sellam ben geldim biraz gec kalmış olabilirim kusuruma bakmayın lütfen okullar başladıgı için yogunlugumu buna veremiyorum o yüzden.
ama müsayit oldugum zamanlar yazıp yazıp paylaşacagım hiç şüpheniz olmasın..
yorumlarınızı ve vote lerinizi eksik etmeyi lütfenn
ve iyi okumalar diliyorum..
-------------------------------------
zaman hızla elimizden kayıp gidiyor şöyle biraz kendimizle başbaşa kalınca daha net hissediyorsunuz bunu. bi bakıyorsun lise öğrencisisin, bi bakıyorsun üniversite mezunu.. bi bakıyorsun 2013tesin, bi bakıyorsun 2023te insan hayret ediyor gercekten ve biraz dürüst olalım; zamanın bu kadar hızlı olması, insanın gözünüde korkutuyor biraz
evet zaman akıp gidiyor ama nereye gidiyor? nasıl gidiyor? bu sorulara acık yüreklilik ile cevap veremiyoruz cogu zaman. ve işin sonunda öyle bir gercek var ki zaman sadece gitmekle kalmayıp gencligimizi saglıgımızı ve hatta ömrümüzüde alıp götürüyor yavaş, yavaş ve günün birinde ölüm gercegiyle burun buruna getiriyor 100-150 yıl sonra, bu satırları okuyanların hiçbiri bu dünyada kalmayacak mesela.
bence herkezin hayatında acımasız olmayı ogrendigi bir yer var bişey oluyo ve sen birdaha eski sen olamıyorsun. herkez sana bencil diyecek ama kimsa sana seni bu hale getirdi diye sormayacak duymasınlar diye tuttugun nefeste boguluyosun. iyiyim diyorsun çünkü biliyosun ki hislerini ve olanları anlatmaya gücün yetmezz...
kartal komutanın konuşmasından sonra girdap diyeceklerini içine atıp kabullenerek bişey dememişti. cokta güzel olmuştu bir kadını bu şekilde düşürmesi hiç hoş bir davranış degildi zaten kartal komutanında gereken en güzel cevabı verdigini düşünüyorum .
timle dinlenme odasında otururken bir asker nefes nefese gelip albayın hepimizi toplantı odasına bekledigini yani kısaca bizi cagırdıgını şöylemişti. kartal komutan da "duydunuz " diyerek gitmemiz gerektigini belirtip ayaga kalkmıştı onun kalkmasıyla timde ayaklanarak albayın oldugu toplantı odasına dogru adımladık.
toplantı odasına girdigimizde albayı selamlayarak yerlerimize gectik. biz gecer gecmez ise albay dudaklarını araalayarak konuşmaya başlamıştı bile.
" evet.. tim komtanınız yüzbaşı kartal ile üstegmen leyla komutanınızla tanıştıgınızı umuyorum tim ve karnlık timi demiyorum çünkü bundan sonraki isminizi komtanınız belirleyecek." diyerek kartal komutana dondü kartal komutanda biraz düşünerek
"karanlık yerine başka bir isim tercih etmek isterim komutanım biz karanlık degiliz biz şafak gibi parlagız ışık timi koymak isterim daha anlamlı oldugu için . ve - bize dönerek - sizede uygunsa "
timden onaylar sesler çıkmıştı bana görede anlamlıydı gelecegimiz biz milletimiz ışık gibi parlak olsun diye burdaydık sonuçta.
"ışık timi size gelen bir görevimiz var hazırlanıp cıkmanız gerek "
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
tim pistte sıraya girmiş karşımızda ise albay vardı
"arkadaşlar kartal size görevi anlatmıştır bölgeyi biliyorsunuz göreviniz oldugu gibi bölgede bulunan kanpları ve itleri halledip bize lazım dosyaları alacaksınız. bu arada kanplarda görüşme olabilecegi bekleniyor bu yüzden dikkatli olun-birz bekledikten sonra- allah yar ve yardımcınız olun ışık timi"
biz ise hep birlikte "SAG OL!" dedik.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
şimdi ise görev yerinde kayaların arkasında komutanın komutunu bekliyorduk. önümüzde ise kanp vardı fazla kalabalık degildi. ama tam orta mekanı göremedigimiz için neyin ne oldugunu bilemiyorduk ve adamlar sürekli hareket ettikleri için yerimizden cıkamıyorduk. ama bildigim kadarıyla adamların belli saatlerde öğle araları oluyordu 12-13 arası akşam ise 19-20 arası oluyordu
"şahin" şahin bana dönüp " emredin komutanım" şahine bakıp "saat kaç" " 11.5 geçiyor komutanım" "12 olunca haber ver " " emredersiniz komutanım" sesimiz fısıltı şeklinde cıkıyordu kulaklıga dokunup "komutanım" diye seslendigimde kartal komutan bana dönmeden " söyle " dedi . nediye havalara giriyodu bu adam alt tarafı kafanı cevirip bakacaktı keşke kulaklıga dokunamasaydıda rezil olsaydı biraz. devam edip " bu itlerin yemek için ögle araları oluyor o sırada içeriye girebiliriz " yeterince zaman vardı kartal komutan bana bakıp "saat kac gibi "
" 12 ile 13 arası" önüne dönüp
" tam 12 de içeriye giriş yapıyoruz " önüme dönüp
" emredersinz komutanım" diyerek sırıttım
-----------------------------------------------------------------------------------------
adar ile akkuş , ön taraftan giderken girdap la şahin sol taraftan ben özge ve kartal komtan ise sagdan girip arkaya dogru korunan cadırlara bakacaktık 2 tane korunan cadır vardı birinde önemli dosyalar olmalıydı peki ya diyerinde...
ilk cadıra giriş yapacaktık cadırın önünde iki kişi vardı kartal komutana baktıgımda oda bana bakıyordu sessizce öldürmem gerektigini işaret verdi ve digerine dogru ilerledi bende yavaşca hedefimdeki adama ilerlerken bir yandanda bacagımdaki bıçagı cıkarıyordum adama yaklaşıp tam bıçagı boğazına dayayacakken bir anda bana dönmesiyle kafa attım ve kendime dogru cekip bıcakla işini hallettim. hemen kanı temizledim ve yerine koydum elime silahı alıp kartal komtana ilerledim özge ise kartal komutanın yanındaydı onlarda bana dogru gelirken kafamla halettigimi bildirdim oda bana aynısını yapıp içeri girmem için işaret verince ilerledim.
bidakika ya ben neden gidiyordum bunu özgenin yapması gerekmiyormuydu. kapının kulpunu yavaşca indirip ardından ise hızla tekme atarak kapıyı kırmış oldum. hızla etrafı tararken gördügüm şeyi hiç beklemedigim için şok olmuştum.
--------------------------------------
tekrardan selam..
hikayedeki bölümü nasıl buldunuz?
sizce leyla ne gördü?
diger bölüm için düşünceleriniz neler neler olmasını istersiniz
votelerinizi unutmayın lütfennnnn
görüşürüz canlarım seviliyorsunuz..