5. Bölüm

988 154 4
                                    

5. Bölüm:  Susma!

Sustukça ezerler, ezildikçe susarsın.》

Boşanmak mı istiyordu, bu duruma Mirza oldukça şaşırmıştı. Onun gibi biriyle evli kalmak isteyen onca insan varken bu kadın onunla evli kalmak istemiyor muydu? Doğrusu Mirza bir kez daha şaşırdı.

"Sen benden boşanmak mı istiyorsun?"

Evet manasında başını salladı Ceylin.

"Asıl ben senden boşanmak istiyorum."
Mirza elini kumaş pantolonunun cebine soktu. Yatağın üzerine oturduğunda tekrardan, "asıl ben senden boşanmak istiyorum" dedi.

"Tamam o zaman hemen boşanalım." Ceylin öylesine mutlu olmuştu ki dudakları uzun zaman sonra ilk defa yukarı kıvrılmıştı.

Onun gibi zengin ve yakışıklı bir adamdan boşanmak istemesine en ufak bi anlam vermeyen Mirza'nın kaşları ise hiç olmdığı gibi öfkeyle çatıldı. Çizgiyi aşmadan olduğu yerde kalan genç karısının karşısına dikildi.

"Madem öyle katili bulucağız. Sen beklemede kal en yakın zamanda boşanacağız."

Ceylin'in katil olmadığına inanan biri çıkmıştı. Hem de bu biri Mirza Beysoy idi. Genç kız mutlu olduğunu belli etmeden, aklında oluşan sorulara cevap bulmak adına soru sormaya hazırlanıyordu ki cesaret edip soramadı. Zaten Mirza'da ışıkları söndürüp uyumuştu.

***
Mirza erkenden uyanmıştı. Vakit kaybetmeden üzerini giyindi. Takım elbisesinden ziyade takım olmayan kıyafet giymişti bugün. Ayna karşısına geçip saçlarını havaya doğru taradı. Hava ısınmaya başlıyordu. İlkbahar gelmiş, renk renk çiçekler açmaya başlamıştı bile. Mis gibi hava etrafta adeta dört nala koşturuyordu. Güneş içleri öylesine ısıtıyordu ki. Bu mevsim Mirza'ya çok güzel başarılar hatırlatıyordu. Çalışıcak ve çok daha iyi yerlere geliceğini umut ediyordu. Tam kapıdan çıkmak üzereyken aniden duraksayıp bedenini deniz manzarasını gösteren o koca balkonun olduğu tarafa çevirdi. Gördüğü şey daha doğrusu kişi Ceylin idi. Ceylin başını koltuğun oturak kısmına koymuş ellerini ise başının altına koymuş uyuyordu. Mirza'nın nedense içi gitmişti bu duruma. Birini böyle çaresizce görmek ona küçüklüğünü hatırlatıyordu. Acımsadığından dolayı genç karısını uykudan kaldırıp uykusuna koltukta devam etmesini isteyecekti. Hem bir insan neden uzanmak yerine oturarak uyurdu ki? Yaklaşmaya ramak kalmıştı ki banane der gibisinden nefes alıp bir daha arkasına bakmaksızın kapıdan çıktı Mirza. Kuvvetli elleri kapıyı kapatırken şiddetli ses çıkartmıştı. Bu şiddetli ses ile ürkerek gözlerini açtı Ceylin. Gözlerini açtığında nefes nefese kalmış nefes alamayacak gibi olmuştu.

Ceylin'in boynu tutulmuştu. Sağ ve sol yapınca oldukça çok canı acıyordu. Hem ne diye koltuğa başını dayayıp uyurdu ki! Kendi kendine kızdı Ceylin. Ayaklandığında ise sadece boynunun değil tüm vücudunun tutulduğunu fark etti. İnleye inleye bir kaç adım aterken ayağı beyaz çizgiyi neredeyse geçicekti. Bu Mirza epey bir bencil olmalıydı. Ceylin bencil kocasının sakın çizgiyi geçme dediği kısıma baktı. Bu büyük odada kaldığı kısım toplasan eni boyuna 40 adım tutardı. Hem banyoda çizginin diğer tarafında kalıyordu. Ona kalan tek şey bir balkon ve bir koltuk.

"Beyfendi kendini çok akılı zannediyor. Sanki ben sen olmadığında karşı tarafa geçemem." Diye kendi kendine söylendikten sonra çizgiden öteye adım atmak ve kocasının kurallarını çiğnemek adına hazırlanıyordu ki o esnada müthiş bir hengame koptu.

"Çık oğlumun odasındaaaan!"

Ve ardından kapı açıldı. İçeri sırasıyla önce Ferda ardından Semra en arkada ise Buse girdi. Ferda az önce herşeyden habersiz kahvaltısını ediyordu. Taki en sevdiği oğlu Mirza'nın kahvaltıya inip,
"dede dediğini yaptım. Ceylin odamda kalıyor" diyene kadar. Ferda adeta deliye dönmüştü bu sözleri duyunca. Oğlunun böyle bir durumu kabul edeceğini asla düşünmezdi. Önce oğluna 'sen ne dersin' dercesine baktıktan sonra kocasına dişlerini sıkarak baktı. Ardından Kemal bey'in gülümseyerek,

SON ÇARE                                                           (Tamamlandı√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin