4

391 54 36
                                    

"Yorucu bir hafta olmuş olmalı. Koltuktan kalkmadığına göre."

Soobin'in konuşmasıyla koltuktaki pozisyonunu dikleştirip elindeki kitabın arasına ayracını koyup kapattıktan sonra kucağına koydu Felix. Gözlüklerini çıkarıp katladı ve kafasını geriye yatırıp nefes aldı.

"Çok yorucu bir haftaydı. Ama işe yaramış hissettiriyor. Verimliydi. Yorulunca iyi hissediyorum."

"Biliyorum. Tanıyorum seni. Seviyorum bu huyunu. Kahve?"

"Çok iyi olur. Sen neler yaptın?" Mutfağa doğru giden çocuğun arkasından seslendi.

"Toplantılar, yetişmesi gereken projeler, yurt dışından misafir ağırlamalar..Çok yoruldum. Sadece uzanıp seninle dizi izlemek istiyorum."

"Kulağa çok yorucu geliyor. Olsun. Üstesinden gelmişsindir. İyi iş çıkardın."

Kısa bir sessizlikten sonra elinde iki bardakla salona geldi Soobin. Onun gelmesiyle doğrulup kitabı sehpanın üzerine bıraktı ve yana kaydı. Bardaklardan birini Felix' e verip yanına oturan Soobin gülümsemişti.

"İyi iş çıkardım değil mi?"

"Evet. Aferin sana." Gülümseyerek karşılık vermişti çocuğa.

"Sen olmasan ne yapardım ben?"

"Bilmem. Pek bir farklılık olmazdı herhalde."

"Olmaz olur mu hiç? Sen benim küçük psikiyatristimsin. Psikolog olman işime daha çok gelirdi ama idare edeceğiz artık."

"İhtiyacın olursa çekinme. Boş odamız var."

"Çok sağ  ol ya. Napıyoruz bugün?"

"Evden çıkmayalım da ne yaparsak yapalım."

"Pekalaa."

Pazar gününü ikili evde dizi izleyerek geçirmişti. Bütün haftanın yorgunluğunu atmak kolay olacak gibi durmuyordu. 

... 

"Daehyun Bey için her şey aynı. İlaçlarını düzenli kullanıyor. Kwan Bey dün gece kriz geçirdi. Sakinleştirdik. Hyunjin Bey yemeklerini de yemedi ilaçlarını da içmedi. Bir haftadır durumu iyiydi oysaki. İstemezse yemeyebileceğini söylemişsiniz."

"Evet. Pekala. Teşekkürler. Ben görmeye giderim onu. Her şey iyiydi bir şey olmuş olabilir."

"Siz nasıl isterseniz. İyi günler."

Odasından kızın çıkmasıyla elindeki dosyaları okumaya devam etti.

Hafta içi Hyunjin ile buzları biraz daha eritmişlerdi. Oyuncaktan sonra biraz daha neşeli biri olmuştu. Hafta sonu bir şeyler olmuş olmalıydı.

Onu bugün görmesi gerekiyordu fakat tek hastası o değildi. Önce programını bitirmesi gerekiyordu. Tüm işleri bittikten sonra rahatça görüşebilirdi.

...

"Selam. Bakmayacak mısın yüzüme?" İçeriye adımlamıştı Felix.

Cevap gelmeyince yatağının dibine kadar gelip çökmüştü.

"Konuşmuyor muyuz?"

"..."

"Konuşmayacak mısın cidden? Gideyim mi o hâlde ben?"

"..."

"Peki o zaman." Tekrar ayağa kalkıp arkasını döndüğünde önlüğünün kolundan tutulmuştu. Kısaca gülümseyip arkasına dönmüş ve çocuğun konuşmasını bekliyordu.

"Sen söyle. Konuşmuyor muyuz?"

"Nasıl yani?"

"Niye gelmedin? Hani bırakmayacaktın? Gelmedin! Geleceğim demiştin.

Toivoa || HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin