Dilan...
Beni uyandıran annem Gül'ün banaGül: Kızım, hadi uyansana.
Diyen sözleri ile uyanırken banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra tekrardan odaya girmek için kapıya doğru adım attığım anda içerden sesi gelen kardeşim Hira'nın biri ile hararetli bir şekilde konuştuğunu duymamla durmak zorunda kaldım ve kapıya iyice yaklaşıp onu dinlemeye başladım. Telefondaki her kimse artık onu baya korkutmuşa benzetirken bahsettiği borç olayıyla iyice merak ederek hızla odaya girdim ve hızla telefonu kapatıp arkasını dönerek bana
Hira: Abla, sen? Bir şey mi oldu?
Diye panikle soran kardeşimin kolundan hırsla tutup ona
Dilan: Herşeyi duydum Hira hanım. Sakın ha inkar etme ve şuraya oturup herşeyi en başından anlat bana.
Diyerek öfkeyle çıkıştım. Sonra da yatağa oturup bana
Hira: Tamam, anlatıyorum. Şey.
Deyip olayları en başından anlatmaya başlayan kardeşimi dikkatle dinlemeye başladım.
Baran...
Üzerimi giyinmiş oturduğum kahvaltı sofrasında bir şeyler atıştırırken beni yanına çağıran babaannemin çağrısıyla bıkkınca soluyarak masadan kalkıp girdiğim salonun koltuğunda oturdum ve yanıma gelecek olan Aynur Karahan'ı beklemeye başladım. Yine aynı konuyu konuşacağımızdan neredeyse adım gibi emin olsam da ona saygısızlık etmemek adına bekliyordum yine de. Evlenmem adeta bir milat olacakmış dediğine göre. Sanki ben, evliliğe karşı olan biriymişim de, istemiyormuşum gibi. İstemez miyim ben bir yuvam çocuklarım olsun. Ama yok ki şöyle, evlenebileceğim dürüst bir kadın. Şimdilerde çevrem de gördüğüm kızların neredeyse çoğu ya para ya da gösteriş için evlenmek istiyorlar. Ama ben, benimle sırf para veya gösteriş olsun diye değil, ben olduğum için evlenmek isteyen birini istiyordum hayatımda ve bu zamana kadar bulamayınca da umudunu kesip kendimi kadınlara kapatmıştım. Fakat bunu kimseye söylememiştim bu zamana kadar. Keşke söyleseymişim diyorum ama şimdi. Belki de bu kadar baskı altında kalmazdım. Bir süre sonra dikkatimi öksüğü ile dağıtan babaannem ile kısa süre içinde konuşup bir nevi tartıştıktan sonra evden öfkeyle
çıkıp arabama bindim ve şirkete gitmeden önce hava almak için sahile doğru yola koyuldum.Dilan...
Duyduklarım karşısında şoka girerken yaptığı aptallığın oluşturduğu sinir ile tokat atmamak adına kendine gelip sinirden titreyen elimi koluna uzatarak banaHira: Abla, lütfen dinle beni. Bilerek yapmadım ben bunu. Bir hataydı. Lütfen, affet beni.
Diyen kardeşimi odadan ona
Dilan: Hira şu anda çok sinirliyim ve her an sana tokat atabilirim. Bunu istemiyorum. O yüzden, lütfen çık ve ben yatışana kadar da gözüme görünme. Akşam geldiğimde herşeyi konuşacak ve bu meseleye bir çözüm bulmaya çalışacağız. Nasıl bulacaksak artık? Neyse, kahvaltını ettiysen okula git. Hadi.
Diyerek çıkardım. Yaptığı şey resmen delilikti. Sırf istediği altın saati almak için zengin ve cimri olan arkadaşından 500.000 lira borç almış şimdi de kendisini arayıp parasını isteyen arkadaşına o borcu ödemek için para arayıp duruyordu. Neyin içine girdiğinin bile farkında değildi, salak. Karşımda ağlayıp duruyordu sadece.
Ne yapacaktım ben şimdi peki? Zar zor bularak çalıştığım restoranttan istesem ayda bin lira veren cimri müdürüm vermezdi kesinlikle. Bankadan kredi çeksem de olmazdı. Çünkü bana kimse kefil olmak istemezdi. Olandan da istemek bana göre değildi. Önümde de sadece 1 hafta vardı. Aklımdaki bu düşüncelerle üzerimi değiştirip evden çıktım ve beni restorana bırakacak olan otobüsün durağına doğru yürümeye başladım.
Yazar...
Kısa sürede sahile yakın olan otobüs durağına varan Dilan geçikmiş olan otobüs gelene kadar deniz havası almak için arkasını dönüp sahile doğru etrafina bakarak yürüdüğü sırada görüşünden 15 yaşında olduğunu tahmin ettiği genç bir çocuğun karşısındaki adama bıçak çekerek para almaya çalıştığını gördü ve ona yardım etmek için yanlarına doğru koşmaya başladı. Karşısında kendisinden para isteyen çocuğu sakinleştirmek için uğraşırken bir süre sonra yanına gelip önüne geçerek çocuğaDilan: Ne yapıyorsun sen çocuk? Elindeki oyuncak değil, bırak onu, git işine.
Diyen cesur kızla bir an duraksayan Baran ise kendine geldiğinde kızı ona
Baran: Siz karışmayın hanımefendi, zarar görebilirsiniz. Ben halledeceğim.
Diyerek kolundan tutup kenara çekti ve çocuğu ikna etme çabasına devam etti. Fakat bir anda kendisine saldırmak için bıçağına davranan çocuğa hamle yapayım derken aniden önüne atlayıp kolundan yara aldığı anda çığlık çığlığa
Dilan: Ah.
Diyerek bağırırken kollarının arasına yığılan kızla bir an ne yapacağını şaşırdı. Sonrasında da eline bulaşan sıvıyla kendine geldiğinde bakışlarını önce elindeki kana sonra da Tesadüf Eseri gelip hayatını kurtaran ve gözleri kapanmak üzere olan koyu yeşil gözlü kıza çevirdi.
Bazen düşünür insan, " Kaderim de olan kişi nasıl girecek hayatıma? " Diye de
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU
FanfictionKardeşini kurtarmak için paraya ihtiyacı olan fakir bir kız... Hayatını işe adamış aşırı kuralcı olan bir adam... Ve onları bir araya getiren mecburi bir AŞK OYUNU... Başlangıç: 5 Mart 2023