Korkuyorum aynadaki adamda kim ? tanıyamıyorum artık kendimi eskiden gülerdi gözlerim şimdi dudaklarım tebessüme hasret.
Kimse sevmedi beni işi olanın dostu yarası olanın sargısı oldum bu hayatta. İşi bitenin dostluğu ilacı gelenin sevgisi bitti.
Hangi uçurumdan atarsan at beni yaralarımı sarmak için sana geleceğimi bildiğin için kaybetmekten korkmuyorsun.
Kanadı kırılmış bir kuş gibiyim uçmaya çalıştıkça canım yanıyor uçmazsam canımdan olacağım.
Gecenin belli saatlerinde uğrar burnuma kırılmış bir çiçeğin kokusu o kokuda hissederim canının acıdığını.
Hüzüne buladığın kalbimde sana çiçekler vardı şimdi nasıl toplayacaksın ellerinle öldürdüğün çiçekleri.
Gecelerce ağladım. Sabah kalktığımda temiz su ile değil gözyaşlarımla yıkadım yüzümü.
Özlüyorum Görmüyorsun. Ölüyorum Gömüyorsun. Bir Harf Eksildiğinde Ölüyorsam Sen Eksildiğinde Cennetimde Hangi Melek Hayatta Kalır ?
Aşkın Matematiği Farklıymış İkiden Bir Çıkınca Sıfır Kalıyormuş.
Frida Kahlo ne güzel söylemiş '' Sen beni üzmedin ben seninle ilgili boş beklentilere girerek kendimi üzdüm''
Morg görevlisi 23 numaralı ceset diye seslendi mesela. İnsan bu kadar. Bunca aşk, sevgi nereye gitti ?
Nefes Nefese koştuğum yokuşların sonunda yok oluşlar varmış.
Anlamıyorsun sevdiğim bedenim cenaze taşıyan bir tabut gibi içindeki ceset ise ruhum. Boğazım düğüm düğüm konuşmak istediklerim çıkmıyor dışarı. Konuşamadığım her şey nefes almamı zorlaştırıyor senden özür diliyorum seni sevdiğim için.
Seni suçlamıyorum yanlış anlama ama içimdeki polyanna tinere başladı.
Benim iklimim incitmezdi seni neden kışa çevirdin ki yazımı kötü bir insan değildim ben neden yaktın ki canımı.
Zaten gidiyorum yakında görmezsin beni bir daha en azından yakın bir zamandan sonra görmezsin öleceğimi düşünme sakın. Üzülecek olursan, göz yaşı okyanuslarında boğulacak olursan, sığınacak bir liman lazım olursa, üşürsen o ıssız gecelerde sorun yok yakabilirsin beni yine.
Seni suçlamıyorum hatta haksızlık bile ettiğimi düşünüyorum. Ben etrafımda bir kaç kişiye de olsa içimi dökebiliyorken senin içindeki fırtınalar sadece beni vuruyor özür dilerim hep kendimi düşündüm ben anlatabiliyorken sen içinde hesaplaşıyorsun her şeyle ama unutma sevdiğim seni seven iki kişi varken beni ailem bile sevmedi.
Kendimi öldürecek bir sürü cümle kurabiliyorken seni bana getirecek hiç bir olumlu cümle çıkmıyor beynimden, aktarmıyor ellerime yazamıyorum gideceğine, gelmeyeceğine o kadar alıştırmışsın ki beni kal diyecek hiç bir cümlem yok gitmeni engelleyecek hiç bir çığlığım yok.
Çirkin insanlar aşık olamazlar lan.
Bana iyi ol diyorsun şakaklarıma tetiği çekerken başkasını yaşatıyorsun.
Sen soğuk sokaklarda yalnız başına vücudunda alkolle dolaşırken fotoğraflarına bakarak ısınmak nasıl bir duygu bilmezsin. Hayalini getirmesi gereken viskinin seni benden götürmesi kadar kötüydü başımdaki ağrı. Beni sen öldürmedin ben bile bile lades dedim bu oyuna her şeyi bilerek koşarak geldim sen üzülme Querencia.
Huzur bulduğum, evim dediğim yerin anahtarı bir başkasında bu acıyla yaşıyorum.
Benim Gibi insanlar çoktan ölmüşlerdir ama yaşamak zorunda bırakılmışlardır vakti geldiğinde eksik olan toprağı üzerlerine atarlar.
Aşk bazen iki beceriksizin işidir. Biri sevemez biri unutamaz. Unutamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Adamın Kan Damlayan Kaleminden Açan Çiçekler.
Roman d'amourKaçtıkça Yakalandığınız Bir Acının Kalbinizde Açtırdığı Çiçeklerin Solmasını İzleyeceğiniz Bir Sahne.