17- kadın'ın Gidişi

28 5 2
                                    

Hep uzaktan yazdım hikayemi, hep uzaktan izledim bizi. Sahi biz diye birşey kaldı mı?
Senden vazgeçtiğime göre hikaye bu kadarmış, ben adin altınay. Belki bir gün dolu gözlerinle okursun kitabımı sevdiğim. Umarım o zaman anlarsın hissettiklerimi. Ben artık kitabımın tanrısı değil kitabımda, deli divane olan bir aşığım.

Gönlüm olmasa da bir kere yola çıkmıştık. Algın'ın nereye götüreceği hakkında en ufak fikrim yoktu. Çok tedirgindim ve tedirginliğimi kendisi de fark etmişti, gözlerini yoldan ayırmadan. Yavaş yavaş hava kararı yordu ve siyah gökyüzünün yavru çilleri gözükmeye başlıyordu.

Kör kuyularına merdiven uzatıyordu gönlüm
Saat geçmeden gönlümde yanan bu hasret neci?
Yıldızlar tek tek çıkıveriyor siyah perdenin önüne,
Gönlümü bir huzursuzluk kaplıyor, nereye gitti bu güneş?
And içmem ben, çünkü konu sen olunca sözümde durmam.
Mızmız bir çocuk olurum...

İçimden sitemli bir şekilde haykırıyordum bu şiiri,daha sonra çantamdan not defterimi çıkararak aynısını yazmaya koyuldum. Algın ne yaptığımı merak edercesine gözünün yanıyla bana bakıyordu.
Ve tebessüm ederek konuşmaya başladım.
"Alış benim bu ani halime içimdeki haykırış hoşuma giderse yazı veriyorum bir yerlere... "
Sanki bu söylediklerim algının hoşuna gitmişti.

Arabayı biraz yavaşlattı ve sağa döndü
"Hmm, geldik prensesim şimdi şurada oturalım ve bana haykırışlarını oku çok merak ettim"

İç ses: (neyini merak ettin be. Sana ne benim yavru şiirlerimden?)

Hayır tabi ki bunu söyleyemezdim ,sadece ufak bir tebessüm ettim ve sahile doğru yürümeye başladık.

Ve bu sahil bana çok tanıdık geldi, bu sahil beni çocukluğuma ve tekrar ahter'e döndürmüştü. İzmir'e aşıktım fakat Çeşme'ye daha çok aşıktım.kaç yaşıma gelirsem geleyim buraya her gelişimde en eski mazileri mi hatırlayacaktım...

Bu şehir benim olsun sevgili, sen anılarımızı topla onlar sende solsun. Bu şehir hep benimle olur ve beni hep kabul eder. Dinliyorum içimdeki kadınları kimisi teselli ediyor kimisi azarlıyor.. Ben bugün senden gidiyorum bir daha dönmemek üzere. Tabii sözümde durursam, benden siyahını al sevgili bende kalan seni al. Benimle durmasın...

Bir kayanın üstüne oturdum ve içimden geçirdiklerimi kağıda dökmeye başladım. Sahi ne yazıyorum ben? Başlangıcı nerede? Hep sonlar mı olur ah adin yazar olmaktan vazgeç... Tam kendimi eleştirmeye başlamıştım ki yanıma oturan algınla son buldu kendimle olan savaşım.

Algın: yine ne yazıyorsunuz yazar hanım

Ben: (iç ses) yazdığım seni ne ilgilendiriyor sanki söylesem anlayacaksın, gülüp geçeceksin. Of neyse şunun cevabını vereyim.
Algın'ın gözlerine bakarak hayat felsefesi dedim ve güldüm. Buna karşılık algın da güldü fakat beni şaşırtan bir cevap verdi

Algın: demek hayat felsefesi, günümüzde pek az insan bu konu hakkında düşünür veya yazar. Ve böylesi insanlar her şeyi analiz ederler, yani anlatmama gerek yok benden daha iyi bilirsin ama dünyadaki herkes keşke senin gibi düşünebilse. Ya'da düşünmesin çünkü düşünmek zor iş, emekli bir iş gayret ister düşünmek. Demem o ki sen düşün sen okurlarının sesi ol.

Ufak bir tebessüm bıraktım yüzüne, kafamı yukarı kaldırarak gökyüzünü seyrettim. Ve hayatımdaki tüm olaylar İyisiyle kötüsüyle kısa bir süreliğine film şeridi gibi geçti,gözlerimin önünden.

Algın: Senin rengin kırmızı ve şaraba bayıldığını öğrendim. Seni yazılarını yazarken ve bardağı incitmeden şarab yudumlarken düşünüyorum. Şimdi yazar hanım söyleyin bakalım. Bir adam aşıksa çocuklaşır mı? Sevdiğinin yanında. Eğer öyle ise ben yaramaz bir çocuk olayım sürekli seni isteyeyim...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 10 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aynı Yıldızların Altında       A.AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin