Bir umut düşün, düşüp kalkmış olsun yerinden. Kaldırımda atarken kalbi, ayakları titremiş üzerinde.
Bir siyah peri masalı, ışığı gözlerinde kaybolmuş hislerine. Huzura meydan okumuş böylelikle, akla sır erdirmekle meşgul minik kafesi.
Sığdıramadığı düşlerinde üşüşüp durdu bu düşünceleri, krem rengine bağlanıp sıcak tuttu yüreğinde. Açık, biraz ehemmiyetli, küçük tohumuyla yeşerdi bütün bu çiçekleri.
Kalbine verilen bir bahşetti bu süzülüp konan, ağaçların arasından, içerisine.. Bir el attı omzuna, sonsuzluğa uzanan bir adımdı belki de elzem olan gülüşlerinde.
Kaybolduğu vakit aranan gerçeğine verdi nefesini, kucağında bir garip masal kokusuyla birlikte. Kulağına üflediği bir ayaz yel beliriverdi, artık büyümüş bir kesintisi vardı avuçlarının içerisinde.
Arayışlarına verdi kendisini, bir kulak misafiri çıkardı belki isteklerine. Kaldırdı başını, ilgilenmedi hayatın gerçeksizliğiyle; okşadı yüreğindeki çocuğu bir beyaz merhem ile birlikte, geleceğine..
Ufuğuna yeni bir bayrak çekmişti artık; gülüşlerine varan bir kelam sözlerine vardı sessizliğiyle..