aynı senin istediğin gibi Robin.''Yüzünde buruk bir gülümseme belirirken eliyle gözünü sildi. ''Ama bu bana yetmiyor Robin. Sen yoksun. Arkamı kollayacak kimse yokmuş gibi geliyor.'' Sol gözünden bir damlanın düşmesine izin verdi, içinde tutmak zor gelmeye başlamıştı. 

''Ve ayrıca'' Sesi boğuk çıkarak eklemişti Finney. ''İki ay sonra maçım var Robin. Uyanıp oraya gelsen iyi edersin. Aksi taktirde seninle sağlam bir kavga ederim.'' Hafif kıkırdayarak kurduğu cümleye yine Robin'den tık yoktu, şimdi karşısında oturup onunla gülmesini her şeyden çok istiyordu. 

Gözleri Robin'in yatakta duran eline kayınca bir an tereddüt etse bile, kavruk tenli gencin elini tuttu sıkıca. Elleri her zaman sıcak olan çocuğun elleri buz gibiydi. eliyle üstünü kapatarak ısıtmaya başladı, tabi ona günlük hayatından bahsetmeye devam ediyordu.  ''Artık babamla iyi anlaşıyoruz. Tabi bu ne kadar sürer bilmem. Belki sadece vicdan azabından böyle yapıyordur. Geçince eskiye döner.'' Ağzından bir hıh tınısı çıktı, umarım öyle olmazdı.

''Ve, artık okulda popüler oldum Robin inanabiliyor musun?!'' Finney yüksek çıkan sesine hakim olamamıştı '' Neredeyse her gün bir çıkma teklifi alıyorum. Hepsini reddediyorum kaplerini kırmamaya özen göstererek. Ama olmuyor, reddettiklerim bile vaz geçmiyor.'' Robin'in elini hafif sıkıp devam etti. ''Gwen onlara musallat oluyor. Aslında izlemesi komik, görseydin katıla katıla gülerdin, bundan adım gibi eminim.'' 

''Ha 'Sen Donna'dan hoşlanmıyor muydun?'falan deme. Ondan hoşlanmıyor muşum Robin! İnanabiliyor musun?! Neredeyse yarım yıldır hoşlandığımı sandığım kızdan artık hoşlanmadığımı fark ettim!'' Kıkırdayarak cümlesini tamamlayıp kapattığı gözlerini açtı. Robin'de hala tık yoktu. 

''Nasıl anladığımı merak ediyorsun değil mi Robin?'' Eli saçlarını kendinden bağımsız suratından çektiği zaman Finney Robin'in yüzünü daha rahat görebiliyordu. Solgun teni biraz düzelmiş gibiydi, hatta ilk geldiği zamanki ölü görüntü artık neredeyse tamamen gitmiş sayılırdı. Geride o pislikten izler elbette ki kalmıştı. Saçlarının örtüğü yerlerde daha önce fark etmediği morluklar fark etmişti Finney, neredeyse iyileşmek üzereydiler. 

Finney Robin'in saçlarını bıraktı, görmeye bile tahamülü yoktu. ''Yeter ki, sen iyileş Robin. Ben dayak yemeğe de razıyım. Yeter ki sen iyileş, ben insanları dövmeye de razıyım.'' Finney kafasını eğdi ''Yeter ki sen iyileş.''

Saattin geç olmaya başladığını fark etti Finney, Robin'in ellerini biraz daha sıkı tutarak ''Şimdi gitmem gerekiyor Robin,babam ve Gwen endişe etmeye başlamışlarır. Ama söz en kısa zamanda geri döneceğim.'' Robin'in elini istemeyerek de olsa  bırakıp çantasını alarak kapıya yönelmeden önce son kez Robin'e baktı ''Görüşürüz Robin.'' Kapıyı açıp çıktı ve arkasından kapattı. Eve doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.

*****************************************************

Bölüm sonuuu.

ne düşünüyorsunuz bakalım?

Adios.

A real man never leaves his ''Friend'' behind/RinneyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin