6'Kelebek Yakalama Operasyonu

59 7 255
                                    

°°°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

°°°

Motor hızlandıkça kollarımı Jeno'nun oldukça ince beline sarıyor, gözlerimi sıkıca yumup hızlı nefeslerimin arasından Jeno'ya,

"Biraz yavaşla!" diye bağırıyordum arada ama pek umrundaymış gibi değildi. Büyük ihtimalle ara sokaklarda ve zaten kafeye çok yakın olduğumuz için hız yapıyordu ama hayatımda ilk defa motora binmiş olduğumu düşünecek olursak,
Evet, altıma etmek üzereydim.

Sonunda Jeno biraz yavaşladığında kafama büyük gelen, bu yüzden görüşümü engelleyen kaskı biraz yukarı kaldırarak etrafa bakındım. Kafenin önündeydik.

"Seni eve mi bırakayım yoksa bir kahvemi içer misin?" dedi Jeno ayaklarını yere koyup motordan inmeden cevabımı bekleyerek.

"Eve gidip her şeyin üzerine annemi çekebilecek durumda değilim." dediğimde çalışan motoru durdurdu. Motorun kulak çınlatan sesi sustuğunda Jeno önce kendisi indi, sonra benim inmemi bekledi. Hâlâ biraz korkuyordum ama motorla hız yapmak iyi gelmişti. Tüm vücudum buz kesse de adrenalin duygusu bana her şeyi unutturmuştu. Bunun en büyük etkenlerinden biri de Jenoydu belki de ama bunu henüz kendime itiraf edebilecek durumda değildim.

Motordan inip nefesimi daraltan kaskı sıkıntıyla kafamdan çıkardım ve Jeno'ya uzattım. Jeno kaskı alıp motora asarken ve motoru bahçenin önünde kilitlerken muhtemel darmadağın olmuş saçlarımı elimle düzeltmeye çalıştım.

Küçük adımlarla duvara yaklaştığımda Jeno bana yetişmişti.
Bu defa onun bana yardımcı olmasını beklemeden avuçlarımı duvara yasladım ve dizilerimi en tepeye çıkardıktan sonra hiç beklemeden bahçeye atladım. Bu sırada arkamdan gelen Jeno,

"Ön taraftan normal bir şekilde kapıyı açarak girebiliriz biliyorsun değil mi?" diye sorunca omuzlarını silktim.

"Ben burayı daha çok seviyorum."

Jeno bir şey demeden o da içeri atladı ve avuçlarını önce birbirine, sonra dizlerine vurup tozları sirkeledikten sonra arka cebinden anahtarı çıkartıp sarmaşıkların arkasındaki camdan kapıyı açtı.

İçeri girdiğimizde Jeno tezgaha doğru ilerlediğinde ben de onu takip ettim. Bu sırada hâlâ hafiften titreyen elimi bastırmak için bir elimle diğerinin bileğini tutuyordum.

"Otur bakalım." dedi Jeno tezgahın arkasına geçip ilk dolabın içinden bir şeyler çıkartmadan hemen önce.

Tezgahın önündeki taburelerden birine oturup avuç içlerimle suratımı ovuşturdum. Günlerdir hiçbir işim yolunda gitmiyordu. Üstüne üstlük normal şartlarda ertesi gün ne yiyeceğine bile önceden karar veren biri olarak, şuan geleceği düşünemiyordum. Elimde değildi.

Kelebekler ' JenoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin