Yazar...
Duyduğu sözle öylece kalakalırken bir adım daha atarak aralarındaki kısa mesafeyi de kapatıp yüzünü saçlarına gömerek derince koklarken boğuk çıkan sesiyle kendisine" Nasıl oldu? Ne zaman oldu? Bilmiyorum. Tek bildiğim. Ah, tek bildiğim seni kimseyle paylaşamayacak kadar çok sevdiğim. Söyle şimdi, ne yaptın bana? Nasıl bağladın beni kendine? "
Diye soran adamın sözleriyle içi bir anda yangın yerine dönen Dilan daha fazla dayanamayacağını anladığında ona
" Bu. Bu. Bu kadar sevgi kalbime çok ağır Baran bey. Nolur. Nolur yapmayın. Uzak durun benden. "
Diyerek zorlukla konuştuktan sonra kapıyı açıp hızla çekip gitti. O gidince de ardından gitmek istese de son anda küçükken kendisine " Seni istemeyen bir kadının ardından gitmek aptallıktan başka bir şey değildir oğlum. O yüzden sakın gitme. " Diyen amcası Ayhan'ın uyarı dolu sözlerini hatırladığında gurur yaparak duran Baran da gitmekten vazgeçti. Sonra da odasının balkon kapısından çıkıp yanına geldiği arabasına binerek hızlı kullandığı için kısa süre de vardığı sahil kenarına yaklaşıp dururken sözleri ile gururunu yıldırmaya çalışan yüreğinin sesini susturmak için kendi kendine " Nedeen? " Neden ya neden? Neden istemedin beni? Neden vazgeçtin? Neden yaptın bunu bana? Neden? " Diye haykırarak sorup durdu. Canını yakmıştı karşılık bulamamak. Onun da kendisini sevdiğine inanıyordu oysa ki. Ama bulamamış ve büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı bu yüzden. Yine de, yaşanılan onca şeye rağmen onu sevmekten vazgeçmiyordu bir türlü deli yüreği. Derin bir nefes alıp verdiğinde aldığı nefesin ciğerlerini yaktığını hissetti. Gözyaşları sicil gibi gözlerinden yanaklarına doğru akıp giderken bu moral bozukluğu ve bu dağınık kafayla çalışamayacağını bildiği için telefonunu cebinden çıkarıp ortağı Kerem'i aradı ve ona
" Alo Kerem... İyiyim iyiyim, merak etme... Nerde miyim? Dipsiz bir kuyudayım kardeşim... Neyse, boşver nolduğunu da beni dinle, bir süre olmayacağım buralarda... Of ya oğlum, soru sorma bir kere de... Çok karışığım ve kafamı dinlemem lazım... Ancak öyle toparlanırım çünkü... Bütün işler sende bu süre boyunca... Önemli bir şey olmadıkça da aramasın kimse beni... Hadi görüşürüz. "
Diyerek gereken talimatları verdikten sonra arabasına binip gizli sığınağı olan dağ evine doğru yola koyuldu. Bu sırada telefonu kapatırken yanında ağlamaktan helak olan kıza dönüp ona
" Aranızda noldu? Neler yaşandı? Bilmiyorum. Ama her ne yaşandıysa, O'nu derinden etkilediği belli Dilan. Sesi öyle üzgün, öyle titrek geliyordu ki. Ben... Ben onunla konuşurken hiç böyle üzülmemiştim, inan bana. 25 yıllık arkadaşlığımız boyunca ailesinden sonra ilk defa böyle olduğunu gördüm. Her ne yapıyorsan, lütfen dur. Yoksa kardeşimi sonsuza kadar kaybedeceğim. "
Diyen Kerem gözyaşlarını silerken kendisine
" O'nu... O'nu ne kadar kırdığımın, ne kadar üzdüğümün farkındayım Kerem bey ve bende en az onun kadar üzgünüm inanın bana. Ama nolur anlayın beni. O'na, onu kendime aşık etmek için oynadığım bu Aşk Oyunu'nun içindeyken umut vermek bencillik yapıyormuşum gibi geliyor bana ve nefessiz bırakıyor bu suçluluk hissi. Bugün gözlerimin içine bakarak bana; beni sevdiğini söyleyen adamı kendime aşık edip Süheyla hanımın istediğini yaptıktan sonra bırakıp gitmek Aşka ihanet değil de ne? Üstelik bunları bile bile ona umut vermek bencillikten başka ne sizce? Hangi insan, sevdiğini kandırmak ister ki? "
Diye soran kıza içi burkularak bakarken ona
" Haklısın ama onu da düşün. Bir anlığına kendini onun yerine koy Dilan. Hangi erkek, sevdiğinden hayır cevabını duymak ister? Bu kadar çok severken üstelik. "
Dedi. Dedikleri ile daha da kahrolan kızın sessizliği karşısında ona
" Hadi diyelim, Süheyla hanımın istediğini yaptıktan sonra geçip gittin. Sonra ne olacak peki? Ne yapacaksın? "
Diye sordu tekrardan. Sorusuna yine sessiz kalan kızın sessizliğiyle ona
" Ben söyleyelim o zaman. Sen bir yerde, O başka bir yerde acı çekip duracaksınız. Değer mi buna? "
Diye sordu yeniden. Bunun üzerine kendisine
" Siz söyleyin o zaman bana hadi. Ne yapmalıyım? Nasıl davranmalıyım ben? Lütfen, bir yol gösterin bana. "
Diyen kıza
"Peki, söyleyeyim. İkinizde birbirinizi seviyorsunuz değil mi? "
Diye sorduğunda başını öne eğmesi ile ona
" Suskunluğun bana evet diyor yani. Hım, o halde gururu bir kenara bırak ve ona gidip onu sevdiğini söyle. Aksi halde geri dönülemez bir yola gireceksiniz ve her şey için çok geç olacak. Borcu da düşünme, sana veririm ben. Sende borcununu ödedikten sonra çalışıp borcunu ödersin bana. "
Dedi. Adamın teklifiyle afallayan Dilan her ne kadar kabul etmek istese de aceleci davranmak istemediği için ona
" Teklifiniz için teşekkür ederim. Fakat ben... Yani çok ani oldu ve benim de kafam çok karışık. Bu yüzden lütfen, düşünmem için biraz zaman verin bana. Enine boyuna düşünmem ve hayatım için en doğru kararı vermem lazım. Aksi halde sonu dönülemez bir yola girdiğimde geri dönmem imkansız olur.
Dediğinde kendisine
" Peki bakalım, öyle olsun. Umarım çok geç kalmazsın. Hadi iyi geceler. "
Diyen adama
" Umarım. Size de. "
Dedikten sonra arabasından inip anahtarla açtığı kapıdan içeriye girdi ve kendisine
" Dilan kızım, erken gelmişsin. "
Diyen annesine
" Baran bey, erken çık deyince, geleyim dedim bende. "
Dediğinde kendisine
" Aç mısın? Bir şeyler yapayım mı? "
Diye soran annesine
" Yok anne, aç değilim. Hemen yatıp dinleneceğim. İyi geceler. "
Dedikten sonra merdivenleri tırmanarak odasına geçti ve zorlukla üzerini kendini yatağa bırakarak düşünce yumağına gireceği uzun bir geceye bıraktı kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU
FanfictionKardeşini kurtarmak için paraya ihtiyacı olan fakir bir kız... Hayatını işe adamış aşırı kuralcı olan bir adam... Ve onları bir araya getiren mecburi bir AŞK OYUNU... Başlangıç: 5 Mart 2023