2. İnanılmaz Teklif

876 30 6
                                    

Bir süre kollarındaki kıza şaşkınlıkla baktıktan sonra inlemesi ile kendine gelen ve ona

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir süre kollarındaki kıza şaşkınlıkla baktıktan sonra inlemesi ile kendine gelen ve ona

Baran: Merak etmeyin. Hastaneye yetiştireceğim sizi.

Derken kucağına alıp arabaya götüren Baran onu yan koltuğa oturtup boynundaki şalı alarak koluna bağladıktan sonra sürücü koltuğuna geçip hastaneye doğru yola koyulurken hanımının isteği ile onu takip eden ve gördüğü olayı videoya alıp ona gönderdikten bir süre sonra gelen çağrıyla kendisinden takibi sürdürmesini ayrıca da kızı araştırmasını isteyen hanımının isteklerini ona

Eray: Peki efendim.

Diyerek kabul edip arabasına binerek peşlerine düşen Eray kısa süre de vardığı hastanenin danışmanından kızın ismini öğrenip polis olan arkadaşını arayarak ondan araştırması için yardım istedi. Sonra da acil kapısında içerde müdahale edilen kahramanını bekleyen patronunun yanına yaklaşarak bir köşeye gizlenip olanları izlemeye başladı.

Bütün bunlar olurken ardından kendisini izleyen adamından habersiz sandalye de oturmuş doktorun çıkmasını bekleyen ve uzun bir süre bekledikten sonra gidip ona

Baran: Durumu nasıl doktor bey?

Diye sorduğunda kendisine

Doktor: Endişelenecek bir şey yok beyefendi. Dikiş attım ve sardım. Bir de sürmesi için setrozon verdim. 1 hafta da iyileşir inşallah. Arkadaşlar birazdan normal odaya alacaklar. Görmek isterseniz eğer. Bir süre bekledikten sonra görebilirsiniz. Geçmiş olsun.

Dedikten sonra gitmek üzere olan doktora teşekkür edip bir süre bekledikten sonra dışarı çıkarılarak koridorun sonundaki odaya alınan kızın üzerini değiştirmelerini bekleyen Baran bir süre de bunun için bekledikten sonra çıkan hemşirelerin ardından içeriye girdi ve yatakta oturur pozisyonda yatmış yan tarafındaki pencereden dışarıyı izleyen kıza doğru yaklaşıp hafifçe öksürerek dikkatini kendisine vermesini sağladı. Sonra da başını çevirip kendisine

Dilan: Aaa siz. itmediniz mi daha?

Diye soran kızın yanındaki sandalyeye otururken ona

Baran: Benim için hayatını riske atan kahramanımı bırakmak istemedim. Nasıl? Daha iyi misiniz?

Diye sordu ve sorusuna

Dilan: Aman estağfurullah. Ne yaptım ki ben? Hem benim yerimde kim olsaydı aynı şeyi yapardı? Abartmayın lütfen.

Diyen kızla hayatında ilk defa tebessüm ederken ona

Baran: İnanın bana yapmazdı. Kimse, kimse için canını riske atmaz çünkü bu hayatta. Abartma diyorsunuz. Çünkü siz, hayatın ne kadar acımasız olduğunu henüz bilmiyorsunuz. Dilerim, hiç öğrenmezsiniz de. Neyse, canınızı daha fazla sıkmayayım ben. Söyleyin bakalım, bir yakınınız falan var mı? Arayalım, gelsin. Yanınızda olsun.

Dedi. Sözleri üzerine ona

Dilan: Var, ama bilmeseler daha iyi. Annem, panik yapar şimdi. Kardeşimi desen, " Nasıl yaparsın böyle bir şeyi? " diye sorarak başımın etini yer. Hiç uğraşamam vallah. Hem, akşama kadar burda duramam ben de. Sıkılırım. Çıkış işlemlerimin başlatılmasını ister, ücretini verir, çıkarım. Gidin siz, işiniz falan vardır. Oylamak istemem sizi.

