13

260 37 33
                                    


   Merdivenleri ikişer ikişer çıkıyordu Felix. Nefesi kesiliyordu ama durmaya niyeti yoktu. Soobin, rahatsız hissediyor olmalıydı ki ona artık Hyunjin'i görebileceğine dair mesaj atmıştı. Mesajı okuduğu gibi evden çıkmış ve tüm gücüyle koşarak hastaneye varmıştı.

Gözüne girmeye başlayan sarı saçlarını eliyle geriye yatırdığında son merdiveni de çıkmıştı.

"Felix Bey!.."

"Çekil!" Önüne doğru gelen kişileri ittirip kimsenin onu durdurmasına fırsat vermeden odaya girmişti.

"Hyunjin.."

"Felix!"

Çocuğun gözleri onu fark ettiği gibi kocaman açılmıştı. Şaşkınlığının yerini kocaman bir gülümseme alıp ayaklandığında Felix de onun tatlı yüzüne bakarak gülümsemiş ve dizlerine tutunarak nefesini düzene sokmaya çalışmıştı.

Sonunda biraz olsun soluklandığında kafasını kaldırıp, geldiğinden beri kuyruğunu dikmiş bir köpek yavrusu gibi onu izleyen çocuğa bakmıştı. Hâlâ gülümsüyordu.

"Özür dilerim."

"Neden?"

"Burada olmadığım için."

"Ama geldin."

"Ama.."

"Geleceğini söyledin ve geldin."

"Seni görmeye geleceğimi söyledim ama o gün gelmedim."

"Gelebilseydin gelirdin. Değil mi? Bir şeyler olmuş olmalı."

"Gelirdim tabii! Gelmeye çalıştım ama gelemedim. Gerçekten denedim.. Ama ben güçsüz biriyim Hyunjin. Seni koruyamadım bile! Benim yüzümden saçma sapan şeyler oldu."

Hyunjin, ilk defa karşısındaki adamın bu kadar çaresiz olduğunu görüyordu. O her zaman kendinden emin olur ve duygularını gizlerdi. Oysa şimdi karşısında göz yaşlarını akıtıyordu.

"Seni çıkaracağımı söyledim. Belki de en başından beri burada durman hataydı ama ben, ben bunu bile çözemedim. Söylesene neye yarıyorum ben?!"

Sessizce akan göz yaşları hıçkırıklarla bütünleşmişti. Zor zar düzene soktuğu nefesi şimdi tekrar kesiliyordu.

"Özür dilerim Hyunjin.."

Yere çökecekken bedenine sarılan sıkı kollar sayesinde ayakta kalmıştı. Hyunjin sıkıca ona sarılmış, bir elini kafasının arkasına koyup göğsüne bastırmıştı.

"Derin nefes al. Sakinleşmeye çalış güzelim, tamam mı? Ben buradayım. Düşmene izin vermem."

Onun kollarında güvende hissetmeye başlamış ve kıyafetlerini avuçlarının içine alarak sıkıca ona tutunmuştu. Her hıçkırdığında göğsü onunkine çarpıyordu.

Sonunda biraz sakinleştiğinde kafasını kaldırıp yukarıdan ona bakan çocuğa çevirmişti gözlerini. Güven verircesine gülümsüyordu.

Bir şey demesine fırsat vermeden tekrar başından bastırmış ve göğsüne yaslamıştı. Bu sefer o onun saçlarını okşuyordu.

"Sen benim saçlarımı okşayınca ben çok iyi hissediyorum. Belki sen de hissedersin?"

"Yanında bu halde olmamalıydım. Seni o kadar beklettikten sonra bir de yanında güçsüz durmamalıydım."

"Sen de insansın Felix."

Geri çekilip yüzünü avuçları içine almıştı.

"Ben senin yanında hep güçsüzüm."

Toivoa || HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin