Bölüm şarkısı: Sertab Erener-Kime diyorum
Keyifli okumalar...
Aynadan üç adım uzaklaştığımda kendimi görebiliyorum. Ama bu mesafe gittikçe kısalıyor. Geçen yıl kendimi beş adım uzaktan görebiliyordum. Aynanın karşısında durup Ottimo Turcaret'in başını okşuyorum ve hazır buradayken saçlarımı düzeltiyorum. Şu sıralar saçlarımı örmek annemin çok hoşuna gidiyor. Onların dağınık olmasına dayanamıyor! Bu örgüleri öyle çok seviyor ki uyurken bile onları çözmeme izin vermiyor.
Babam kapıdan başını uzatarak bana pijamalarımı giyip dişlerimi fırçalamamı söyledi. Ona tamam dedim ama söylediklerini yapmadan önce her zamanki gibi pencerenin önünde biraz zaman geçiriyorum. Odamın penceresinden siyah gökyüzünün büyük bir kısmı gözüküyor. Bugünkü gibi sonbahar akşamlarında pencerenin önünde durup dışarı bakmak hoşuma gidiyor, çünkü böyle zamanlarda hava çok soğuk olmuyor ve Ay ile Kutup Yıldızı pırıl pırıl parlıyor. Annem, Ay ve yıldızın İsa peygamberin kandili ve kibriti olduğunu söylüyor ama beni ilgilendiren tek şey onların bütün gece gökyüzünde olup olmadıklarını kontrol etmek.
Babam uyumadan önce odama gelip bana bir hikâyeyi okur. Robin Hood'un hikâyesinin yarısına kadar geldik. Bu hikâyeyi okuyunca geceleri rüyalarıma ormanlar ve oklar giriyor. Sonra genellikle annem gelir ve saçlarımı yanaklarımın yanına getirerek yastığın üzerinde düzelttikten sonra naneli dondurma kokan nefesiyle bana iyi geceler diler.
Ama bu akşam odama birlikte geldiler. İkisi de yatağımın bir tarafına oturdu. Biraz daha az gördüğümü fark ettikleri için önümüzdeki hafta beni doktora götürmeye karar verdiklerini söylediler. Okulu asmak hoşuma gitmiyor çünkü, (piramitlerin inşa edilmesi için ne kadar zaman gerektiği gibi) önemli konuları ve (4-C sınıfındaki Chiara ve Gianluca'nın gerçekten arkadaş olup olmadıkları gibi) dedikoduları kaçırıyorum.
Yine de annemle babama bu konuda bir şey söylemedim. Onların odanın ışığını kapatıp dışarı çıkmasını bekledim. Sonra komodinin üzerindeki lambayı yakıp parmaklarımı yatağın başucundaki küçük rafta duran kitapların üzerinde gezdirdim ve kenara kıvrılmış defteri aldım.
Onu yastığın üzerine koydum. Defterin kapağında bir etiket var. Üzerinde MAFALDA'NIN LİSTESİ yazıyor.
Bu defter benim günlüğüm. İlk sayfasında bir tarih var: 14 Aralık
Bu, üç yıl ve on bir gün önceki bir zamanı işaret ediyor. Altında şöyle yazıyor:
Çok sevdiğim
(ama artık yapamadığım) şeylerÇok uzun bir liste değil. Aslında üç sayfa var ve birinci sayfanın başında şöyle yazıyor:
Geceleri gökyüzündeki bütün yıldızları saymak
Bir deniz altını kullanmak
Pencerede ışıkları yakıp söndürerek iyi geceler dilemek
Kırmızı alarm. Yine gözlüğümün camları buğulanıyor. (Ağlıyor yani)
Büyükannem, pencerelerinde dantel perdeleri olan hemen karşımdaki kırmızı boyalı evde oturuyordu. Artık orada bize hiç selam vermeyen ve dantel perdeleri değiştiren bir çift yaşıyor. Büyükannem babamın annesiydi. Tıpkı babam ve benim gibi hafif kıvırcık ama beyaz saçları vardı.
Yatmadan önce bana her zaman el fenerini kullanarak iyi geceler dilerdi. Işığı bir kez açıp kapatmak ben buradayım ve sana sesleniyorum demekti. İki kez açıh kapatmak iyi geceler, ve üç kez açıp kapatmak sana da anlamına gelirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiraz Ağacı İle Aramızdaki Mesafe
ChickLitDurup kiraz ağıcını selamlıyorum. Babamla birlikte her gün geçtiğimiz sokaktan bakınca onu uzaktan - ama sadece biraz uzaktan - görebiliyorum Aslında karşımda gördüğüm şey renkli bir leke ama ben onun ağaç olduğunu yani hayallerimde ki gibi iyi yüre...