sun.oooo1 instagram hesabı
⎯
seon woo
daha çok fotoğraf çekilmeliyiz.
daha çok gezmeli, daha çok anı biriktirmeliyiz.riki
keşke şu an bunu hemen yapabilsem senin için.seon woo
yapmamamız için bir sebep göremiyorum ben aslında?riki
beş kuruşsuzum?seon woo
ya gezmek için paraya mı ihtiyacımız var?
hazırlan çabuk.
metro ne güne duruyor?
her durakta inip orayı gezeceğiz, hadiriki
benim ego kartım yok ki ama...seon woo
sorun değil çıkartırız birkaç dakikada
hadi hazırlanriki
şey seon woo
biliyorsun benim bu evden çıkmam gerekiyor bir an önce.
yani, bugün evde kalıp toparlamak istiyordum biraz.
sonra gezsek olmaz mı?seon woo
aa söylesene yahu
ben geliyorum şimdi sana,
yardım ederimriki
tamam bekliyorum <3⎯
"ay inanmıyorum bu gömlek çok şıkmış." dolabındaki şeyleri inceleye inceleye çıkarırken sandalyede oturmuş bana gülerek bakıyordu. her kıyafete yaptığım bu muamele yüzünden asla toparlanamayacağını söylüyordu. e haklıydı da. "dur giyeyim de geleyim." koşarak lavaboya gittiğimde arkamdan lavaboya gerek olmadığını söylemişti. ama benim bazı planlarım vardı ve riki'nin bozuk moralini yerine getireceğine olan inancım çok yüksekti.
hinata ve haruto iki gün önce, asahi ve shun da dün gece japonya'ya döndükleri için riki çok yalnız hissediyordu kendisini. durgundu ve bu hoşuma giden bir durum da değildi.
üzerimdeki kazağı ve sonrasında eşofmanımı çıkarıp uzun gömleği üzerime geçirdim. büyüktü. muhtemelen riki'ye bile büyük geliyordu. dudağımı dişleyip aynada kendimi görmeye çalıştım. kalçamı zar zor örten gömleğin uzun gelen kollarını heyecanla kıvırdım.
odaya döndüğümde sandalyede dönmeyi bırakıp bana baktı. gördüğü manzara dudaklarının çokça açılmasını sağlayıp onu şoka soktu. gülümsedim ve etrafımda döndüm. "nasıl? yakışmış mı?"
ellerimi arkama alıp parmak uçlarımda yükseldim. yüzümdeki eğlenen ifadeyle onu izliyordu. dudakları kıvrıldı. yavaşça arkasına yaslandı ve elini bana uzattı. tanrım, çok seksi.
üç koca adımla aramızdaki mesafeyi kapattım. beni kucağına çekti. yan bir şekilde kucağına oturuvermiştim. kıkırdayıp boynuna sarıldım. "çok mu güzelim?" dedim burnumu yanağına sürttükten sonra.
"çok." sağ eli çıplak bacağımdan yukarı çıkıp baldırımı kavradığında nefesim kesildi. dudaklarını boynuma yaklaştırıp da oraya kendisine ait bir iz bıraktığında istemsizce kendimi kasıp bacaklarımı sıkıştırdım. tek hareketi ile kaldırmıştı benim çavuşu.
"riki," gözlerime baktı.
"hm?" dedi. büyülenmiş görünüyordu. gözlerinde öyle bir ifade vardı ki, kim olsa bana yanıp bittiğini görebilirdi. bu çocuk bana sırılsıklam aşık olmuştu.
"bana çok mu aşıksın?" bunu sormayacaktım aslında. sorum bambaşka bir şeydi. ama gözlerindeki aşık ifade kalbimi sımsıcak etmişti. şehvet falan göremiyordum gözlerinde. beni bu halde görmüş olmasına rağmen beni bir an önce yatağa atmak değildi amacı. en azından gözlerinde göremiyordum bunu. belki ben yanlış yorumluyordum, emin değilim. ama yumuşacık hissettirmişti bana kendimi. adeta pamuklara sarmış kucağına oturtmuştu.
"sana çok aşığım." diye mırıldandı ve omzuma yattı. "seon woo, ben kimi çok sevsem kayıp gitti ellerimden. korkuyorum... sen de gidersin diye korkuyorum."
saçlarını okşadım bir süre. "riki, ben seni çok seviyorum. haddimden fazla belki de. senden, sen istemediğin sürece asla gitmem. buna söz veriyorum." iç çektim. "bilemiyorum aslında. belki de şu an ilişkimiz çok yeni ve taze olduğu için senden asla gitmem gibi hissediyorum. sen de verdiğin büyük sözleri anın canlılığı ile veriyor olabilirsin. ileride ne olur, birbirimize olan bakışımız ne yönde değişir bilemem. ben geleceği göremem. ama... istemiyorum. seni bırakmak, senden gitmek istemiyorum ben. şu an da seni ileride kaybederim korkusu ile kendi kendimi yemek istemiyorum. kendimi strese sokmak, kendimi yetersiz hissetmek, kendimi üzmek istemiyorum. riki, gittiği yere kadar gidelim. ömrümüzün sonuna kadar olmasa da olur, ama ayrılırsak da güzel ayrılalım. belki bizim sonumuz yarındır. ya da on sene sonrasıdır. ne zaman olacağının önemi yok. tadını çıkaralım. sadece tadını çıkaralım, olur mu?"
gözlerinin parladığını, dolduğunu fark ettim. dudakları kıvrıldı ve başını yavaşça aşağı yukarı salladı. dudaklarımız birleştiğinde hiç öpülmediğim kadar güzel öpüldü ruhum benim. öyle yumuşaktı ki hiç olmadığım kadar değerli hissettim kendimi. ve içimden riki ile sonuna kadar götürebilmeyi diledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uykusuz kalınan geceler # sunki
Hayran Kurgu(apartman) kim seon woo ÇOK SEVGİLİ ÜST KOMŞUM. ACABA DİYORUM, EV YERİNE OTELE Mİ GEÇSENİZ????! tw: asabi sunoo (daha once hic gorulmemis)