23 | Oynaş(m)ak yok.

10.6K 651 392
                                    

Jungkook ve Jimin, Kala'nın üzerinde bir sonraki akşamüstü ilerlerken rüzgar taze ve gökyüzü maviydi. Jungkook onu nereye götürdüğünü söylememişti, onun her detayı öğrenmek hakkında homurdanmasını seviyordu. Ama belli ki Park Jimin sürprizlerden hoşlanmıyordu. Sanki bir şey ispatlamak ister gibi üç kere kıyafetini değiştirerek Jungkook'u yavaşça delirtmişti. Aşırı tatlı olması olumlu bir şeydi, yoksa bu şımarıklığından dolayı onu pataklamak zorunda kalacaktı. Bunu onun yüzüne söylemiş ve Jimin'in güzel bir kahkaha atıp onu dilsiz hale getirecek kadar sert öpmesine neden oldu.

Jungkook önlerinde başka motosikletlerin olduğunu görüp onlarla aynı yöne gidene kadar neredeyse bir saat gittiler. Geniş ve taş bir yola girmek için yavaşlayan Jungkook, benzinin kokusu burnuna çarptığında ve ağır rock müzik etraflarında yankılandığında gülümsedi. Küçük stantların arasında uzanan büyük motorlu araba sıraları vardı. Yamahalar, Ducatiler ve Jungkook'un aklına gelebilecek tahrik edici diğer tüm iki tekerlekli motorlar duruyordu.

Başparmağıyla yanağını okşadı. "Yine üzerimde mi uyuyakaldın?"

Motorunu park etti, sonra da kaskını gevşetti. Jimin onun arkasında kıpırdandı; Jungkook dönüp ona baktı. Pembe yanakları ve uykulu gözleriyle harika görünüyordu.

Jimin mırıldandı ve kaskını çıkardı. "Giderken sana sarılmak çok rahatlatıcıydı. Harikaydı."

Kelimeleri Jungkook'u eritti. Jimin etrafına bakındı. "Burası neresi?"

Jungkook motosikletin üzerinde ayağa kalktı, dikkatle bacağını attı ve gerindi. "Burası cennet." Onu kaldırmak için elini Jimin'e uzattı, kasklarını Kala'nın koltuğunun arkasındaki taşıyıcının içine koydu.

"Bu arabalar çok güzel." diye mırıldandı Jimin, Mustang ve GT'lere bakarken.

Jungkook ellerini ceplerine soktu ve topuklarının üzerinden ileri geri yaylandı. "Jin ve ben çocukken onun babasıyla buraya gelirdik. Sana bunlara karşı olan sevgimin nerede büyüdüğünü göstermek istedim."

Jimin ona doğru küçük bir adım attı. "Göster bakalım."

Yürüdüler, sohbet ettiler, arabaları ve etraflarındaki insanları keşfettiler. Jungkook eliyle en sevdiği arabaları ve motosikletleri gösterdi. Onlarla ilgili her detaya şeker dükkanında salyaları akan bir çocuk gibi anlattı.

"Stantlar ve tenteler ne işe yarıyor?" diye sordu Jimin.

"Büyük olanlar oto galericiler ve uzmanlara ait. Yedek parçalar dükkanlarda satılanlardan daha ucu oluyor. Bunu tanıtım, tamircileri işe almak gibi şeyler için kullanıyorlar." Jungkook yana doğru kendini beğenmiş bir bakış attı. "Namjoon'un da burada kendi tentesi var biliyor musun?"

"Gerçekten mi?"

Jungkook onun elini sıkarak cevap verdi. "O deli pisliğin teki ama aynı zamanda kurnaz bir iş adamı. Ayrıca bu konuda hiç böbürlenmez de. Bana yedek parçalar ile ilgili inanılmaz anlaşmalar ayarladı, diğer motosikletlerim ve başka şeylerde de yardım etti."

Jungkook onu diğer stantların arasına çekiştirdi. On dakika boyunca yürüdükten sonra Jimin Jungkook'un bildiği belirli bir tentenin önünde durunca gülümsedi. Orada durup sarışın bir kızın kalçasına dövme yaptırmasını sessizce izledi. Kız bir Big Dog Motorcycles damgası yaptırıyordu ve Jungkook bunun lanet derecede seksi olduğunu itiraf etmek zorundaydı.

Wanna Be Your Man • Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin