Herkese tekrardan selam yazılılarımıza yaklaşık 3 hafta gibi bir süre var bu sürede ne kadar yeni bölüm atabilirim bilmiyorum ama seviyorsunuzdur inşallah
Uyandığımda saat 7 ye geliyordu hava henüz aydınlanıyordu Mert abi sandalyede uyuya kalmıştı benim üstüme örttüğü battaniyeyi alıp ona örttüm ayrıca kafasının altına da odadan bulduğum bir yastık koydum dışarısı ılıktı gün doğumunu izlemek için balkona çıktım manzara şahaneydi tam fotoğraf çekecekken kapı çaldı tabi şaşırmıştım ama yine de gel dedim gelen hiç tanımadığım bir ablaydı Mert abi uyanmasın diye çok kısık sesle konuşuyorduk
-Merhaba ufaklık ben Nazlı Kaan abinin asistanıyım nasıl olduğuna bakmam için beni gönderdi sen de Beste olmalısın
Hiç tepki vermedim yalnızca hafif tebessüm ettim
-Madem uyanmışsın Kaan hoca seni görmek ister beraber gidelim mi
-Peki
Aşağı inmek için asansöre bindiğimizde birden elektrik kesildi büyük bir sarsıntıyla asansör durdu o karanlıkta ne oldu bilmiyorum ama son hatırladığım şey birinin zorla eterli mendili koklatmasıydı gözümü açtığımda yatakta yatıyordum ve kolumdan serum bağlanmıştı kaçırıldığım kesindi ama beni kaçıran kişi mafya mı yoksa deli bir doktor muydu orası bilinmez biraz sonra 40'lı yaşlarda kısa boylu göbekli beyaz saçlı bir adam geldi
-Ooo Beste hanım sizi görmek büyük bir şeref
-Siz de kimsiniz ismimi nereden biliyorsunuz ve beni neden kaçırdınız ayrıca bana verdiğiniz ilaç ne
-Bakıyorum pek de meraklısın zamanı gelince her şeyi öğreneceksin şimdilik seni fidye için kaçırdığımızı bilsen yeter
-Ne saçmalıyorsunuz sizce o kadar zengin biri gibi mi duruyorum
-Ah ah ah aynı Kenan ne eksik ne fazla babanla zamanında güzel bir ortaklığımız vardı taa ki bize kazık atana kadar yurt dışına gitti gideli bu ânı bekliyordum ve sonunda elimdesin merak etme uslu durursan sana zarar vermek gibi bir niyetim yok her neyse şimdilik bu kadarını bilsen yeter
Cidden deliye çattım sanırım babam yüzünden burada olmak berbattı onu seviyordum ama kaçırılmak için değil tabi ki o gittikten sonra 20 yaşlarında iki abi geldi biri serumu çıkarırken diğeri ise ellerimi ve ayaklarımı yatağa bağlıyordu aynı akıl hastalarına yaptıkları gibi ağlamaktan helak olmuştum artık zar zor nefes alabiliyordum ben ağladıkça öfkeleri artıyor ve daha çok canımı yakıyorlardı kalkamayacağımdan tam anlamıyla emin olduktan sonra biri fotoğrafımı çekip babama gönderdi hemen ardından ise telefon çaldı arayan doğal olarak babamdı küfürler havada uçuşuyordu bir ara kendimden geçmişim o arada ne olup bitti bilmiyorum ama uyandıktan sonra gördüğüm manzara çok daha korkunçtu Mert abi başımda zebani gibi dikiliyordu elinde de neşter vardı yakalanmadan hemen gözüm kapadım ne yani Mert abi de mi mafyalardan biriydi gözüm kapalı bir şekilde konuşulanları dinliyordum
-Aferin Mert güzel iş çıkardın kimse senden şüphelenmedi
-Görevimiz efendim
-Her neyse yapman gerekeni biliyorsun değil mi kız uyanıncaya kadar para hâlâ hesabımıza geçmezse tek böbreğini alıyoruz hem de canlı canlı
-Benim için büyük bir zevk olacak
Konuşulanlar karşısında nutkum tutulmuştu Mert abi gerçekten bu kadar cani miydi ayrıca ben o acıya nasıl katlanabilirdim ki tek yapabileceğim şey Allah'a dua etmek ve uyanık olduğuma dair en ufak bir belirti bile göstermemekti ne zamana kadar numara yapabilirdim ki er ya da geç benim uyandığımı anlayacaklardı anlamasalar bile uyandırıp yaparlardı onlar için çok basit bir işti ne de olsa para için küçücük bir çocuğun canını kolay kolay yakıp öldürebilirlerdi gerçekten insan hayatıyla oynamak bu kadar basit miydi basitse bile neden bendim böyle böyle kendimi sorgularken tekrar konuşmalar başladı bu sefer söze başlayan Mert abiydi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastanelerde Bir Ömür
AdventureKim bilebilirdi ki bir kere hastaneye gitmekle hayatının altüst olabileceğini? Beste'de bilmiyordu. Ne vardı sanki diğer çocuklar gibi yaşayabilseydi.