Selam.
Sağ ayakla içeri girerken geleneğimiz olan okumaya başlama tarihini de buraya alalım lütfenn.🐥
Uzun bir süre sonra yeni bir hikaye ile karşınıza çıkmış olmak beni biraz geriyor ama kısa süre içinde bu gerginliği atacağımı düşünüyorum. ♡
Eski hikayelerime benzemeyen, benim için tamamen yeni bir türde olan bir kurgu ile karşınızdayım. Eskiden olduğu gibi benimle olmanızı umuyorum.
Lafı çok uzatmayacağım. Buyurun okumaya başlayın. Okurken yorumlarınızı bırakmayı da lütfen unutmayın. Neler düşündüğünüz benim için çok önemli.
Keyifli okumalar. ✨️
🌬
Eğer gittiğim yerde tüm bildiklerimin yalandan ibaret olduğunu öğreneceğimi ve gerçek hayatıma gireceğimi bilseydim yine de hevesle çıkar mıydım evimden?Telaşlı ve bir o kadar da hevesliydim bugün. Adımlarım da bunu belli edercesine birbirine karışıyor ve bana yere düşme panikleri yaşatıyordu. Evet, bu durum uyandığımdan beri böyleydi. Sonunda uzun zamandır istediğim o şeye ulaşmıştım. Benden daha heyecanlı birisi olabilir miydi gerçekten?
Üzerime giydiğim kıyafete son kez bakmak için aynanın önüne geçtim. Yüzüme hiç bakmadan direkt üzerimi inceledim. Kırmızı kot, bol paçalı tulumum ve içine giydiğim ince beyaz bluzumla oldukça tatlı gözüküyordum bence. Parmaklarımda ise yine bir sürü yüzük vardı. On parmağımın onuna da yüzük takabilecek birisiydim. Yüzük takmak en sevdiğim şeylerin başında geliyordu. Beni uzun bir yol bekliyordu. Bu yüzden en rahat olabileceğim şekilde giyinmiştim.
Bu sabah üniversitedeki bıktırdığım hocalarımdan birisinin araması ile uyanmıştım. Beni kazıya çağırmıştı. Duyduğum an rüyada olduğumu düşünmüş olsam da telefonun ucundaki Akil Hoca'nın sert sesi beni kendime getirmişti. Neredeyse her gün hocalarıma beni kazıya götürmeleri için yalvarmış olmam sonunda meyvesini vermişti. Henüz arkeoloji bölümünden mezun olmamış 4. sınıf öğrencisi olsam da staj dışında da kazılarda bulunmak istiyordum. Ve en çok istediğim kazılardan birisi de tam şu an gitmeye hazırlandığım yerdi.
Ülkemiz yeraltı şehirleri bakımından oldukça zengindi. Özellikle de ülkemizin orta kısımlarında bulunan Nevşehir bu konuda bir hazineydi. Oraya hep bir hazineymiş gibi bakardım. Yeraltına dair görebileceğim her yerini gidip görmüş, hem bir turist hem de bir arkeolog olarak incelemeye çalışmıştım. Fakat daha önce hiçbir kazıda bulunamamıştım.
Akil Hoca Nevşehir'de yeni bir yeraltı şehri keşfedildiğinden bahsetmişti. Henüz o yer ile alakalı çok fazla bir bilgiye sahip değildik. Ancak ve ancak kazıya gidersem detaylı bilgilere sahip olabilirdim. Ve içimdeki meraktan deliren arkeolog kısmım Akil Hoca'nın başının etini yemişti, sırf onu kazıya götürsün diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYNI DOĞANLARIN FISILTISI
Fantasy"Yalnızca fısıldarsan seni dinlerler." Söyledikleri hâlâ mantıksız gelse de burada mantık aramamam gerektiğini günler önce kabullenmiştim ben. Koskoca bir kayanın içinden çıkıp bambaşka bir hayatın ortasına düştüğüm andan beri başıma gelen her şeyi...