Dafni ve Apol'un üzerimde gezinmeleri nedeniyle uyandım. O kadar yorgundum ki anlatamam. Dün fazlaca uyumama rağmen yine de kendimi gereksiz halsiz hissediyordum.
Gözlerimi yavaşça açtım ve Dafni'nin bacağıma sürtünüşünü izledim. Apol koltuğun tepesinden üzerime atlamıştı. Küçük bir kahkaha atarak ellerimi gri tüylerinde gezdirdim.
Yağız ve Serkan gittikten sonra koltuğa uzandığım için burada uyumak zorunda kalmıştım. Gecenin bir vakti odama gitmek çok zordu. Kabus görmemiştim. Aksine oldukça rahat uyumuştum. Ama hâlâ uykusuzdum. Bu dengesizliğimi sorgulamayı bırakalı baya oluyordu.
Sürekli gözlerim kapansa da Dafni ve Apol uyumama izin vermiyordu. Elimi sehpanın üzerinde duran telefonuma götürdüm. İlk işim saat'e bakmak oldu. Saat 09.16'ya geliyordu. Bugün şirkette önemli bir toplantım olduğu için bir an önce hazırlanmalıydım.
Göğsümde yatan Apol'u nazikçe üzerimden kaldırdım ve koltuğa bıraktım. Dafni de Apol'un uyuduğunu görünce onun yanına kıvrıldı. Uyuşuk bedenimle mutfağa yöneldim ve yiyecek bir şeyler hazırlamak için dolabı açtım. Canım kahvaltı yapmak istiyordu ama hiç aç değildim. O nedenle dolabı açmam ile kapatmam bir oldu. Kahve içerek kendime gelebileceğimi düşünerek kahve yapmaya başladım. Bir yandan kahvem olurken ben de kedilerin mama ve su kaplarını doldurdum.
Kahvem olduktan sonra içerek odama gittim. Saat 12.30'da yeni projemiz üzerine bir toplantı düzenlemiştik. Anca giyineceğimi bildiğim için kahvemi makyaj masama bıraktım ve giymek için kıyafet seçmeye çalıştım.
Gözlerimi cama çevirip havanın nasıl olduğunu anlamaya çalıştım. Güneş vardı. Sıcak olduğunu düşünerek kıyafetlerimi incelemeye başladım.
Siyah dar kot pantolon, siyah ve karın kısmı çapraz bağlı kısa kollu crop, siyah bilekten bağlı topuklu ayakkabılar ve siyah ceket giyerek saçlarımı yapmaya başlamıştım. Her seferinde at kuyruğu yaptığım için bir değişiklik istedim ve büyük dalgalar yaparak açık bıraktım.
Saçlarım omzumun biraz altına geliyordu ve ben çok seviyordum. Annem her seferinde saçlarımın çok güzel olduğunu söylerdi. Onun sayesinde sevmiştim saçlarımı. O gittiğinden beri 2 kere kesmiştim. Daha doğrusu babam kesmişti. Günlerce ağlamıştım saçlarımı kestiği için...
Toplantım olduğu için biraz bakım yapmak istedim. Ama önce yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Ve tekrardan odama dönüp makyaj malzemelerimi inceledim. Kaşlarımın içini biraz da olsa doldurdum ve kusursuz bir eyeliner çekmeye çalıştım. Çok az allık ve nude renk bir rujla makyajımı tamamladım.
Kahvemi ve çantamı alarak odadan çıktım. Gitmeden önce bütün ışıkları ve sıkıntı çıkartabilecek her türlü şeyi inceledim ve evden çıktım. Hazırlanmam yaklaşık 2 saat sürmüştü ve saat şuan da 11.24'tü. Yarım saat içinde şirkete gitmem gerekiyordu. Bu nedenle kontrollü ama hızlı bir şekilde araba kullanmaya başladım.
~
Olması gerektiği gibi yarım saatte şirkete gelmiştim. Hızla odama gidip gereken dosyaları hazırlamaya başladım. Masanın üzerindeki karmaşa işin içinden çıkamayacağımın göstergesiydi. Masamın üzerindeki telefonu alıp Arzu'yu aradım.
" Arzu, hemen Serkan'ı da alıp odama gelin. Yarım saatimiz var ve dosyaları yetiştirmeliyiz. "
" Tamam Derin Hanım. Hemen geliyoruz. "
Telefonu kapattıktan 5 dakika sonra içeriye Serkan ve Arzu girdi. Serkan üzerine siyah bir gömlek ve kot pantolon giymişti. Gömlek giymekten nefret etse de önemli toplantılarda giymek zorunda hissederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACILARIN EN DERİNİ
Teen FictionÇok garip hissediyordum. Sanki bir kum saatin içine hapsolmuştum. Üzerime su doldurmuşlardı. Gelip çeviriyorlardı ve ben öylece dökülüyordum. Tam bittiğini düşünüp rahat bir nefes alacakken tekrardan çevriliyordum ve sular altında kalıyordum. Aklıma...