0.8

124 19 20
                                    

Changbin 9 yaşındayken,

Küçük çocuk ağlayarak ödevlerini yapıyordu. Dün yapmayı unuttuğu ödev yüzünden babasından dayak yemiş, daha sonrada zorla dersin başına oturtulmuş ve odasına kilitlenmişti.

Changbin annesini özlüyordu. Annesi onun saçlarını okşar, onu öper ve güzel sözler söylerdi. Ama maalesef annesi yakalandığı hastalık sonucu vefat etmişti.

Babası ise annesinin ölümünden sonra çok değişmişti. Eve çok geç bir saatte dönüyor, bazen ise sarhoş oluyordu. Sarhoşken daha çok korkardı Changbin ondan çünkü o zaman daha çok döverdi onu babası daha çok acırdı canı.

Babası onun arkadaş yapmasına bile izin vermemişti. Sınıfta ise hep dışlanan en köşede oturan sessiz çocuktu.

Changbin büyüdü 14 yaşına geldi. Bugün okulun ilk günüydü. Lise 1. sınıfa geçmişti. Dersleri eskisi kadar umursamıyordu. Ama babası yüzünden yine çalışmak zorunda kalmış ve nitelikli bir liseye yerleşmişti.

Umursamaz ve soğuk bakışlarını etrafta gezdirdi. Daha sonra sınıfa çıktı ve en arka sıraya, cam kenarına geçti. İçinde sadece bir defter ve kalem bulunan çantasını masanın üstüne koydu. Kafasını ona koyduktan sonra camdan gökyüzünü izlemeye başladı. Gökyüzünü baktıkça annesine bakıyormuş gibi hissediyordu.

Gözlerini kapattı. Hocanın sesiyle gözlerini açtı. Doğrulup sırasına yaslandı. Yanında birinin oturduğunu farketti. Dönüp ona baktığında derince yutkunmuştu. Çocuk tam anlamıyla bir güneş gibi parlıyordu. Çocuk ona olan bakışları hissedip yana döndü. Changbin'e bakıp kocaman gülümsedi ve el salladı. Changbin ise ondan gözlerini çekemiyordu. Yanındaki çocuk tıpkı bir güneş gibi parlıyor ve meleklere benziyordu. Kafasını iki yana sallayıp güneş çocuktan gözlerini çekti ve tekrar kafasını sıraya yasladı.

Tenefüs zili çaldığında changbin gözlerini açmış yine gökyüzünü izliyordu. Omzuna dokunan elle yerinden sıçradı.

"oh, özür dilerim." Changbin duyduğu bozuk aksanla güneş çocuğa baktı.

"sorun değil."

Felix kafasını salladı ardından heyecanla elini uzattı.

"merhaba ben Felix!"

"Bende Changbin." elini sıktıktan sonra konuştu.

Böylece 2 arkadaş tanışmış oldu. Felix Changbin'in ilk arkadaşıydı. Siyah saçlının asla dibinden ayrılmıyordu. Changbin'le yakın arkadaş olmuşlardı. Güneş çocuk Changbin'in kalbini eritmeyi başarmıştı.

Daha sonra Minho ve Jisungla tanıştılar. Daha sonrada Felix'in abisi Chan ve onun sevgilisi Seungminle. Aralarına en son katılan Hyunjin ve Jeonginle. Arkadaşları vardı artık Changbin'in.

Şimdi ise bir parkta oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Changbin artık mutluydu. Yanındaki güneş çocuğa baktı. Parmaklarını yanaklarındaki yıldızları değdirdi. Felix ona döndü ve o gülümsemesini sundu ona. Changbin'de gülümsemesine karşılık verdi.

Babası eve çok gelmediği için çalışmadığı derslerine Felix sayesinde tekrardan çalışmaya başladı. Arkadaşları ile aynı üniversiteyi kazandı. Artık reşit olduğu içinde babasıyla yaşamak zorunda kaldığı evden ayrıldı. Güneş çocukla aynı eve çıktılar. Felix Changbin'in yaralarını tek tek sarmıştı. Changbin artık gülümseyebiliyordu.

-

selamm! bolumu nasil buldunuz? umarim begenmessinizdir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

selamm! bolumu nasil buldunuz? umarim begenmessinizdir.
lutfen minik yildiza basip yorum yapmayi unutmayin 💖
hoscakalinn 💗

-helena

 friendship and love, changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin