16

180 24 15
                                    

"Hyunjin...anladım güzelim beni yeterince iyi izleyip öğrendiğini. Artık durabilir miyiz?" Kalan son enerjisiyle nefes nefese kalmış olan Felix, üstüne çıkmış her yerini öpen sevgilisini durmaya ikna etmeye çalışıyordu.

"Çok mu yordum seni?" Sevgilisi eğilip boynundan öpünce gülümsemişti Felix.

"İçinden başka biri çıktı. Dinlenelim mi biraz, hm? Birlikte sarılır uyuruz?"

"Sevdim bu fikri. Ancak önce temizlik zamanı." Ayağa kalkıp yataktaki sevgilisini kucaklamıştı Hyunjin. 

"Duş alacağız."

Birlikte aldıkları duştan sonra ikisi de iyice yorgun düşmüş ve yatağa girdikleri gibi sarılıp uyumuşlardı. Tabii öncesinde Hyunjin olabilecek en hızlı şekilde çarşafları değiştirmişti.

Sabah olduğunda ve Felix kalktığında yatağın diğer tarafı boştu. Kalkıp üstüne bir şeyler geçirdikten sonra aşağıya inmişti. Mutfakta mırıldanarak kahvaltı hazırlayan sevgilisini görmek kalp atışlarının artmasına sebep olmuştu. Bir süre gülümseyerek izledikten sonra yaklaşıp belinden sarılmış ve çenesini boynuna yaslamıştı.

"Sevgiliimm!"

Aniden sarılmasıyla şaşırıp kafasını çeviren Hyunjin gülümsemiş ve başını öpmüştü.

"Günaydın sevgilim. Neden çıktın yataktan? Çok yorgundun. Kahvaltıyı odaya getirecektim."

"Sen de çok yorgundun. Burada yeriz birlikte, indik artık."

"Tamamdır güzelim, sen şöyle geç bakalım." Felix'in kollarından kurtulup arkasına dönüp onu koltuk altlarından kaldırıp tezgaha oturtmuştu.

"Şimdi oldu."

"Hmmm..sevdim bunu."

"Şefim! Ne yapmamı istersiniz?"

"Şef ve aşçısı mıyız şu an? Hmmmmm...Hyunjin sana öğretmem gereken yeni şeyler olabilir."

"Ne gibi? Yeni yemek tarifleri mi?"

"Boş ver. Ben gösteririm daha sonra. Biz kahvaltımızı hazırlayalım."

"Pekala. Sen ne dersen o."

Birbirleriyle uğraşmaktan, ufak kaçamaklardan dolayı uzun süren kahvaltı hazırlama faslından sonra sonunda sıra yemeye gelmişti.

"Hyunjin. Diyorum ki sana bir kafe mi açsak acaba? Kahvaltılık, tatlılar, içecekler falan yapman için. Ben çalışırken tek başına kalmamış olursun diye."

"Çok güzel bir fikirmiş. Nereden aklına geldi?" Gülümseyerek sevgilisine bakıyordu. Gerçekten hoşuna gitmişti bu düşünce.

"Hiç. Bir süre düşünüyordum öyle ve aklıma bu fikir geldi."

"Her an aklında olduğumu biliyordum."

"Sanırım seni kabuğundan fazla çıkarıp şımarttım. Öyleyse seni daha çok şımartacağım. İstediğin her şeyi önüne sereceğim."

Hyunjin gülerken masadan aldığı yiyeceği Felix'in ağzına tıkmıştı.

"Böyle konuşunca kendimi yaşlı zengin bir adamla evlenmiş genç biri gibi hissettim."

"Söyle genç adam. Babacığından ne istersin? Bana babacığım de." Felix kendini rolüne kaptırmış, hararetle konuşuyordu.

"Felix, neden sana babacığım diyorum?"

Sevgilisinden gelen bu soruya kadar.

"Zaman, sevgilim. Zaman. Hadi, kahvaltını yap." Bu sefer ağza yemek tıkma sırası ondaydı.

Toivoa || HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin