biri şu üşengeçliğimi üzerimden alabilir mi fic yazamıyorum..
İyi okumalar bebislerimm😽
-
(Chan'ın anlatımı)
Seungmin ile konuşmayalı, onu görmeyeli kaç gün geçmişti bilmiyorum. Tek bildiğim onu çok özlediğim ve merak ettiğimdi. O olmadan müzik odası çok boş geldiğinden son zamanlarda oraya bile uğramaz olmuştum. Nasıldı, ne yapıyordu, hiçbir şey bilmiyordum ve bu bilmemezlik beni günden güne deli ediyordu.
Dedikodular azalmıştı ilk zamanlar yine laf atan vardı elbette fakat yeni dedikodu buldukları zaman çok geçmeden bunu da unutmuşlardı.
Kafetaryada oturup ders çalışıyordum. Verdiğim bir söz vardı, konuları bitirip sınavlardan güzel notlar alacaktım. Sınavın yaklaşmasına heyecanlanmıştım çünkü biliyordum ki Seungmin o sınava girecekti. Ve bu da onu görebilirim demekti.
"Seungmin de kendini sana benzetmiş. Şu haline bak sen kitap kapağı açmazdın."
Çözdüğüm sorudan kafamı kaldırıp Changbin'e baktım. "Bana diyeceğine sen de çalışsan iyi edersin. Her şeyde götünü kollarım ama sınıfta kalırsan bir şey yapamam."
Bir anda aydınlanmış gibi başını salladı. "O zaman kopya çekmek için sınıftaki bütün zekilerle arkadaş olmalıyım hehe." Sandalyede geriye doğru yaslandıp öz güveniyle sırıtırken başımı iki yana sallayıp önüme dönmüştüm ki kitabın üstüne konulan sandviç paketi ile başımı tekrar kaldırdım.
"Hiçbir şey yemedin çalışacağım diye, şunu ye de beynin çalışsın 1 saattir aynı sayfadasın."
Kıkırdayıp sandviçin paketini açarak bir ısırık aldım ve ağzımdaki lokmayı çiğnerken Jisung'a sırnaşıp karnını gıdıklamaya başladım. "Teşekkürler Jisung anne." Kollarımdan itmeye çalışsa da çaktırmadan gülümsediğini görebiliyordum.
Sandviçimi bitirmemle zil çalmıştı. Bu yüzden toparlanıp sınıfa ilerledim ve önemsiz bir dersin olduğunu bildiğim için başımı sıraya koyup bir süre uyumaya başladım.
* * *
Zilin çalmasıyla uykumdan uyanmıştım. Etrafa baktığımda herkes çantasını toplamaya başlamıştı. Ne yani, o kadar uyumuş muydum? Gözlerimi ovduktan sonra masamdaki eşyaları çantama attım ve yavaş yavaş boşalan okuldan dışarı çıktım.
Dış kapının önünde tedirgin duran Felix'i görmemle kaşlarımı çatıp ona doğru yaklaştım. Şok olmuş bir şekilde karşıdaki toplanmış kalabalığa bakıyordu.
"Felix, iyi misin?"
Sesimi duyunca sıçrayıp bana döndü. O kadar çok dalmıştı ki geldiğimi bile yeni görmüş olmalıydı.
"Chan, Seungmin'e ulaşmam lazım. "
İlerdeki kalabalığı bir süre inceledim. Kendi aralarında konuşuyor gibi duruyorlardı.
"Telefonu kapalı biliyorsun. Neden ulaşman lazımdı ki?"
Sorumla birlikte karşıda duran sarı saçlı çocuğa bakıyordu.
"O gelmiş çünkü."
Hâlâ ne demek istediğini anlamamıştım. Sarı saçlı çocuğu süzmüştüm bir süre. Bu çocuğun Seungmin ile ne alakası olabilirdi ki?
"O kim?"
* * *
(Seungmin'in anlatımı)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loveless Star || Chanmin √
FanfictionO, benim gülümsemem ile hayata tutunmuşken onun için gülümsememi koruyacağıma söz vermiştim. || mommy issues