8.Bölüm

36 3 0
                                    

Öğle teneffüsündeydik. Yine Mekan'daydık. Dördümüz de çember oluşturacak şekilde oturmuştuk. Azra hariç üçümüzün de bakmamak için çaba sarf ettiği resimlerde ortamızdaydı.

"Korkaklık yapmayı bırakın da dikkatinizi buraya verin." dedi Azra sinirle.

Sude'yle birbirimize göz ucuyla baktık. İkimizde o resimlere bir kere olsun bakmak istemiyorduk. Ancak başka şansımızda yoktu. Gözlerimi isteksizce Özkan Bey'in ölü bedenini gösteren fotoğraflara çevirdim. Ne zaman bir yara görse içi titreyen ben bu sefer resmen kriz geçirecektim. İstem dışı olarak omuzlarım titredi. Semih yanımda hızlı bir nefes çekti. Acınacak durumda olan tek kişi ben olmadığım için biraz da olsa memnundum.

"Hayır. Bunu Patron yaptırmış olamaz." Azra sanki bir mağazada gördüğü kıyafetten bahsediyormuş gibi sakindi.

"Neden? Öldürme şekilleri kuruluştan kuruluşa değişiyor mu? Herkesin kendince bir tarzı mı var?" Sude bariz bir şekilde iğneleyici konuşuyordu. Azra'nın tepkisini görmek için kafamı hafifçe kaldırdım. Biraz bozulmuştu. Ama sonra Sude'ye dönüp "Evet öyle." demeyi başardı. Cidden, Sude'nin şu kavgacı ve Azra'yı burada istemediğini belli eden konuşmalarına son vermesi gerekiyordu. Bu sözlü kavgalar çok tuhaf oluyordu doğrusu. Herkese sevgiyle yaklaşan Sude kendi öz kardeşine karşı hırçın olurken herkese karşı umursamaz ve soğuk olan Azra Sude'nin sözleriyle huzursuzlanıyordu.

"Bekle, nasıl anladın?" dedi Semih. Tüm bu soğuk savaştan haberi yoktu belli ki.

Azra Özkan Bey'in bir resmini göstererek "Bayağı temizler." dedi. "Sadece kafasına bir kurşun. Bu kadar." Üçü de bana döndü. Bir şey dememi yada yapmamı bekliyor gibiydiler. Oysa buz kesmiştim. Eminim ileri de Özkan Beyin yerini alacak kişi ben olacağım için bana acıyorlardı.

Kendimi Özkan Bey'le Enes'in durumuna koyamadan edemiyordum. Kafamı başka yerlere yormam gerekiyordu. "Peki Özkan Bey'i niçin öldürdüler ki?"dedim zorlukla. Azra bir süre dalgın dalgın fotoğraflara baktı. Sonunda "Yüksek bir ihtimal hakkında çok şey bildiği içindir. Nede  olsa psikologun değil miydi?" dedi.

"Ne yani? Hakkımda bilgi sahibi olanları da mı öldürüyorlar!" sessiz isyanım karşısında Azra sadece omuz silkti. Ama Semih ve Sude şimşek çakmış gibi öyle kalakaldılar. Şimdi huzursuz olma sırası onlardaydı.

"Peki, şimdi ne yapacağız?" Azra sorumu duymamazlıktan gelip fotoğrafları toplamaya başladı. Dersi bitmiş bir öğretmen gibi davranıyordu. Gayet sakin, sessiz ve kendinden emin. Tüm bunlar gerilmeme sebep oldu. Sonunda tüm fotoğrafları yanında getirdiği bir klasöre koyup sorumu cevapladı.

"Bekleyeceğiz."

"Neyi?" Azra gözlerini gözlerime kenetledi.

"Bizi bulmalarını."

***

Resim çizme konusunda hiçbir zaman başarılı olmadım. Başarılı olmayı bırakın, çizmeyi becerdiğim tek resim Cin Ali. Ama canım o kadar sıkılıyordu ki. Defterin arkasındaki boş sayfalar da onları doldurmam için resmen bana yalvarıyorlardı. Elimdeki kalemi parmaklarımın arasında döndürüyordum. Onu da kullanmak istiyordum. Ama yazacak her hangi bir şey de aklıma gelmeyince kalemi defterin köşesine değdirdim. Sabit bir hızda, bileğimi fazla oynatmadan kalemi hareket ettirdim. Siyah kurşundan çıkan tozlar deftere bir arabanın üzerinden geçtiği çamur gibi sıçrıyordu. Bir süre sonra bileğimi daha fazla hareket ettirmek zorunda kaldım. Kalemi aşağılara indiriyordum. Boş, kareli sayfada yeni yerler keşfediyor gibiydim. Sayfayı öylece karalıyordum. Fazla bastırmadan. Hiç bir şey yapmamaktansa bu bile insana keyif veriyordu.

Bekleyeceğiz.

Kurşun kalemimin ucu kırılınca aynı yeri ne kadar uzun süre karaladığımı fark ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 11, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sessiz ÇığlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin