TAEHYUNG
Ertesi gün Kook'lara gittiğimde kook evde yoktu. Ormandaymış. Ben de peşinden gittim. Yani gidiyordum çünkü şu anda ormanın içinde yürüyordum.
O sırada bir kütük üzerinde oturan Kook'u gördüm. Bir çocuk gibi sevinip yanına koştum. Ve arkadan sarıldım. Yerinden sıçradı ama sonra benim olduğumu anlayınca sarılmama karşılık verdi.
"Napıyorsun Kook?"
"Bak tavşan seviyorum! Sen de sevmek ister misin?"Kucağındaki tavşanla birlikte olan sevimliliği karşısında gülümsedim.
"Olur"
Tavşanın sırtını okşarken eli elime değdi. Minicik elleri kocaman ellerimin yanında çok komik duruyordu.
"Neden buradasın bakalım?"
"Namjoon hyung herkese ev temizliği yaptırıyordu. Ben de evden kaçtım."Kahkahamı tutamayınca benle birlikte gülmeye başladı.
"Çok tatlısın. Peki ya sonra?"
Kook anlatıyordu. Anlatırken de fazla heyecanlandığı için tepkileri paha biçilemezdi.
inflamesdeath'den
Taehyung kendisini, anlattığı şeye kendisini kaptıran çocuğa bakmaktan alıkamıyordu.
Kook her yaşadığını anlatırken ağaçlara dalıyordu. Bazense gök yüzüne...
Kook'un elleri kocaman iki yanına anlattığı şey sonrasında kucağına düşmüş, beraberinde ise yüzü de düşmüştü. Dudağını öne çıkartıp minik bir tavşan gibi Taehyung'a bakmaya başlamıştı.
Taehyung ise küçüğünün bu ani ruh değişimine gülmemek için zor durmuştu.
"Sonra Taehyung...Bu tavşanı Taehyung... İki dal arasında sıkışmışken buldum. Çoook üzüldüm Taehyu-"
Taehyung dayanamamıştı. Konuşurken aşağıya doğru büzülen dudağı karşısında sakin kalamadı.
TAEHYUNG
Uzun zamandır yapmak istediğim şeyi sonunda yapmıştım.
Kook ne zaman konuşsa alt dudağı aşağıya doğru büzülürdü. Ben de onun o görüntüsü karşısında dudağına yapışıp emmemek için zor dururdum.
Ama bugün duramadım. Kook bu kadar tatlıyken Allah aşkına nasıl durabilirdim?
Ben gözlerim kapalı, tuttuğum yumuşak iki yanağın sahibini deli gibi öperken, çölde susuz kalmış bir gezgin gibi öperken ellerim boşluğa düşmüştü. Gözlerim hala kapalıyken ışıklar göz kapaklarımı yok sayıp görmeme neden olmuştu.
Hissettiğim boşluk ve muazzam ışıkla gözlerimi açtım.
Karşımda, Kook olduğu yerde bir ışık topu gibi parlıyordu.
Artık gözlerim ışığa dayanamadı ve arkamı döndüm.
Bir süre sonra yere bir şey düşme sesi geldi. Gözlerimi açtığımda arkamdan gelen bir ışık da yoktu. Anında arkamı dönmemle gözlerimi kapatmam bir oldu çünkü Kook yerde çıplak yatıyordu!
Bu Kook mu emin bile değildim. Çünkü... lanet olsun cüceyken güzelliğine dayanamayan ben şimdi insan hali karşısında ona itaat bile edebilirdim..
Az sonra Kook uyandığında benim gözlerim yüzünde geziyordu.
Benim gözlerim, onun kusursuz yüzünde geziyordu...
JUNGKOOK
Ağrıyan başım ile gözlerimi açtığımda vücuduma yayılan titreme, ağaçlardan düşen tozları görmemle daha da artmıştı. Sırtıma batan şeyler ile yerimde rahatsızca kıpraştım.
Fakat bedenim fazla rahattı? Fazlaca rahattı??
TANRIM BEN ÇIPLAKTIM!
Kalkıp üzerimi, hiç olmazsa alt kısmımı örtmeye çalıştığım zaman...
OLAMAZ TAEHYUNG!
Üzerime fırlatılan kapüşonlu uzun hırka ile üzerimi kapattım.
"Jungkook sakin ol. Bir şey görmedim."
"U-utanıyorum lütfen sus... Arkanı döner misin?"Tae arkasını dönünce kalkmış, ve kapüşonluyu giymiştim. Diz kapaklarıma kadar uzanması çok iyi bir şeydi. Üstelik biraz dar da gelse idare edilemeyecek değildi. Hemen önümü iyice kapattım.
"Ş-şey dönebilirsin."
Bana dönen Tae derince yutkunmuştu. Gözlerini gözlerimden alamıyor gibiydi. Ve bana iyice yaklaşıp önümde durdu. Ellerini omuzlarıma koyup beni kendisine çekip sıkıca sarıldı.
"Jungkook... Sen... Sen... Delirmek üzereyim Jungkook sen çok güzelsin güzelim.. Eski halinle de güzeldin, şimdi ayrı güzelsin."
"T-te-"Sözümü kesen şey bir çift yumuşak dudaklar olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 DRAWES, AND A COTTON PRINCE |TAEKOOK
FanficJungkook, yalnışlıkla cüce olan bir prenstir. Taehyung ise yasak ülkedeki kralın oğluyla evlenmek istemediği için ormana kaçan bir prens... femtae içermez × ukekook semetae