22. bölüm= Karar!
Hiçbir şeyi umursamayan, yalnızca kendini umursayan insanlar vardır bu dünyada. Bu insanlar en tehlikeli insanlardır çünkü bencildirler. Ezgi de onlardan biriydi. Ayak ayak üstüne atmış tırnaklarını törpülüyordu. Ev ona kalmıştı. Annesi teyzesinin hastalanmasından dolayı kardeşinin evine giderken, babası ise dünden beridir yoktu. Nerede olacaktı babası o zengin koca bulan ablasının evindeydi. Zengin düşüncesiyle gülümsedi. Birgün zengin olacağını biliyordu. Keyifle koltuğa yığılırken tırnak törpüsü bittikten sonra seçtiği mor renk ojeyi büyük dikkatle parmaklarına sürmeye başlayınca kardeşi Güneş'in sesiyle ofladı. Bu çocuk ne diye habire abla diyip duruyodu.
"Abla bu konuyu anlamadım da anlatır mısın?"
"Anlatamam. Git başımdan Güneş..."
Güneş ağlamaklı yüz ifadesiyle oradan ayrılırken kapının çalmasıyla iş yine Ezgi'ye kalmıştı. Annesi gelmek için zamansız vakti bulmuştu.
"Ya ne zır zır kapıyı çalıyon. Senin yüzünden oje parmağıma sıçradı."
Oflana oflana kapıyı açarken söylediği sözler boğazında düğümlenmişti. Karşısında babası duruyordu. Ne dedim dercesine alt dudağını ısırırken
babası sert bakışlarıyla çekil dercesine bakıp içeri girdi."Baba ben şey ıı..." Derken babası çenesini kavrayıp sıkmıştı. Kızının gözlerini gözlerine bakmasını sağlamıştı. Kızı ise ne olduğunu anlayamadan sadece korkuyla yutkunuyordu.
"Sen ablana iftira mı attın? Ulan ben senin yüzünden Ceylin'ime kıydım. Ulan senin *** yüzünden ben kızımı feda ettim. Ulan ben kızımın hayatını mahvettim."
Öfkeli babasını bir türlü sakinleştirememişti. Bu gidişle katili olacaktı. "Lan sen beni evlat katili edecen" derken bırakmıştı kızının çenesini. İşaret parmağını tehdit edercesine sallayıp,
"hemen pılını pırtını topluyon köye gidiyon."
'Ama' demeye cesaret edememiş dizleri çaresizce çökmüştü Ezgi'nin.
***
"Burası işte."
"Emin misin?" Diye sordu Ceylin etrafa kuşkucu bir bakış atarak. Doğrusu Hacer teyze dediği kadının bu ıssız yerde yaşamasına şaşırmıştı. Issız da değil biraz tehlikeli bir yerdi.
"Konuma göre burası." Hızlı adımlarla yürürken karısı ardından ona yetişmeye çalışıyordu. Bu adam ne kadar da hızlı yürüyordu. Genç kadın bir türlü kocasına yetişememişti. Hödük adam beklesene! Etraf yıkık dökük evlerle doluydu. O yıkık dökük evlerin birinden iki adam çıktı. Adamlar atletli, ellerinde ise salladıkları çakı vardı. Mirza en başından hata yapmıştı. Karısını peşine takmamalıydı.
Ardında yürüyen karısı ona yaklaşsın diye adımlarını yavaşlattı. Tam o esnada adamlar hayatlarında ilk defa kadın görmüş gibi gözlerini kocaman açıp Ceylin'e baktılar. Mirza bezgince dişlerini sıktı.
"Ne bakıyonuz lan yürüyün!" Dediğinde elini karısının ince beline dolamıştı. Sıkı sıkı sararken adamlara göz dağı vermişti.
"Devam edin yoksa ben sizin ağzını burnunuzu kırarım."
Doğrusu Ceylin bu eli çakılı adamların kocasına zarar vereceğinden panikleşmişti. Boşta kalan elini kocasını koluna dolayarak sakinleştirmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ÇARE (Tamamlandı√)
RomanceSabaha kadar ağla umrumda değilsin! diyen bir adam. Senden ve ailenden ölene dek nefret edicem! diyen bir kadın. Katili bulmaya çalışan bir adam Ben katil değilim! Diyen bir kadın. Seviyorsun diyen bir adam Asla sevmem diyen bir kadın. Sus! diyen bi...