Diyen ve sözleri ile kendisine

Baran: İşim falan yok benim. Sizi evinize bırakmadan da bir yere gitmeyi düşünmüyorum. Ayrıca ücretiniz de ödendi. Ben ödedim yani. Sakın da bana borçlandığınızı söylemeyin lütfen. Yapmam gereken neyse, onu yaptım ben. Şimdi uzanın ve dinlenin. Akşama doğru gitmek isterseniz eğer çıkarız. İyi dinlenmeler.

Diyen adamla şaşkına uğrayan Dilan ise kararlı duruşunu görerek sessiz kaldı ve yarasına dikkat edip yatarak dinlemeye çalıştı.

2 hafta sonra...
Sabah...
O günün üzerinden geçen iki hafta boyunca yarasını ailesinden gizlemekte epeyce zorlanan ve 2 haftanın sonunda nihayet iyileşip eski formuna kavuşan Dilan başucunda çalan alarmla sabah erkenden kalkıp hazırlanarak evden çıkıp restorana giden durağa doğru yürüdüğü sırada aniden karşısına çıkan ve kendisine

Süheyla: Dilan Yılmaz sensin değil mi?

Diye soran kadınla bir anda şaşırırken ona

Dilan: Evet, benim de. Siz kimsiniz? Nerden tanıyorsunuz beni?

Diye sordu ve sorusuna

Süheyla: Ben, Süheyla Karahan. 2 hafta önce hayatını kurtardığın adamın yengesiyim. Buraya da sana bir teklifte bulunmaya geldim.

Diyerek cevap veren kadının cevabı üzerine meraka düştü aniden. Kimdi bu kadın? Ve en önemlisi kendisinden ne istiyordu. Bunun merakına yenik düşerek ona

Dilan: Ne teklifi acaba?

Diye sordu. Sorusu üzerine derin bir nefes alıp veren Süheyla ona

Süheyla: Burda konuşmayıp bir yere giderek konuşsak iyi olur. Gel, şu banka gidip oturalım. Çok zamanını da almam merak etme.

Dedikten sonra deniz kenarındaki banklara doğru yürürken ne isteyeceğini merak edip arkasından giden ve karşısına geçip oturarak ona

Dilan: Evet, sizi dinliyorum.

Diyen Dilan da kendisine

üheyla: Lafı çok fazla uzatmayacağım küçük hanım. Sizden 2 hafta önce önüne geçerek hayatını kurtardığınız kayınbiraderimin hayatına çalışanı olarak girip benim yardımlarım sayesinde ona oynayacağın Aşk Oyunu ile kendinize aşık edip evlenmenizi ve sonra da bütün mal varlığını üstüne geçirip bana devrettikten sonra çıkıp gitmenizi istiyorum.

Diyerek İnanılmaz Teklif'ini yapan kadınla adeta şoka girdi ve bir süre sonra kendisine

Süheyla: Bu kadar düşünmeye gerek yok bence. Yapacağınız şey çok basit çünkü.

Diyen kadının dediği ile kendine geldiğinde bir anda oluşan öfkesi ile hızla ayağa kalkarken ona

Dilan: Asla, duydunuz mu beni? Asla ama asla böyle iğrenç bir şeyin içine girmeyeceğim. O yüzden siz en iyisi başka bir oyuncak bulun kendinize. İyi günler.

Dedi. Sonra da arkasını dönüp yürümeye başladı. Fakat kadının kendisine

Süheyla: 1 milyon. Tam 1 milyon lira vereceğim sana. Sende bunun karşılığında kayınbiraderime Aşk Oyunu oynayacaksın. Bu kadar.

Diyen sözleri ile öylece kalakaldı.

" Bazen bitti dediği yerden başlar insan hayata. Yeter ki pes etmesin düştüğü her anda. "

AŞK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin