Herkese merhabalar...
Yeni bölüm ile karşınızdayım.
Umarım beğenirsiniz. Bu bölümden sonra fazlasıyla hareketli bölümler gelecek.
Duyurusunu yaptım ama tekrar söylüyorum.
⚡⚡Satır aralarına güzel yorumlarınızı bekliyorum.
Beğenmeyi ve takip (etmeyenler!! )beni takip etmeyi unutmayın.Hayırlı ramazanlar....
Keyifli okumalar...
Hayat bir günde şaşırtsaydı beni, değerli hissettirseydi ya da.
Bazen düşünüyor insan başka bir hayatım olsaydı nasıl olurdu diye?
Bende düşünürdüm hep nasıl bir hayatım olabilirdi diye ama, her türlü bu hayatın acımasızlığıyla karşılaşıyordum.
Neden mutlu olamıyordum ben?
Yüzümü güldüren ufacık bir şey çıksaydı karşıma.
Neden hep bütün olumsuzluklar bulurdu beni?
Çok mu güçlüydüm,
Sanmıyorum.
Peki alnımda salak mı yazıyordu, ya da mal mı?
Bence her ikiside.Tam karışımdaki insan bana, o adamın borçları karşılığında beni ona verdiğini söylemişti.
Bir malmışım gibi, beni ona vermişti.Göz yaşlarım birbirini takip ediyordu ve buna engel olamıyordum.
"Neden?" dedim sadece.
Artık tükenmiş ve bitmiştim.
İçten içe kendime de sordum.
Neden? diye.
Neden ben.
İsmini dahi henüz bilmediğim adama bakmaya devam ettim.
"Neden kabul ettin?" dedim titreyen sesime engel olamadan.
"Bir malmışım gibi... " derince soldum ve göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim.
Tam konuşacağım sırada sözümü kesti.
"Bilmem. Babanın dediği gibi... İşime yararsın."
dediginde yüzünde eksilmeyen yüz ifadesi vardı.
Beynimde tekrar etti son cümlesi.
Babanın dedigi gibi... İşe yararsın.İşe yararsın.
İşe yararsın.
Önce öylece ona baktım.
Sonra bir anda sesli bir kahkaha cikti ağzımdan . Attığım kahkahalarla beraber gözümden yaşlar akmaya devam ediyordu. Masa yaklaşıp iki avucumu masaya yasaldım.
O sırada hâlâ gülüyordum.
Kendimi biraz ileriye ona doğru eğdim.
İşte gülüşüm o an durdu.
"Sende, şerefsiz biri olduğun için kabul ettin." dedim.
Bana bakarken bu kurduğum cümle onu sinirlendirmiş gibi görünüyordu.
"Benimle düzgün ko-"
Tamamlamasına izin vermedim.
Sesimin çıkığı kadar bağırdım.
"SENDE KABUL ETTİN OYLEMİ!"
İki elimin tersiyle masada duran herşeyi etrafa saçtım.
"Allah senin de, o akif denen adamın da belasını versin."
Artık kendimi tutamıyordum .
Bütün öfkem dışarı çıkmıştı.
Orta sehpanın üstündeki cam su şişesini aldığım gibi duvara fırlattım.
"Yeter artık."
"Yeter."
"Yeter."
Basımı iki yana hızlıca sallayıp söylediklerimi tekrar ettim.
"Bu sefer kimsenin istediği olmayacak."
"Kimsenin."
Yüzümü tekrar ona döndüğüm sırada bedeniyle çarpıştım.
Önce gövdesine ardından yavaşça yüzüne baktım.
"Buna izin vermeyeceğim. Bu defa olmayacak." ellerimi yumruk yaptım ve göğsüne iki defa vurdum.
"İzin vermeyeceğim."
Tekrar vurdum.
"Anlıyor musun?"Ve yine vuracağım sırada yumruk yaptığım ellerimi tutup beni kendinde daha çok çekti ve yüzlerimiz arasında az bir mesafe bıraktı.
Kastığı çenesi kendini belli ediyordu.
"Kendine gel. Sabrımı taşırıyorsun."
Sesi fısıltı gibi çıkmıştı.
Öfkesini dindirmeye çalışıyordu.
Ama benden daha öfkeli olamazdı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELEBEK ETKİSİ
RomansaBir kelebek aşk için yanar... Aşk için söner en sonunda... Aşkı o kadar kuvvetlidir ki, o yücelikle etrafa ışık saçar... En zifiri karanlıkta bile ışığını yayar. Derken bir gün, bir kelebek aradığı ışığın izini bulur ve aşkla uçar özgürlüğe doğru...