(P'O) 1

600 56 85
                                    

Oy ve yorumu unutmayalım lütfenn 🧡

Hayat. Hayata sokayım.

"Buraya gel oç herif!" Ayaklarımı oynatarak vurmaya çalıştım ancak kollarımdan tutan kişiler beni engelliyordu. Yine de pes etmedim ve sağ ayağımdandan güç alarak malum yere nokta atışı yaptım. Az önce burnunu tutan eli orasına kaydığında iki büklüm olmuştu.

Oh canıma değsin.

"Karakolda ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!?"

Gür ses eşliğinde, ki bu karakolumuzun baş komserinin sesiydi nereden biliyorsun diye sormayın, bir anda yakamdan tutuldum ve geriye doğru fırlatıldım. Adam basket yapar gibi beni nezarethaneye atmıştı. Peşinden gelen poliste kapıyı kapatıp iki kere kilit attı. Oha. Ayıp ama bu.

"Çocuğum yine mi sen ya yine mi ya?" Baş komiser amca diğer puştu yanda ki yere kapatırken söylemişti bunu. Gülümsedim ve yerden kalkarak üstümü düzelttim. O ise gülmüyor aksine sabır çekiyordu. Bir gıdım haklı olabilirdi aslında ama bu sefer haklı olan taraf bendim.

"Bu sefer suçum yok." Diye başladım söze. "Barda tatlı tatlı oturuyordum bir anda geldi puşt. Bacağıma dokundu. Namusum gidecekti komiser bey!"

"Ben onlardan birisin sandım! Nereden bilebilirim manyak bir velet olduğunu?!"

"Bana bak lan." Ayakkabımı hızla çıkarıp demir parmaklar arasında ona attığımda beklemediğinden kaçınamamış tam kafasından yemişti tranponlu ayakkabıyı.

"Ah cidden çıldıracağım. Tamam haklısın ama herşeyden öte orada olmaman gerek senin. Daha onsekiz değil-"

"Dün yirmi birime girdim hakim bey. Böyle çıtır olmama bakmayın yeey!"

Ortamda ki polisler hafif güldüğünde baş komiser amca arkasını dönüp hepsine öldürücü bakışlar attı. Gülümsedim. Bence o da beni seviyor ama belli etmiyor. Yiaa tontişş

"Felix bir yıldır ya kavga çıkarıyorsun ya da intihar girişiminde bulunuyorsun. Nezaret ve hastane arasında gidip gelmekten yorulmadın mı çocuğum?"

"Hmm haklısınız aslında. En iyisi büyük bir suç işleyip hapse girmek veya girişimi başarıya dönüştürmek!"

Seslice nefes aldığında gülmeyi kestim. İki yıl önce polis bakanı konumundan istifa etmiş ve buraya, Avusturalya'nın küçük ama zenginlerle dolu şehrine atanmıştı. Amacının ne olduğu belliydi. Zengin kesimin olduğu bu yerde kafa dinlemek istiyordu. Gerçi sayemde eski hayatını geri istediğine yemin edebilirdim.

"Bir gece burada dursunlar. Adam hakkında bir aylık eğlence merkezlerine giriş yasağı koysunlar. Şu deliyi de..." Bana baktığında parmaklarımla kalp yapıp güp güp diye efekt sesi çıkardım. Aldığım ise yine bir oflamaydı.

"Yarın salıverin gitsin AMA dikkat edin karşı yola kadar bırakın. Sonra yola atlayıp trafiği bozuyor."

Beni tanıyordu artık. Güldüm ve o giderken alıştığım oturağa oturdum. Burası da güzeldi aslında. Gerçi gece biraz soğuk oluyordu. En iyisi bir daha ki gelişimde el ısıtıcılarımdan birini yanıma almak.

Aklıma gelen şeyle yanda ki adama döndüm. En uzak yere gitmiş bana bakmamaya çalışıyordu. "Ayakkabımı geri ver. Senden pahalı o."

Korka korka ayakkabımı alıp benim alabileceğim yere koydu ve hemen geri çekildi. Ay cidden korkmuş buu. Onu senden yirmi yaş küçük birine yavşamadan önce düşünecektin oç.

"Felix? Oğlum iyi misin?"

Babamın sesiyle adama bakmayı kestim. Telaşlı bir şekilde girmişti içeriye. Üstü başı dağılmıştı. Muhtemelen gece masada uyuyakalmış benim burada olduğumu öğrenince de apar topar buraya gelmişti. Yutkundum ve omuz silktim sadece. İyiydim işte. Niye bu kadar endişelenmişti ki?

