Normalde son bölüm olarak yazmaya başladığım bu bölüm o kadar uzayacaktı ki son bölüm olamadı.
Evet, bir sonraki bölüm veda edeceğiz. Hikaye bize, biz ona.. Neyse duygusal edebiyata bağlamayalım sonuçta şu an son değil jzskxlsşxşs
!UYARI: Bölüm smut içermektedir.
•••
"Seni seviyorum."
Jimin'in bakışları Jungkook'un korkmuş ama beklenti dolu yüzünü incelerken ne diyeceğini bilmiyordu. Kalbinde, zihninde ve ruhunda taşıdığı hisleri anlatacak kelime yoktu. Bir şey söylemek için ağzını defalarca kez açtı ama az önceki itirafı dilinin tutulmasına neden olmuştu.
Beni seviyor.
"Jungook." dedi nefes verir gibi, gözlerini kapattı. "Ben de seni seviyorum."
Jungkook elini boynuna uzattı ve deli gibi atan şah damarının üzerinde usulca gezdirdi. Bakışları hala Jimin'in köprücük kemiklerindeydi. "Benim Şeftali'm." Boynuna yumuşacık, ıslak bir öpücük bıraktı. "Sen benimsin." dedi dudaklarını çenesinde gezdirirken.
Jimin başını onaylamayla salladı, yanağını onun yanağına sürttü. Teninde tenini hissetmek bedeninin kendiliğinden ona yapışmasına, boyun eğerek titremesine neden oluyordu.
"Her parçam." dedi fısıltıyla Jimin, tutkulu şekilde.
"Tanrım." diye fısıldadı Jungkook kulak memesine doğru. "Diyecek kelime bulamıyorum."
Jimin ne demek istediğini biliyordu. Onların sevgisi kelimelerle anlatılamayacak, mantık çerçevesinin çok ötesinde bir sevgiydi. Aralarındaki bu bağın oluşması on altı yıl sürmüştü. Birbirlerini tanımadan, her gün monoton şekilde yaşamış olsalar bile yine de birbirlerinin bir parçası olmuşlardı. Ve bu tamamlanan parçalar yaşadıkları sürece içlerinde olacaktı.
İkisinin de gücü bunu durdurmaya, buna karşı çıkmaya yetmiyordu.
***
Jimin yorganı tekmeleyerek ayaklarından uzaklaştırdı. Terlemişti. Jungkook'un bedeninin kendi üzerinde olması güzel olsa da hava alması gerekiyordu.
Saate baktı, beş saattir uyuyorlardı. Yataktan kalktı ve tişörtünü çıkardı. İçerisi hamam gibiydi, ısıtıcının ayarını düşürdü. Banyoya gitti ve yüzünü soğuk suyla yıkadı. Ardından eşofman altını çıkarıp yerine kısa bir şort giydi.
Yaptıkları işe yaramış, teni soğumaya başlamıştı. Elinde bir bardak suyla odaya gidince Jungkook'un hala baksırıyla yatakta sırt üstü yattığını gördü. Gülümsedi, o da yorgandan kurtulmuştu. Göğsü inip kalkıyordu.
Jungkook tek gözünü açıp ona baktı. Jimin de yanına oturdu ve avucuyla terden parlayan çıplak göğsünü ovuşturdu. Parmak uçlarını karnındaki tüylerde gezdirdi. "Selam."
Jungkook uykulu yüzünü ona çevirdi, yüzünde yastık izi vardı. Tembel bir şekilde gülümsedi. "Selam."
"Kalbin nasıl?"
Jungkook uzanıp elini aldı ve göğsünün sol kısmına koydu. "Sen söyle." dedi delici bakışlarını ona çevirirken.
Jimin dudağını ısırdı. "Hızlı atıyor."
"Sen yanımdayken hep böyle."
Jimin de onun bileğine uzandı ve elini kendi göğsüne koydu. Jungkook acele etmeden yavaşça dirseğinin üzerinde kalktı ve göğsünü çocuk gibi meraklı gözlerle izledi.
![](https://img.wattpad.com/cover/165718081-288-k202445.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wanna Be Your Man • Jikook
FanfictionHüküm giymiş Jeon Jungkook ve geçmişinin önemli bir detayı olan edebiyat öğretmeni Park Jimin'in hikayesi.