Taç Töreni

1.4K 78 8
                                    

Tekrar merhaba.Biliyorum çooook uzun bir ara verdim yazmaya ama sizden anlayış bekliyorum.Normalde vote veya yorum isteyenlere çok kızardım fakat şimdi onları anlayabiliyorum.Vote beğenildiğini gösterir yorum da düzeltilmesi gereken şeyler olduğunu.Fakat hikayeye yorum yapılmazsa veya vote verilmezse gelecek bölümleri nasıl yazabilirim ki.Veya hikayeyi nasıl şekillendiririm.Lütfen vote veya yorum bekliyorum.Çok konuştum galiba HADİ BAŞLAYALIM...

''Hadi gel biraz eğlenelim''dedi ve koşmaya başladı.Peşine mi gitseydim yoksa burada kalsa mıydım?Sonuçta onunla tanışalı daha birkaç dakika olmuştu.Sonunda gitmem gerektiğini söyleyen tarafım ağır bastı ve hızlı adımlarla onu takip etmeye başladım.Tam o sırada kolumdan birisi beni yakaladı ve geri çekti.Kim diye dönüp baktım.Şaşkınlıkdan ağzım bir karış açık kaldı.Bu prensti.Kaç saattir ortalıkta yoktu da tam eğlenmeye başladığımda gelmişti.Kolumu bıraktı ve ''Her yerde seni arıyordum.Benimle gel babam çağırıyor.''dedi.Kral neden beni çağırsın diye düşünürken bir de aklıma Drake geldi beni çağırmıştı ama gidememiştim.Hep bu prens yüzündendi.

Prens o kadar hızlı yürüyordu ki.Çok arkada kalmıştım.Gerçi aynı tempoyla yürüyorduk fakat bacaklarının uzunluğu onu daha hızlı gösteriyordu.Sarayda uzun bir dolambacın ardından bir kapının önünde pat diye duruverdi.Ben de iyice hızlandığımdan çarpıştık.İşte ince ve uzun olmanın zararları.Prens yere kapaklandı.Tam ben de onun üstüne düşecektim ki biri beni belimden yakaladı.Arkamı dönüp baktığımda Drake'in gülümseyen yüzüyle karşılaştım.Beni yavaşca bıraktı ve koşup prensin yanına gitti.Onunda kolundan tuttu.Bir hareketi ile kaldırdı.Prense dönüp''Üzgünüm yanlılışlıkla oldu.''dedim.Cevap vermeden döndü ve önümüzdeki kapıyı tıklattı ve ''Ben Prens Daniel''dedi.Kapı yavaşca açıldı bizde içeri girdik.Karşımda annemi kralı ve kraliçeyi gördüm.Kral ve Kraliçe tahtta oturuyordu.Kralın tahtı daha büyük ve ihtişamlıydı.Prens önde biz arkada yürümeye başladık.Krala iyice yaklaştığımızda selam verdim.Kral bize içten bir şekilde gülümsedi ve ''Geldiğinize göre artık başlayabiliriz''dedi. Kraliçe ise her zamanki gibi soğuktu.İki adam krala bazı belgeler götürdü o da gülümseyerek ''Güzel''dedi.Belgelere bakmayı bitirdikten sonra bana dönerek.''Evlilik karşılığında bize vereceğiniz hediyeleri beğendik.Aynı şekilde bizimde size bazı hediyelerimiz olacak.Size vereceğimiz hediyelerin yazılı olduğu belgeleri daha önceden Regia'ya göndermiş ve onay almıştık.Ben de onay verdiğime göre artık taç törenine geçebiliriz.''dedi.Bunun üzerine demin belgeleri götüren adamlardan biri elinde çok ihtişamlı ve güzel olan bir taç getirdi.Tacı prense verdi.Sonrada geldiği yere geri döndü.Prensde taç ile birlikte bana yaklaştı,nazikçe ve yavaşca kafama koydu ardından geriye çekildi.Demin benim tacımı getiren adam gelip bana da bir taç verdi.Fakat bu benimki kadar ihtişamlı değildi.Erkekler için olduğu belliydi.Bende prense yaklaştım ve tacı yavaşca kafasına yerleştirdim ve geriye yerime döndüm.

Birden odada alkış sesleri ve uğultular duyulmaya başlandı.Daha önce orada olduklarını farketmediğim insanlar gülümseyerek bizi alkışlıyor birkaçı da kendi aralarında fısıldaşıyordu.

Kraliyet ailesine mensup oldukları veya asil oldukları belliydi; taht odasına onlardan başka kimse giremezdi.

Birden aklıma Drake geldi acaba o da bizimle içeri gelmiş miydi?

Ben tam kalabalığın içinde onu gözlerimle ararken kralın sesi duyuldu.

"Evet artık taç törenimizi de yaptığımıza göre küçük prensesimizi ve tabii prensimizi yormamıza gerek yok"dedi.

Kralın bu sözleri üzerine selam vererek odadan çıktım.Başka bir şey söyleyecek miydi bilmiyordum ama daha fazla orada bulunmak istemiyordum.

Ben daha küçüktüm ve nişan olayı bana göre değildi.Kendi krallığımda yaşamak varken buraya gelip tanımadığım ve sevmediğim insanlarla yaşayacaktım.Eğer biraz daha düşünürsem ağlayacağımı düşünerek bahçeye çıkmaya karar verdim.

Fakat burada onu bile bulamamıştım.Birkaç denemeden sonra ancak bahçeye ulaştım.Sabah gördüğüm göl aklıma geldi orada yalnız kalabilirdim.

Küçük köprüye çıktım ve gölün olduğu tarafa geçtim.Çok huzurlu bir ortam vardı.Nilüferler suyun yüzeyinde gruplar oluşturmuş balıkların hareketiyle birbirlerine çarpıyorlardı.Birkaç çekirge sesi birbirine karışıyordu.

Göle iyice yaklaştım ve üstümün çamur olup olmamasını dert etmeyerek çimenlere oturdum.

Dakikalardır gözümde tuttuğum yaşların akmasına izin verdim.Prensle evlenmek istemiyordum.Burada yaşamak istemiyordum.Evimi özlemiştim...

Ardından biri elleriyle gözlerimi kapattı.Tam arkamı dönmüştüm ki gözlerim açıldı ve karşımda Drake'i buldum.

"Merhaba"dedi gülümseyerek.Bende "Sana da merhaba"dedim ve güldüm.Aslında hiç gülecek havamda değildim fakat ona karşılık vermem gerektiğini düşünmüştüm.

"Sen hızlıca çıkınca bir şeyin olup olmadığını merak ettim ve peşinden geldim ki haklıda çıkmışım.İstersen anlat fakat seni zorlamıyorum."

Hiçbir şey anlatmamam ona güvensiz olduğumu gösterirdi.Ama gidipte ben evlenmek istemiyorum diyemezdim.Bu yüzden"Yalnızca krallığımı özledim"dedim.

O da başını salladı ve "Anladım" dedi.

Ardından dostluğumuzun temelini atacak o konuşmaya başladık...

Kara KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin