"Ne?" Bana evlilik teklifi mi etmişti yoksa ben mi hayal görüyordum?
"Benimle evlen, Gül." Dedi bir kez daha. "Eğer benimle evlenirsen baban bir şey yapamaz."
Şaşmış kalmıştım. Gözlerimi durmadan kırparak ona bakıyordum. Gözyaşlarım kurumuştu. Ancak gözlerim çok ağrıyordu. Dün gece uyumamıştım ve şu an ayakta bile zor duruyordum.
"Ben bilmiyorum." Diye bildim. Çünkü gerçekten ne yapacağımı nasıl bir tepki vereceğimi bilemiyorum.
"Önce gel arabaya binelim. Bunu sonra konuşuruz." Kolumdan nazikçe tuttu. Onun gösterişiyle arabaya bindim. Hareketlerimi bile kontrol edemiyordum.
Araba hareket etmeye başlayınca Murat bana baktı. Endişeliydi. Bunu az çok anlaya biliyorum. Lakin sinirliydi. Yüz hatları iyice gerilmiş alnındaki damarlar belirmişti.
Arabanın direksiyonunu sıkı sıkı tutuyordu. "Bir şey mi oldu?" Bu sefer soruyu soran bendim. Onun için endişelenmiştim.
"Hayır, bizim eve gidelim." Onun evine mi? Şaka mı yapıyor? Gözlerimi dehşetcesine açtım.
"Sizin evinize mi?"
"Evet."
"A-ama..."
Sözümü kesti. "Uzatma, Gül! Gidiyoruz." Sesi haiften yüksek çıkmıştı. İrkilip geri çekildim. Geri çekildiğimi görünce gözleri yerinde oyanamaya başladı. Bu seferde beni korkuttuğu için endişeliydi. "özür dilerim." Dedi önüne dönüp derin bir nefes alarak. "Sadece eve varana kadar benimle konuşma. Tamam mı?" Diye sordu.
Gözlerim merakla kara gözlerinde gezindi. "Ta-tamam." Dedim başımı sallayarak.
"Gidelim o zaman."
*****
Muratın evine iki dakikada varmıştık. Mahallenin en güzel eviydi burası. Dışarısı kahverenkli tahtalarla donatılmıştı. Her pencerenin karşısında pembe, beyaz, sarı çiçekler vardı. Murat'ın ablası Aysel hanım özenle bakıyordu çiçeklere. Onun çiçek sevdasını bütün mahalleli biliyordu.
Kocası bir askerdi ve bundan iki yıl önce şehit olmuştu. Kocasını kaybettikten sonra ailesinin yanına taşınmıştı. İki tane kızı vardı ve tıpa tıp aynısıydı. Bir birilerinin kopyalarıydı onlar. Çok güzellerdi.
Muratın soyadı Karasuydu. Karasu ailesi aslen Karadenizli bir aile. Bu mahalleye onlar bakıyordu ve mahalledeki bir çok dükkan, mağaza, kahvehane, meyhane onların adınaydı.
Murat zili basıp beklemeye başladı. Arkasına dönüp baktığında hâlâ arabanın yanında durduğunu fark etmiş olmalıydı. "Neden orada duruyorsun?" Diye sordu kaşlarını çatarak.
Sorusuyla kendime geldim. Gerçekten ben neden burada duruyordum? Bir adım attım ona doğru. Aslında utanıyordum. İçimde çok büyük bir korku vardı. Ailesinin beni böyle bu halde görmesinden çok endişe ediyorum. Ya beni evlerine almak istemezlerse?
Ya da beni kabul etmezlerse? Bunları düşünmek bile azap. Yüzüm kıpkırmızıydı. Aynı zamanda elim ayağım titriyordu.
Kapı bir kaç saniye sonrasında açıldı. Kapıyı açan Aysel ablaydı. Murat'ı görünce yüzünde hafif şaşkınlık oluşmuştu. Ben Murat'ın arkasında olduğum için beni görememişti. "ablacım, sen daha yeni gitmedin mi? Bir şey mi unuttun evde yoksa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA MURAT(+18) | Mahalle Serisi
RomanceMahallenin yaptığı yardımları ile dilinden düşmeyen, bütün kızların deli divane olup peşinden koştuğu, ağırbaşlı, yardımsever ve bir o kadar da sert bir ağır abisi ile evlendiğinizi düşünün... Murat Karasu. Namı değer "Kara Murat" ile tanışmaya ne d...