5- En İyi Arkadaşa Sahip Olmak

784 18 2
                                    

Keyifli okumalar...

Doktora yaptığımız ziyaretten döndük. Biraz dinlenip hayal kurmak için Ottimo Turcaret'i bir battaniye gibi üzerime aldım.

Hayal kurup dinlenmeye geçen sene, kuzenim Andrea ve Ravina ile birlikteyken başlamıştım. Ravina, bana meditasyon denen bir şey öğretmişti. Üzgün ya da kızgın olduğunda ve hiç uykun olmadığında güzel hayaller kurmanı sağlıyordu. Çok ama çok sessiz olman ve bedeninin içinde olanları düşünmen gerekiyor. İlk başlarda öyle çok olağanüstü bir hissetmiyorsun, şey ama bunu yapmaya alıştıktan bir süre sonra damarlarında ve beyninde akan kanı düşünmek yerine hiçbir şey düşünmemeye başlıyorsun. En azından bana böyle oluyor. Evdeki gürültüler, uzaktan duyulan çan sesleri gibi yüzümü okşayan dalgalara dönüşüyor ve sonra bu sesler ben uykuya dalarken tamamen yok oluyor. İşte tam bu noktada hayaller başlıyor.

Bugün dinlenirken aklıma çok güzel hayal geldi.

Okuldaki kiraz ağacına tırmandığımı ve en yukarıdaki dala, tam tepeye kadar çıktığımı hayal ettim. Oradan bütün ülkeyi hatta bütün dünyayı görebiliyorum. Kollarımı açıp uçmaya başlıyorum. Okulun çatısına, hatta daha yükseklere çıkıyorum. Ve en sonunda oradan uçup gidiyorum. Ay'a ve Kutup Yıldızı'na kadar uçuyorum ama diğer yıldızları da çok net görüyorum. Ve sonra kalede duran büyükannemle futbol oynuyorum.

Chiara benimle oynamak için bize geldi. Ama futbol oynamıyoruz. Aslında ben yalnız kalmak istiyordum ama annem yine de onu çağırdı. Altı nokta alfabesiyle okumayı öğreniyorum. Estella'nın bana alıştırma yapmam için verdiği kitap çok güzel ama aynı zamanda biraz tuhaf. Kitabın adı Küçük Prens. Estella onu Amazon isimli bir internet sitesinden aldı. Chiara benim anaokulundan beri arkadaşım, bu yüzden sanki orada değilmiş gibi davranamam. Aslında çok izin bir süredir oyun oynamak için bize gelmiyor ve beni de evine davet etmiyor. En son haziran ayındaki doğum gününde görüşmüştük ve sonra ikimiz de tatile gittik.

O gelince altı nokta alfabesini hemen kenara kaldırdım. Ama beni görmüştü. Ne yaptığımı sordu. "Hiçbir şey," diye cevap verdim. Neden olduğunu bilmiyorum ama beni altı nokta alfabesiyle okurken görmemesini tercih ederim. Kendimi aptal gibi hissediyorum. Restoran oyunu oynamak için onu odama çağırdım çünkü yemek pişirmeyi sevdiğini ve televizyonda sürekli Master Şef'i izlediğini biliyorum. Oyuncak tabaklarla ve plastik çatal bıçak takımıyla bir masa kurduk. Sahte bardakları bulamadığım için iki tane gerçek bardağı gerçek suyla doldurduk. Chiara garson ve aşçı rolünü oynuyor.

Ben de müşteri oldum. Menüye bakıyormuş gibi yapıp en zor yemekleri seçtim. Chiara, yemeklerin isimlerini büyük bir keyifle eline yazdıktan sonra hepsini mutfaktaki, yani kapısı açık gardırobumun içindeki aşçıya (yalan yanlış) tekrar etti ve aşçının yerine geçerek yalancıktan yemek pişirmeye koyuldu. Restoran oyunu hoşuma gidiyor, ama çok fazla değil. Bu yüzden aynı oyunu üç kez tekrar ettikten sonra değişiklik olsun diye ona birlikte yemeğe çıkan çift oyununu oynamayı teklif ettim.

Bebek bakıcısıyla, yani oyuncak bebeğim Megghi'yle evde kalan Ottimo Turcaret'e hoşça kal diyerek masadaki yerimizi aldık. Sonra birden ikimizin aklına da aynı bir şey geldi (en iyi arkadaşların arasında bazen bu tür şeyler olur). İçeceğimize yeni malzemeler eklemeye karar vererek evde bardaklarımızın içine koyacak iğrenç şeyler aramaya koyulduk. Çiçeklerin vazolarından aldığımız toprağı, tuzu, biberi ekledikten sonra içine babamın parfümünden sıktık. Hatta biraz da sümüklü böceğin salyasına benzeyen yapıştırıcıdan koyduk. Bütün bunları çatalla karıştırdıktan sonra masaya geri döndük.

Sonra Chiara "Hadi, içelim," dedi ve içi sarı şeyle dolu bardağını havaya kaldırarak onu içiyormuş gibi yaptı. Ben de bardağımı almak için elimi uzattım. Onun sol tarafta olduğunu düşünüyordum. O sırada gözlerim karardı ve bardağı almak yerine ona elimle hızla çarparak içeceği Chiara'nın üzerine döktüm. Çığlık atmaya başladı çünkü taytı, hazırladığımız o iğrenç içecekle ıslanmıştı. Karanlık, parlak örümcekler gibi gözüme doluyordu ve hiçbir şey göremiyordum. Sadece yuvarlanan bardağın ve ayaklarımın dibinde kırılan camın sesini duydum. Annem koşarak yanımıza gelip ne olduğunu sordu.

Saat daha dört bile olmamıştı ama Chiara ne olursa olsun eve dönmek istiyordu. Bir kahve içmek için gelen annesinin koridorda onunla konuştuğunu duydum. Sol gözümdeki karanlık leke yavaş yavaş yok olmuştu ama Chiara ve elinde arabanın anahtarlarını tutan annesi artık kapıda duruyordu.

Kafamı koridora doğru uzatarak "Yarın okulda görüşürüz," dedim.

Chiara ise sadece "Hoşça kal," dedi ve gitti.

Annem kapıyı kapattıktan sonra elinde ıslak bir bezle yanıma geldi. "Çikolatalı çörek ister misin?"

Büyükannem bana reçelli çörek yapardı.

Tekrar odama dönüp Küçük Prens'i okumaya devam ettim. Aslında sadece numara yapıyordum. Annem mutfağa dönerken yavaşça günlüğümü elime aldım, çok gizli olan ikinci sayfayı açtım ve siyah bir kalemle, En iyi arkadaşa sahip olmak yazısının üzerine bir çizgi çektim.

Kiraz Ağacı İle Aramızdaki MesafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin