Planlar

1K 54 2
                                    

Özür dilerim gerçekten bölümlerin zamansız geldiğini hatta bazen hiç gelmediğini biliyorum ve üzgünüm nasıl anlatsam bilemiyorum ama şöyle açıklayabilirim aklıma yazacak bir şey gelmiyordu. Daha doğrusu yazacak şeyler elbette buluyordum ama bir türlü konuları birbirine bağlayamıyordum. Herneyse canınızı sıkmak istemiyorum uzun yazılarla bölümümüz başlasın!

Öylesine korkmuştum ki daha kimin geldiğine bakmak için yorganımı bile başımdan çekmemiştim. Fakat neyse ki bunu yapmaman gerek kalmadan gelen kişi bana seslendi.
"Ne yapıyorsun öyle benden mi korktun" dedi. Bir kızın sesiydi küçük bir kızın bu sesi daha önce duymuş gibiydim lakin anımsayamıyordum. Tehlikeli olmadığını düşünerek yorganı aşağı indirdim (yorganın altında kalsaydım bana zarar veremeyecekmiş gibi).

Gelen Courtney'di. Rahatlamıştım derin bir nefes aldım ve "Niye korkayım ki ben genelde böyle yattığım için geldiğinde beni böyle görmüşsün sesinle uyandım" dedim. Mükemmel yalanımı yutmuş muydu acaba? Sanmıyordum çünkü gülümsedi ve " Öyle olsun bakalım prenses" diye cevapladı güzelim yalanımı. Bu arada sonuna prenses ekini koyduğunu fark ettim Drake gibi konuşmuştu aslında hareketleri de biraz benziyordu.

"Herneyse bunları konuşarak zamanımı harcayamam gitmem gerek eğer uşaklardan biri odamda olmadığımı görürse başım derde girer ve bunu istemiyorum."

"Eğer önemli bir şey değilse sabah da konuşab...."

"Önemliymiş ki geldim değil mi?"

Ne olmuştu bu kıza birden tamam geldiğiminden beri çok iyi anlaşmamıştık belki ama kavgada etmemiştik birden odama dalıp bana ters davranma hakkını da nereden alıyordu sinirlenmeye başlıyordum.

''Söyleyeceklerimi hızlıca söyleyeceğim ve gideceğim bu yüzden düzgün dinlesen iyi edersin.''dedi.

''Pekala bu kadar acil neymiş merak ettim gerçekten.''

''Sizi gördüm.''

''Ne? Neyden bahsediyorsun Courtney doğruca söyle de ikimiz de rahatlayalım.''

''Drake'le gezdiğini diyorum bunu gördüm ve tekrarlanmasını istemiyorum çünkü bu sarayda Drake'le sadece ben arkadaş olabilirim anladın mı?''

''Nedenmiş?''

''Doğduğumuzdan beri beraberiz ve mükemmel anlaşıyoruz sonradan gelen birisinin bunu bozmasını istemiyorum da o yüzden prenses.'' dedi ve hızlıca odadan çıktı hatta bence kaçmıştı. Ne diyeceğimi dinlememişti belki de sinirlenip bağırmamdan ve insanları buraya çekmemden çekinmiş olabilirdi.

Öyle sinirlenmiştim ki gözlerim dolmuştu zaten herzaman böyle olurdu. Bana nasıl böyle şeyler söyleyebilirdi inanamıyordum. Normalde Drake'ten uzak durmak için karar almıştım fakat eğer bunu şimdi yaparsam Courtney ondan çekinip bunu yaptığımı düşünürdü. Yapamazdım Drake'e küsmek başka bahara kalmıştı hatta gerekirse çok yakınında bile durabilirdim.

Yarına yapacaklarımı düşündüm ve uyumaya çalıştım fakat olmuyordu sinirden yatamıyordum bile.

Başıma gelebilecekleri bilsem de dışarı çıkmak ve kafamı dağıtmak istiyordum. Eğer yine yakalanırsam yalnızca azarlamayla yırtamayacağımı da kestirebiliyordum. Yine de çıkmak isteyen tarafım ağır basıyordu ve yataktan kalktım. Geceliğimi giymiştim dışarıya çıkmak için üstüme birşeyler giymem gerekliydi sonrasında tekrar düşündüm ve gecenin bu saatinde dışarıda kimsenin olmayacağına karar verdim evet etrafta muhafızlar dolaşıyordu fakat zaten onlardan saklanacaktım bu yüzden öylece dışarı çıktım. Karanlık koridordan geçerek merdivenlerden hızlıca aşağı indim.

Ön kapıda iki muhafız gördüm zaten oradan gitmek gibi bir niyetim de yoktu bahçeye çıkan arka kapıya gittim. Mükemmel, kimsecikler yokmuş gibi gözüküyordu. Yine de temkinli olmalıydım etrafıma dikkatle bakarak dışarı çıktım. Elbette yine  göle gidecektim. Zeki olduğum için kapının etrafına güzelce tarayıp çıkmıştım lakin gölün etrafında kimse olmayacağını düşündüğüm için oralara bakmamıştım. İyice yaklaştığımda orada birinin olduğunu gördüm fakat o zaten beni daha önceden görmüştü ve bana bakıyordu.

Bu elbette Drake'in ta kendisi değildi bu kadar şanslı olamazdım.

Bu prensti.Mükemmel neredeyse beni gecelikle gecenin yarısında gölde ağlarken görmesini istediğim sonuncu kişi de beni gördüğüne göre günüm artık kesinlikle berbat geçiyordu. 

Bana bakmayı uzun süre sürdürdü ve sonunda birşeyler söylemek için ağzı açılmıştı.

''Niye buradasın?'' Gerçekten mi! Burada ağlıyordum ve bunu mu sormuştu.

''Yalnızca biraz dışarı çıkmak istemiştim ve aklıma burası geldi.'' dedim.

Cevabımı dinledikten sonra kafasını çevirdi ve göle bakmaya başladı. Yüzümü karanlıkta görememiş mi yoksa umursamamış mıydı bilmiyordum. Gerçekten şu anda neredeyse hiçbir şeyden emin olamıyordum. Prensin beni burada görmesi aleyhime mi olmuştu beni şikayet eder miydi? Zannetmiyordum umursamıyordu. Göle iyice yaklaştım ve çimenlere oturdum prens karşı tarafta oturuyordu. Sadece göle bakıyordu kafasını kaldırmıyordu gözlerini bile oynatmıyordu.

Güneş doğmaya başladığında prens kalkıp odasını gitti. Benimse planlarım işlenmeye hazırlanıyordu.

Yorumlarıyla bana destek olan herkese teşekkürler. Bu bölüm yeni bölüm isteyen okuruma beğendiysen yorum atabilirsin güzel yorumların için teşekkürler.

Kara KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin