1'İlk Karşılaşma

115 9 166
                                    

°°°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°°°

"Süre doldu! Kalemleri bırakın, kağıtları toplayacağım." fizik hocamızın verdiği komuttan sonra sınıftaki herkesten hoşnutsuz mırıltılar çıkarken ben çoktan hepsini doldurmuş  olduğum optiği son bir kez izleyip kağıdı hocaya teslim ettim. Geri sırama doğru geçerken önümde duran bedeni görünce adımlarım durdu.

"Kwon Saram." dedi kulak çınlatacak kadar ince ve rahatsız edici sesi olan kız.

Kafamı yerden kaldırıp ona baktığımda tel elini bel boşluğuna yerleştirmiş, ağırlığını tek ayağına vermiş bir şekilde beni süzdüğünü gördüm.

Sınıftaki herkes kağıtlarını teslim etmiş, sınıfı terk ediyordu.

Kafamı ne istediğini sormak için iki yana salladım. Hareketim onu sinirlendirmiş olacak ki öfkeyle gülümsedi. Bana bir adım daha yaklaşıp aramızdaki mesafeyi azalttığında rahatsız olduğumu belli edecek şekilde geriye doğru adım attım ama o buna aldırmadan işaret parmağıyla omzumu dürttü.

"Sana, bana kopya vereceksin dedim. Kağıdını bana vermeliydin."
Söylediği şeye dünyanın en komik esprisini yapmış gibi gülerek tepki verdiğimde yüzünün aldığı şekilden iyice bozulduğunu anlamıştım. Ama o da umrumda olmadığını anlamalıydı.

"Ben sana tamam dedim mi?" diye düz bir sesle sorduğumda kumral saçını sabırla geriye atıp,

"Bana hayır deme gibi bir şansın var mı?" diye sorunca bıkkın bir nefes verip yanından geçtim. Sırama vardığımda çantamın fermuarını açıp sıramı üzerindeki kalem,silgi ve suyu içine sıkıştırıp geri kapattım.

Çantamı sırtıma atıp arkamı döndüğümde onun hâlâ arkamda olduğunu görünce sinirle gözlerimi devirdim.

"Beni hafife alıyorsun, ezik. Eğer bu sınavdan kalırsam sonuçlarına sen katlanacaksın."

Derin bir nefes verip kollarımı göğsümde bağladım.

"Niye? Oturup çalışsaydın." dedim kelimeler ağzımdan zorla çıkarken. Onunla konuşmak bile istemiyordum ama annemin en yakın arkadaşının kızı olması bunu engelliyordu. Annem onunla tartıştığımı öğrenseydi günlerce başımın etini yiyebilirdi. Ki bu yaşanmıştı da. Ben ne kadar görmezden gelirsem geleyim, bu kız peşimi bırakmıyordu.

"Bana bak," dedi tekrar dibime girerken. Baygın gözlerimi gözlerinden çekmeden yine ne saçmalayacağını bekledim.

"Eğer dediklerimi yapmazsan burnun boktan çıkmaz. Biliyorsun değil mi? Neler yapabileceğimi biliyorsun?"

Gözlerimi tekrar tekrar devirirken parmak uçlarımla göğsünden iterek aramızdaki mesafeyi açtım.

"N'aparsın? Ağabeyine mi söylersin?" dedim alaycı bir ses tonuyla. Sana'nın ağabeyi benim müstakbel nişanlım oluyordu. Aramızda hiçbir duygusal bağ olmamasına rağmen annem ve Sana'nın ailesi nişanlanmamızı istemişti. Sana'nın ailesi ve annem iş ortağıydı. Dizilerde veya filmlerde gördüğümde iş ortaklarının neden çocuklarını evlendirdiklerini zaten anlayamıyordum. Oturup düşünsem bunu bizzat yaşayacağım aklıma gelmezdi ama buradaydık işte.

Kelebekler ' JenoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin