Hayal değil, zihnimin bana oyunu değil.
İnci kanlı canlı karşımda duruyor, bütün güzelliğiyle...
Ve ben onu izlemekten kendimi alamıyorum.
----------------------------------------------------------------
Nereye dönsem karşıma sen çıkıyorsun. Bence bunu basit bir tesadüfe indirgeyip geçiştirmek yerine, neden diye sorsak. Neden onca kişi varken biz karşılaşıp duruyoruz, neden seni gördüğümde dünya durmuş, bütün kötülükler son bulmuş, bütün acılar yok olmuş ve bana iyi gelecek tek kişi senmişsin gibi hissediyorum.
Belki de kaderimiz bir yazılmıştır ve bir sebepten ötürü birbirimizden uzak kalamıyoruzdur. Seni bilmem ama ben senden uzak kalabileceğimi sanmıyorum Dünyanın en berbat insanı da olsan, senin yüzünden ölecekte olsam senden asla vazgeçmeyecekmişim gibi geliyor. Her zaman, bana git de desen, beni sevmesen de senin koruyucu meleğin olacakmışım gibi...
Biliyorum korunmaya ihtiyacın yok, elbette kendi kendine yetebileceğinin farkındayım. Eşinin gücüne sığınıp onun arkasında duracak sıradan kadınlardan değilsin. Sen her zaman benim, yanımda ol, dengim ol.
Düşündüm de her konuda benden daha iyi de olabilirsin, başkalarına danışıp fikir almak yerine, sana danışsam sadece sana güvensem, adım atarken dahi sana sorsam, senden izin alsam harika olmaz mı? İzin vermediğin zamanlarda birazcık trip atarım, sonra kendi kendime affederim. Sen beni affetmek için kendini yorma, pençelerini bir an olsun üzerimden indirme.
O minnoş bakışlarının, altında, gizlediğin hırçın yanını görebiliyorum ve bu beni delirtiyor.
İnci'yi her gördüğümde ucu bucağı olmayan, çorak arazinin ortasında, inatla hayata tutunan manolya ağacı geliyor gözümün önüne. Toprak yeşeriyor, mevsimler dönüyor ve nihayet en sevdiğim çiçekler beliriyor yeşil yaprakların arasından.
Bu narin çiçekleri her zaman sevmişimdir sıklıkla; beyaz, sarı ve mor renklerine denk gelsem de benim favorim her zaman pembe den yana oldu.
Şu an karşımda duran kız; benim kokusunda mest olduğum, yıllardır hayalini kurduğum manolya çiçeğim. Bana kalırsa senin rengin pembe, pembe deyiysem öyle sıradan bir pembe değil.
Dudağının pembeliği gibi.
Benim tatlı manolyam...
O lezzetli dudaklarından sadece bir kez öpsem. Bir kerecik çok kızar mısın?
Gökyüzü çıldırmış olmalı, bu aylarda Antalya ya çok fazla yağmur yağar ama bu kadarı biraz fazla. Yağmur o kadar çok yağdı ki, bahçenin toprak zemini yağmurun etkisiyle balçıklaştı. Zavallı karamel, bahçenin diğer köşesinde bulunan yeşil çardağın içersin de kolları vücuduna dolanık bir vaziyette, yağmurun dinmesini bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UR SERİSİ ~ KRAL SAHNEDE (Atilla'nın Anlatımıyla...)( Serinin 3. Kitabı)(....)
Roman d'amourHer şeyi gördüm, her şeyi tecrübe ettim bundan daha kötüsü olamaz, beni hiçbir şey yıkamaz dersin sonra kızın biri hayatına girer ve ağzına sıçar. Arkana yaslanır ve şöyle dersin," Helal olsun, bu kadarını ben bile yapamazdım." NOT: Serinin 3. kitab...