METRES (+18)

Süreç..

METRES

YAZAR: SONGÜL

BÖLÜM:2 (Değişen Süreçler..)

Genç kadın giden arkadaşından sonra bir süre daha oturmuş ardından kocası için mutfağa giderken gelen telefonla daha çok korkmaya başlamıştı. Daha ilk günden geç gelmeye başlamıştı bile.

Mutfaktan çıkıp tekrar salona geçerken gülümseyerek annesinin yanına gelen küçük oğlan hemen koltuğa uzanmış kafasını da annesinin güzel dizlerine yaslamıştı yastık niyetine.

Fulya oğlunun güzel saçlarını okşarken bir yanda da düşünmeden edemiyordu.

"Kendine gel Fulya..daha şimdiden bu kuruntuları beynine yerleştirirsen yarın kötü olacak sizin için." Hem kuruntularıyla yaşıyordu. Hem de kendisini teselli etmeye çalışıyordu genç kadın.

"Hiç bir şey yok..kocan seni çok seviyor. Unut..Fulya unut.." beyninde ki kötü düşünceleri bir kenara fırlatırken oğlu ile ilgilenmeye başlamıştı. Yemeğini yedirdiği için gönül rahatlıyla uyumasına izin verebilirdi.

"Çok mu yoruldun oyun oynarken?" gözleri hafif kapanan küçük oğlan cevap vermek yerine sadece kafasını sallamıştı. Babasının onun için kurduğu oyun odasında gününün yarısını geçiriyordu küçük oğlu.

"Bir daha bu kadar çok oyun odasında kalma."

"Ta..tamam..anne.." uyuduğu için hafif bir iniltiyle çıkan sesi Fulya'yı gülümsetmişti. Oğlunun saçlarını okşarken babasının kopyası olan görünüşünü izlemeye dalmıştı.

"Büyüyünce baban gibi kendini beğenmiş bir adam olmazsın umarım." Eski günlerini hatırlayınca dudaklarının kenarında buruk bir gülümseme özlemle yer edinmişti. Eski güçlü ve yıkılmaz Fulya Pekkan yoktu. Kocasının aşkına yenilmiş bir kadın vardı artık.

Öncesinden koca bir şirketi yöneten kadın şimdi ise kocasını ve oğlunu yönetmeye çalışıyordu. Yönettiği de su götürmez bir gerçekti.

Ama eski Fulya Pekkanı özledin mi diye sorar olursanız?

Bence çok özledi.

Eskiden evine gelirken her şeyi önünde hazır bir şekilde bulurdu. Sadece şirketteki işleriyle meşgul olurdu. Kocasının elinden çıkan parfümleri keyifle tanıtırdı.

Ama şimdi ev temizliği dışında her şeyi kendisi yapıyordu. En güzel yemekleri kocasına kendisi hazırlıyordu. Ki bundan hiç şikâyetçi değildi. Kocasının kıyafetlerini kendi elleriyle ütülüyordu. Kuru temizlemeye gidenler dışında. Yatak odasına hiçbir temizlikçi kadını almıyordu. Kendisi temizliyordu. Orası ona ve kocasına aitti.

Hiçbir zaman hiçbir kadın o odaya girmeyecekti. Onun dışında tabi bir kız çocukları olursa onu da belki alırdı. Bu konuda biraz kararsızdı.

Yanağına bırakılan öpücükle düşüncelerinden sıyrılan genç kadın gelen kocasına baktı hemen. Saat kaç olmuştu ki?

"Sevgilim daha uyumadın mı?" kucağında uyuya kalan oğluna baktı önce ardından ağaya kalmak için Timuçin'in koltuğa bırakırken uyuşan ayaklarını hafif bir şekilde koltuktan sarkıtmıştı. Kaç saattir böyleydi? Hiçbir fikri yoktu. Düşüncelere o kadar çok dalmıştı ki akıp giden zamanın farkında bile değildi.

"Biri geçmiş durumda hayatım."

"Sen neden bu saate kadar kaldın?"

"Yeni ortağımızla bir toplantı düzenledik güzelim anca bitti." Şakaklarına bir öpücük kondurduktan sonra eğilerek uyuyan oğlunu kucağına almış odasına götürmek için merdivenlere doğru yürümüştü.