"Sana dokunan kişiyi buradan çıkartmayacağım söz veriyorum sana. Bay Seo ile de görüştüm. Çok ısrar edince gece kalmana gerek olmadığını söyledi." O sırada bir polis elinde anahtarlarla gelmiş ve kapıyı açmaya başlamıştı. "İstemiyorum." Dedim hemen. Poliste babamda şaşırmıştı buna. "Burada kalmak istiyorum."

"Felix'im-"

"İstemiyorum. Neden geldin ki? Gitsene. İyiyim ben. Geldin gördün işte."

"Ama oğlum-"

Cümlesini devam ettirmedi. Sadece titreyen sesi kaldı ortamda. Yutkundum ama yine de yüzüne bakmadım. Burada olmasını istemiyordum. Başından gelmemeliydi. Aptal adam. Her zaman istemediğim şeyleri yapıyordu.

Ayak seslerini duyduğumda gittiğini anladım ve başımı çevirdim o tarafa doğru. O an baş komiserle göz göze gelmiştik. Kaşları çatık bir şekilde bakıyordu bana. Sinirliydi. Kırgın gibiydi de.

"Gerçekten." Dedi gitmeden önce. "Herkesi kendinden uzaklaştırmada ustasın çocuk."

---

Sabah polisler verilen emre göre beni evimin önüne bırakmışlardı. Güya karşı yola bırakın demişti. Sanırım gece gece birşeyler düşünüp uygulamaya koyulmuştu komiserimiz.

Bu arada adamın ismini bilmiyorum. Oysa çok yakınız. Tontiş amca mı desem acaba? Belki de ismini öğrenmeli ve öyle kullanmalıyım amca kelimesini.

"Oğlum."

Odaklanınca hemen gözlerimi kaçırdım. Başka şeyler düşünürken istemesem de olsa yüzüne bakmıştım. Demek komiserimizin amacı buydu. Erkenden beni eve bırakarak babamla karşılaşmamı sağlamıştı. Olaya bak. Elin polisi aile meselesine karışıyor ne-

"Kahvaltı hazırlattım. Yani sen benim yaptığımı sevmezsin yemezsin diye bayan Rory'e yaptırdım. Gelsene içe-"

"Çok konuşuyorsun." Hızla yanından geçtim ve içeri girerek direk merdivenlere adımladım. Onunla kahvaltı yapmak gibi bir gayem yoktu. Gerek yoktu. Gereksizdi. Aptalcaydı.

"Felix. Kahvaltı yapman gerek. Ben giderim lütfen gel yap bak hemen giderim yeter ki ye sen."

Duymamazlıktan gelerek odama girdim ve kapımı kapattım. Yine istemediğim şeyleri için zorluyordu beni. Bu sinirimi bozarken boynumdaki kırmızı kulaklığı çıkarıp masaya koydum. Dizimde ki kemeri de çıkarmış iyice rahatlatmıştım kendimi. Pantalonda sıkıyordu acaba etek mi giyse-

Kapının açılmasıyla kemerimi sökmeyi bırakıp gelen kişiye baktım. Babam gelmişti. Hemde kapıyı çalmadan?

"Ne yapıyorsun ya?" Ses tonumu koruyamıyordum artık. "Kapımı çalmadan ne diye-"

"Neden yapıyorsun bunu? Anladım bana acı çektirmeyi seviyorsun ama yeter artık. Geleceksin ve yiyeceksin!"

"Yemeyeceğim!"

"YİYECEKSİN!"

Bağırmasıyla bedenim titredi. Sinirden kuduruyordum resmen. Gelmiş bana bağırıyordu. Sen. Sen...

Madem öyle.

Aniden arkamı döndüm ve balkonun kapısını açıp hızla korkuluğun üstüne çıktım. Arkamdan seslense dahi umursamadan ve bir kere bile düşünmeden bıraktım kendimi aşağıya. Elimi tutmaya çalışmış ama başaramamıştı.

Ben Lee Felix. Kimine göre ergen bir manyak kimine göre de sorunlarını içine atan atipik  depresifherifin tekiyim. Hangi sıfatta olursam olayım ikisininde olayı aynı.

Kimse. Bana. Emir. Veremez.

•••
Felix ruhsal açıdan oldukça sıkıntılı bir karakter. Umarım iyi anlayabilmişimdir ve sevmişsinizdir 🧡🥺

 Umarım iyi anlayabilmişimdir ve sevmişsinizdir 🧡🥺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Payoff •Changlix•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin