Sonunda cumartesi günü gelmişti ve adin çokça dinlenmeyi düşünüyordu sabahın 8'inde gözlerini açarak soğuk bir banyo alır,üstüne sabahlığını giyer ıslak saçını topuz yaparak kendisine güzel bir kahvaltı yapmaya koyulur, iş yaptığı yerde düşünmeden edemeyen adin yine derin derin düşünmeye başladı belkide tüm yorgunluğu düşünceleri yüzündendi "artık hayatımda büyük değişiklikler yapmalıyım bunca yaşadığım saçmalıkların hepsi geldi geçti geriye kimse kalmadı en yakın dostum belkide beni hiç bırakmayacağına inandığım dostum bile gitti ve bu olay bana hiç kimseye ihtiyacım olmadığını anlattı ve bundan ders çıkarmam gerek."en nihayetinde kahvaltıyı hazırlamıştı ve masanın başına oturduğunda sadece hazırladığı yulafı yiyebilmişti birden aklına gelen yazıyla masanın diğer ucundaki defteri ve kalemine uzandı bu defter ve kalem her zaman nereye gitse onunla birlikteydi çünkü ilhamın ne zaman geleceği belli olmaz değil mi? ve tüm her şeyle uğraşını bırakarak yazmaya koyulur...
"Eğer birini seviyorsanız ve o kişi sizi sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir,sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar.Uykusuz geçen geceler, sahilde içilen şaraplar,yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevginize karşılık çıkar mı? o biraz zor işte..."
Adin büyük bir hevesle yazdığı o yazı kendisini bir kez daha iyi hissettirmişti, odasında şarj da duran telefonuna mert'ten gelen çağrılardan habersiz kahvaltısına tekrardan devam etti. Kahvaltıyı bitirip mutfak işlerini hallettikten sonra odasına geçer ve telefondaki bildirimler dikkatini çeker," mert'den 18 cevapsız arama bir şey mi oldu acaba? bu kadar çok aradığına göre kesin bir şey oldu." telaşa kapılarak mert'i aramaya koyulur telefonun ucunda aşıklısını bekler gibi bekleyen mert hemen telefonu açar "neredesin ya sen aklım çıktı" adin şaşırmış bir şekilde "evdeyim de asıl sana ne oldu bu kadar çok aramazdın?" mert büyük bir iç çektikten sonra ağzından dökülen tek kelime "buluşmamız lazım ben sana konumu atıyorum" oldu ve telefonu hemen kapattı. Yüzüne kapatılmaktan pek haz almayan adin sinirlenmişti ve kendi kendine söylenmeye başladı "tabi efendim başka emriniz var mıydı bir de kendi ayağına çağrıyor o da yetmezmiş gibi yüzüme kapat off sabah sabah tüm neşem kaçtı ya bu kadar saçma bir olaya kim rastladı acaba?" mert'in attığı mekan pek de yabancı gelmemişti adine "soirée ,gidelim bakalım acaba neler öğreneceğiz?
Adin ela gözlü kumral saçlı beyaz tenli bir kızdı hemen hazırlanmaya koyuldu siyah ince askılı bluz ve siyah bol bir pantolon giydi orta boyluydu fakat giydiği giysileri çok iyi taşıyordu üzerinde,kumral saçlarını düzleştirdi ve kahkülünü içeri doğru kıvırdı, ve güzel bir makyaj yaparak tamamladı parfümünü sıktı ve dolabından çantasını alarak evden çıktı. Arabasına binerek yola koyulur ve ufak ufak şarkılar mırıldanır arada sırada mert'in nerede kaldın benzeri mesajları görmezden gelir, ve trafiğe takılır sanmayın ki uzun trafikler sadece istanbul'da oluyor ve aradan yarım saat sonra mert'le buluştular.Adin mert'i çok tuhaf bulmuştu sanki bir cinayet işlemiş gibi tedirgin görünüyordu,adin hızlı adımlarla mert'e doğru yürümüştü ve mertin yanına geldiğinde mert tek kelime dahi etmeden adin'e sımsıkı sarıldı adin mert'in hızlıca atan kalbinin sesini duyabiliyordu ve adin biraz olsun mert'i sakinleştirmek için ona sarıldı. Ve mert tüm cesaretini toplayıp geri çekildi ve adin'in sandalyesini çekerek "otur lütfen" dedi ve adin ona cevap vermeden oturdu. Mert'de adin'in karşısına oturarak konuşmaya başlamaya karar verdi "adin lütfen beni affet lütfen beni bağışla sen bunları hak etmedin bu gün sana her şeyi itiraf edeceğim..." Adin'in telefonu çalar ve özür dileyerek telefonu açar, telefonun ucundaki yabancı biriydi ona sadece adını ve evinin adresini söyleyerek telefonu kapattı. Adin duydukları karşısında çok korkar ve mert'e " acil eve gitmemiz lazım lütfen" mert şaşırmıştı çünkü adini ilk defa bu kadar korkmuş görüyordu, "neden ne oldu" diye cevap veren mert direkt adin'in cevabını duyar "tanımadığım bir adam adımı ve ev adresimi söyledi hemen eve gitmem lazım lütfen" adin in sesi titriyordu mert onu sakinleştirmek için sözler söylese bile nafileydi ve hemen ikisi de adin'in arabasına binerek eve doğru yola koyulurlar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aynı Yıldızların Altında A.A
أدب المراهقينAdin,ahter'e aşık olur fakat aşkına karşılık bulamaz her mutluluğunda her hüzünün de ahter'i yanında görmek ister fakat olmaz. Adin kendi içerisinde öyle bir imkansız aşk yaşar ki derdini anlatsa dağlar taşlar dile gelir adeta adin ahter'in sayesin...