6 DRAWES, AND A COTTON PRINCE |TAEKOOK

~Ayı~

Medya umarım taekook'dur....

inflamesdeath'den

Taehyung sabahın ilk ışıklarıyla uyanmıştı. Kolları arasında yatan güzelini gördüğü zaman biraz onu izledi. Çok güzel uyuyordu. Minik minik inip kalkan göğsü... küçük dudakları arasından aldığı küçük nefesler....

Taehyung Jungkook'un tatlılığı karşısında dayanamayıp dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.

Bir kez öpüp çekileceği sırada dudaklarının aralanmasıyla Jungkook dilini ağzına yollamıştı.
Rahat olamayan Taehyung'sa anın gazı ile Jungkook'un üzerine çıkmış ve öpmeye devam etmişti.

Uzun bir öpüşme sonrasında Taehyung Jungkook'un üzerine yatmış ve kollarını ona sarmasına izin vermişti.

"Taehyung?"
"Efendim bebeğim"
"Taehyung...."
"Söyle güzelim dinliyorum."
"Taehyung!!"

Jungkook'un ani seslenmesi ile ona bakan Taehyung Jungkook'un baktığı yere bakınca bir boz ayısının onlara doğru geldiğini gördü.

İyi de bu ormanda boz ayısı ne arardı!?

Hızla kalkan ikili topladıkları eşyalarla eve doğru koşmuş ve içeriye kendilerini zor atmışlardı.

Onların bu halini gören hyungları ise edişe ile yanlarına gelmiş ve ne olduğunu sormuşlardı.

"H-hyung.. a-ayı. B-boz ayısı vardı."

Beşliden bir kahkaha yükselince Taehyung Jungkook ile bakışmışlardı.

"J-jun-jun-jungkook! O-o h-hobi'nin a-ayısı!"
"E-evet!"

Gülmeye devam eden 5 küçük beden sonunda sakinleştiklerinde kahvaltı için masaya oturmuşlardı.

"Eeeh? Anlatın aşıklar, sabahın köründe sizi buraya hangi rüzgâr attı?"
"Ovot hongo rozgor?"
"Jin. Ağzında yemek varken konuşma"
"Biz bunu çay içerken konuşsak olur mu?
"Siz nasıl isterseniz."

Herkes çay için koltuklara geçince bizim iki deli aşık da onlara olanları ve isteklerini anlatmışlardı.

Ve böylelikle de tüm herkes -namjoon dışında- sevinmiş ve Namjoonu ikna için dil dökmeye başlamışlardı. Tabii başarılı da olmuşlardı.

"Peki bu ev ne olucak?"
"Bir şey olmuyor Tae. Öyle kışın falan da buraya geliyoruz."
"Anladım..."
"O zaman, bugün biz toplanalım. Gece de yola çıkarız. Sizin için uygun mudur?"
"Tabii ki de."