Restoranttan çıktıktan sonra Arzu'yu evine bırakıp eve geçmiştim. O kadar yorgundum ki rahat uyuyabileceğimi düşünseydim üstümdeki kırmızı elbiseyle yatar ve uyurdum. Ama rahatıma düşkün olduğum gerçeği bunu yapmama engel oluyordu.
Eve gelir gelmez üzerimi değiştirdim ve makyajımı temizleyerek yattım. Bu geceden tek isteğim kabus görmeden sabahı getirmekti. Her gece yaptığım gibi anneme günümü anlatmıştım.O beni dinliyordu. Bunu hissediyordum...
~
Telefonumun çalma sesiyle arayan kişinin kim olduğuna bakmadan birbirinden sinirli cümleler kuruyordum.
Sabah uyandığım ilk anlarda çok sinirli oluyordum. Normalde de sinirliydim tabii ama uyandığımda çok daha fazla oluyordum. Bu yüzden şirkete erken gittiğim günler Serkan benimle uğraşmıyordu.
Sırf benimle uğraşmasın diye yeni uyanmış taklidi yaptığım günleri de unutamazdım.
Elimi yastığımın altında duran telefonuma uzattım ve gözlerimi zar zor açtım. Arayan Serkan'dı. Saat 09.37' ye geliyordu ve Serkan tam anlamıyla 28 kez aramıştı.
" Allah belanı versin Serkan. "
Telefonu açmadan önce içimden geçen cümleyi söyledim ve telefonu açtım. Uykulu sesimle konuşmaya başladım.
" Ne var Serkan? Ne var? "
" Sana da günaydın Derinciğim."
" Ne var lan? Söylesene. "
" Hiç yakışmıyor senin gibi bir hanımefendi'ye böyle kelimeler. Kınıyorum Derin Özkan. "
" Yakıştıracağım şimdi göreceksin o zaman hanımefendi'yi. Ne istiyorsun? "
" Ne zaman geliyorsun diye soracaktım. "
Beni ne zaman geleceğimi öğrenmek için aramış olamazdı. Eğer öyle yaptıysa burnundan getirirdim. Ve bunu benden daha iyi biliyordu.
" Gelmeyeceğim bugün Serkan. Oldu mu? "
" Gelmek zorundasın. "
" Değilim. Şimdi kapatıyorum. Engellememi istemiyorsan arama Serkan. "
" Seni bekliyor çocuk. "
Kurduğu cümleyle birlikte uykulu gözlerim birden açıldı.
" Kim beni bekliyor? Hangi çocuk? Nerede bekliyor? Neden bekliyor? Neden bu saatte bekliyor? Ya Serkan cevap versene. "
Serkan'ın sorularım karşısında ettiği küfürü duymuştum. Galiba yine çok soru sormuştum.
" Soruları unuttum nasıl cevap vereyim. Gel ve kimin beklediğini kendin gör Derin Özkan. Ayrıca bu sabah beni çok kırdın. "
Yüzüme kapanan telefona bakarak ofluyordum. Bugün şirkete gitmek istemiyordum. Gereken her şeyi evden de yürütebilirdim. Ama Serkan söyledikleri sayesinde şirkete gelmem konusunda beni ikna edebilmişti.
Yorganımı yüzüme çektim ve söylenmeye başladım.
" Günaymadı Derin Özkan. Yine iğrenç bir hayatın yeni bir günü seni bekliyor. Kalksan iyi edersin. "
Yorganımı anlık bir hareketle itip yatağımdan kalkmıştım. Yorganı yerden kaldırıp yatağa koyma zahmetine hiç girmeden banyoya girip elimi yüzümü yıkamış, dişlerimi fırçalamıştım.
Banyodan çıktıktan sonra odama gittim ve kıyafetlerimi hazırladım.
O kadar gitmek istemiyordum ki... O kadar yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACILARIN EN DERİNİ
Teen FictionÇok garip hissediyordum. Sanki bir kum saatin içine hapsolmuştum. Üzerime su doldurmuşlardı. Gelip çeviriyorlardı ve ben öylece dökülüyordum. Tam bittiğini düşünüp rahat bir nefes alacakken tekrardan çevriliyordum ve sular altında kalıyordum. Aklıma...