(P'O)7

230 45 119
                                    

Oy ve yorum🧡
•••

"Psikolog demek. Ne kadar hoş."

Elimdeki çubukları birleştirip sıkıca tuttum. Changbin de pozisyon aldığımı fark etmiş olacak ki seslice yutkunup oturuşunu düzletti. Cidden. Tanrım. Cidden hepsi beni buluyordu!

"Evet evet. Fakülteleriniz de yan yana. Yürüyerek birlikte gidersiniz tatlı tatlı."

Shuha karım ellerini sevinçle çırptığında dişlerim kamaşmış sadece yalancı bir kahkaha atmıştım. Çok iyi ya. Muhteşem yani. Ahahah

Haa... Psikolog ve yan ana karşı dallarını sevmiyordum. Yok terapi yok psikatrist yok ilaç... Götüm eğer tüm gün uyuyacaksam iyileşmiş sayılmıyorum önce bunu bir anlamaları gerekiyordu!

"Ne güzel işte ikiniz evlenir birbinizi nötrlersiniz." Boş konuşan tilkiye tek gözümü kapatarak baktım. Beni sinir etmişti oturduğu andan itibaren. "Gerçi belli olmaz. Sen hyungu da delirtisin. Psikopat civciv."

"Elimdeki çubukları sana öyle bir sokarım kii var ya şişe takar kızartıp yerim seni. Yemin ederim yaparım. Bitiririm seni."

Çubukları atacak gibi yaptığımda gülüp oyuncu bir edayla siper aldı. Hah. Sanırım şaka yaptığımı düşünüyordu bu çocuk. Küçük ya. Yerim. Kafası basmıyor sanırım.

"Kendini kasma." Belime konulan elle durdum. Cidden durdum. Masadaki herkes konuşup kendi halinde gülerken sesleri boğuklaştı sanki. Soğuk hissiyat etrafımı çerçeveledi, sadece belimdeki el sıcaklığını aşıladı bana. Garipti bu. Ben. Tarif edemiyordum.

Yutkundum ve elin sahibine döndüm. Yumuşak gözlerle bana bakıyordu. Sanki. Sanki hakkımda herşeyi biliyormuş gibiydi gözleri. Sanki durumumu biliyormuş gibi. Sanki herşeyi düzeltebilirmiş gibi. Sanki suçlu ben değilmişim gibi...

İğrenç.

Hiçbir bildiği yok. Onun gibiler böyleydi. Bilmezdi. Bakışları yalan söylüyordu sadece. İğrenç. Tiksinç. Hiçbirinin birbirinden farkı yok. Hepsi yalancı. Anladıkları felan yok. Aptal. Aptalca. Suçlu. Bir şey bildiğiniz yok. Saçmalık. Canım acıyor. Midem. Midem bulanıyor. Yemek yedim. Yememeliydim. Neden yedim? Onlar istedi. Bildikleri yok. Anlamıyorlar. Kusmak istiyorum. Yemek istemiyorum. Nefes almak istemiyorum.

Annemi istiyorum.

Ayağa kalktım. Sadece sandalyeden ayağa kalkıp masadaki yüzlere baktım. Onlarda bana bakıyorlardı. Mutlulardı.

Mutlu olmaya hakkın yok.

"Afiyet olsun."

Başka bir şey demedim ve yerimden çıkarak odama doğru ilerlemeye başladım. Merdivenleri çıkmaya başladığımda arkamdan gelen sesleri hissedebiliyordum. Ancak istemiyordum. Bu yüzden de hızlı davranıp çatı katına çıktıktan sonra merdivenleri katlayarak kapıyı kapadım. Kimin geldiğini bilmiyordum ama umrumda olduğu da pek söylenemezdi. Doğruldum ve bitmiş odamın tam ortasında durdum. İstediğim gibiydi. Tamamen.

Kırmızı yatak örtüsü üzerine kahve tonlarında süs yastıklar, bir tarafı siyah duvar, posterler, çalışma masası ve tahta renkleriyle süslenmiş üstü. Salkımlı avize, eski masa saatleri ve nicesi. Hepsi benimdi. Hepsi istediğim gibiydi. Tamamen bendi burası.

Karışık ama kendi içinde düzeni olan bir oda.

İlerledim. Pencerenin önüne gelip birazda dışarıya baktım. Pencere yeşile boyanmıştı. Bu bile benim odam olduğunu belli ederken istemsizce gülümsediğimi fark ettim. Sevmiştim. Güzeldi. Ben. Benim hoşuma gitmişti.

Midem bulanıyor.

Yeni serilmiş siyah gri halımı mahvetmemek adına banyoya koştum. Odamın en güzel yanı da buydu. İçinde ebeveyn banyosu vardı. Diğerlerine görünmeden yaşamam için bir mesajdı sanki. Hemen kapıyı açtım ve klozetin kapağını da açarak yere çöktüm.

Payoff •Changlix•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin