Helüüüü! Ben geldim! Naber? Nasıl gidiyor hayat? Durun tahmin edeyim gitmiyor... Çünkü ben yoktum! Heheheh şaka şaka...
Sizi çok özledim! Hasretinize dayanamadım, geldim. Sizde beni özlemişsinizdir umarım... 😁
Yeni bölüm sizlerle. Oy atıp, yorum yapmayı unutmayın.
Yazarınız sizi seviyor...🤍🦋
3.bölüm."Kalbim ve Sen"
"Kalbime söz geçirebilir misin?"
Yatağın içinde o yana bu yana dönüp duruyordum. Az önce deli gibi uyumak isterken, şimdi bir milim bile uykum kalmamıştı. Yatağımdan doğrulup yastığımı yatak başlığına yasladım. Öylesine yatakta oturmuş boş gözlerle karşımdaki cansız, nemli duvarı izliyordum.
Yarın yine Gülsüm teyzeye yardım etmek adından evden çıkıp üniversiteye gidecektim ve ondan sonra hastaneye uğramam gerekecekti. Her zaman bu yalanı söylediğimde kalbimi küçükte olsa bir korku kaplasa bile yinede üniversitemi tamamlamak için elimden geleni yapıyordum.
Babam hâlâ gelmemişti. Zaten gelmesini umursamıyorum. Yine muhtemelen bir yerlerde sızıp kalmıştı. Aklım annemdeydi. Acaba rahat uyuya bilmiş miydi? Bana bir sorun olmadığını belirtmişti ama canının yandığını biliyordum. Yıllardır çektiğimiz acılara rağmen hâlâ üzerine gelmeye devam edenleri var. Bunlar ne kadar canımı sıksa da en azından küçük olmadığımı ve annemi koruya bildiğimi kendime hatırlatıyorum. Ablam evden ayrıldıktan sonra annem, babam ve ben kaldık. Her geçen gün daha da azap dolu geçse de en azından geceleri rahat uyuya biliyorduk. Ki bu eskiden böyle değildi...
Saat sabahın 4'dü. Gözlerim uyku diye bağırırken, canım hiç uyumak istemiyordu. Yatakta daha fazla oturmak istememiştim. Yerimden kalktım ve odamdaki giyinme dolabına doğru ilerledim. Üzerimde bugünkü elbiselerim duruyordu. Dolaptan siyah kalın hırkamı aldım. Dışarı çıkıp bir az hava almak istiyordum. Zaten iki saat sonra evden ayrılacaktım.
Kapıyı yavaş bir biçimde açıp koridora baktım. Annem ve babamın odasının kapısı kapalıydı. Annem derin uyuyan biriydi. Top atsalar uyanmazdı. O yüzden rahatça geze bilirdim. Babam onun aksine bir tık sesine bile hemen uyanırdı. Evde olmadığı için yine rahattım. Dış kapıya ilerleyip ayakkabı dolabından botlarımı alıp ayağıma geçirdim.
Her şeyimle hazırdım artık. Bir tek kapıyı açıp dışarı çıkmam kalmıştı. Şu an kapıyı açtığımda babamla karşı karşıya gelsem ne yapardı? Eminim ki, son duamı etmem için bir saniyelik fırsat vere bilirdi.
Kapı kulupunu sessice aşağıya doğru çektim. Dışarıda esen ılık rüzgar kapıyı açtığım an eve doluştu. Dışarısı güzel bir akşam havasına sahipti. Ama bu havayı solumak imkansızdı. Çünkü bir kadın gecenin bu güzel havasını ciğerlerine solamazdı. Neden? Çünkü biz kadındık! İşte olay bu boş mazeretten ibaretti.
Sonunda evden ayrılmıştım. Mahalle sessiz ve sakindi. Sokakta sadece iki köpek duvarın kenarına kıvrılmış etrafı boş boş izliyorlardı. Eski tahta kapını aralayıp tamamen sokağa attım kendimi. Sokağın ortasında durmuş, kollarımı önümde bağlamıştım. Bir yanım eve dön diye isyan ederken, bir yanım yürümemi talep ediyordu.
Diğer sesime uyup yürümeye koyuldum. Az önce ılık esen rüzgar şimdi serinleşmişti. Serin esen mey tenimi okşadıkça rahatlamamı sağlıyordu. Ağır ağır yürüyerek basamaklarda adımlarımı bırakıyordum. Yaşadığım bu mahalle geniş bir araziyi kapsıyordu. Büyük olmasına rağmen her kes bir birini tanırdı. Burada yaşayanların çoğu Karadenizli ya da Adıyamanlıydı. Tabi bazı ülkede yaşayan Suriyelilerde burada yaşamaktaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA MURAT(+18) | Mahalle Serisi
RomanceMahallenin yaptığı yardımları ile dilinden düşmeyen, bütün kızların deli divane olup peşinden koştuğu, ağırbaşlı, yardımsever ve bir o kadar da sert bir ağır abisi ile evlendiğinizi düşünün... Murat Karasu. Namı değer "Kara Murat" ile tanışmaya ne d...