inflamesdeath'den
Koşarak gelen kadın geldiği gibi oğlunun üzerine atlayıp boynuna sarılmıştı. Jungkook ise tiksinir gibi bir yüz ifadesi bürünmüş ve annesini kendisinden ayırmaya çalışmıştı ama annesi sarılmakta ısrarcıydı.
"Anne. Tamam."
"Oğlum! Nerelerdeydin seni çok merak ettim!!"
"Eminim öyledir, anne."Annesi elindeki bez ile gözlerinin altını silmiş ve koltuğa oturmuştu.
Tüm herkes de oturdukları zaman konuşma başlıyor demekti.
"Anne?"
"Buyur oğlum"
"Cüceleri sever misin?"
"O nereden çıktı oğlum şimdi?"
"Cevap ver anne."
"Yani-"
"Biliyor musun anne? Ne hikmetse sen ile kavga ettikten sonra bir anda cüceye dönüştüm. Senin bu durumla bir alakan olabilir mi?"
"Oğlum sen ne-"
"Yalan söylemeyi bırak artık. Üstelik ağlamadığını çok iyi biliyoruz."
"Peki. Babanın ölümünden beni suçladığın iç-"
"Onu sen o hale getirdin çünkü!"
"Şunu söylemekten vazgeç çünkü ben öyle bir şey yap-"
"Öyle mi anne? Ciddi misin ya. Cidden ciddi misin ya? Nolur. Nolur bırak bu ayakları. Fare zehri ile öldürmek nedir anne ya? Hiç mi acımadın? Adam sana deli gibi aşıktı aşık!"
"Bana aşık falan değildi! Her gece onun is-"
"SUS! SAYIKLAYAN SENDİN! HALA GEÇMİŞ KARŞIMA ALAKAM YOK DİYORSUN! BABAMI CÜCEYE DÖNÜŞTÜRDÜĞÜM YETMEZMİŞ GİBİ BENİ DE ONA BENZETTİN! O EVDEN KAÇMASAYDIM SEN KİM BİLİR BENİ DE ÖLDÜRECEKTİN! SIRD ÜVEY ANNEMSİN DİYE!"Taehyung sinirinden titremeye başlayan Jungkook'u kaldırıp odasına götürmüştü.
Biraz sakinleşince su içirmiş ve sıkıca sarılmıştı.
"Daha iyi misin güzelim?"
"O öldürdü Tae. O yaptı her şeyi."
"Şhh biliyorum güzelim. Daha da üzme kendini, boşver."
"Gidelim mi Tae?"
"Nereye güzelim?"
"N-namjoon hyungların bir evi var Tae. Yaz zamanı oraya gidiyorlar. Biz de gidelim mi? Onlarla? Lütfen Tae. Ben... Yapamıyorum..."
"Gidelim güzelim. Çünkü artık ben de yapamıyorum..."İkili birbirlerine sarılarak uyumuşlardı. Gece kalktıkları zaman Tae tüm kıyafetlerini toplamıştı. Kendi üzerine kapüşonlu hırkası gibi bir hırka aldığı zaman Jungkook kendisininkini de aldığı zaman sessizce çıktılar.
Mutfaktan bir kaç parça da yiyecek aldılar. Ahıra gittiklerinde Jungkook siyah atı gördüğü gibi aşık olmuştu.
"Tae... Bu at.."
"Evet güzelim çok güzel al hadi kaçalim artık yakalanacağız yeminle."
"Tamam tamam ya!"Tae de kendisine kahverengi bir at almış ve dört nala ormana gitmişlerdi.
Ormana geldiklerinde atları bırakıp ormanın içine girdiler. İsteseler de eve gidemezlerdi çünkü yatacak bir yer yoktu. Kısacası hyungları uyandırmaktan başka bir şey yapmazlardı.
Odasından altığı çarşafları katlayıp yastık yapan Tae yere koymuş ve yatmıştı. Yanına ise Jungkook. Bu gece biraz sıkıntılı geçecekti ama yapacak bir şey yoktu.
"Tae."
"Hm?"
"Halimize bak.."
"Neden?"
"Seni seviyorum.."
"Ben de seni çok seviyorum bebeğim"Tae bebeğine bir öpücük vermiş ve kolları arasına aldığı miniği ile uyumuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 DRAWES, AND A COTTON PRINCE |TAEKOOK
FanfictionJungkook, yalnışlıkla cüce olan bir prenstir. Taehyung ise yasak ülkedeki kralın oğluyla evlenmek istemediği için ormana kaçan bir prens... femtae içermez × ukekook semetae